19. Bölüm

15.8K 741 66
                                    

30K olmuşuz oy veren yorum yapan herkese kocaman kocaman teşekkürler:)

İyi okumalar!:)

'' Ona ne söyledin, Styles ?'' diye hırladı Niall, Harry'e.

'' Ona hiçbir şey söylemedim, '' diye çıkıştı Harry. '' Onu bırak, o hiçbir şey bilmiyor. ''

'' O zaman neden seni onunla bu kadar çok görüyoruz? '' diye alayla gülümsedi Louis.

'' Ona bir iyilik yaptım. '' diye karşılık verdi Harry.

'' Alec seni merak ediyor, '' dedi Niall. '' Dün gece gelmedin. ''

'' Gelemedim. Meşguldüm. ''

'' Bu kadar bahane yeter. Ya yarın gece gelirsin, ya da bitti. '' diye çıkıştı Louis. '' Ya toparlanırsın ya da kızın başı belada. '' Louis beni işaret etti ve gözlerimi büyüttüm.

'' Onun bununla bir ilgisi yok. '' dedi Harry. Siyah tişörtünün içinde donuyor olmalıydı. Loş ışıkta kollarına serpiştirilmiş daha çok dövme görüyordum. '' Ben bile onu hemen hemen tanıyorum. Onu rahat bırakın. ''

'' Kız senin tahmin ettiğinden daha çok şey biliyor. '' dedi Niall.

'' Ne demek bu? '' diye sordu Harry omuzlarını gererek.

'' Geçen hafta seni Alec ile konuşurken gördü, '' dedi Niall. '' Seni takip etti. ''

Harry bana doğru baktı ve ben duvara doğru geriledim. Bakışları ateş gibi yakıyordu.

'' Önemli değil, '' diyerek tekrar Niall'a döndü Harry. '' Onu bırakın. O ancak Portland çevresindeki yolları biliyor. ''

Bu doğru değil, ben yolumu biliyorum. Bu süre boyunca sessiz kaldım, muhtemelen benim iyiliğim için söylüyordu. 

'' İyi, '' diye çıkıştı Louis. '' Ama eğer Alec kızın hiçbir şey bilmediğini öğrenirse boka batarsın. '' Harry kafasını salladı ve ikisi de Harry' e son bir bakış atarak yürüdüler. Caddede sadece Harry ve beni bırakarak gözden kayboldular.

Duvara yaslanmış duruyordum ve olayları işliyordum. Kafam zonkluyordu ve nefes alış verişim hızla düşüyordu. 

Rüzgar sertçe eserken Harry birkaç dakika yere baktı. Dudağını dişliyordu.

Neden benim için geldi? Burada olduğumu nereden biliyordu? O adamlar kimdi ve ne istiyorlardı?

Harry sonunda bakışlarını kaldırdı ve arabasına doğru yürümeye başladı. '' Bin. '' dedi soğukça.

Aceleyle yolcu tarafına yürürken itiraz etmedim. Arabadaki sıcaklık beni iyice içine çekerken deri koltukta geriye yaslandım. 

'' Sana zarar verdiler mi? '' diye sordu Harry arabayı sürerken.

Kafamı salladım. Biliyorum, geçen gün onu takip ettiğim için kızgındı ve onu suçlayamam. Rollerimiz tersine olsaydı ben de kızgın olurdum. 

'' İyi misin? '' diye sordu.

Kafamı salladım.

'' Konuşacak mısın? ''

Yutkundum, boğazım kuruydu. Ne söylemem gerektiğini bilmiyordum, daha önce hiç böyle bir şeyle karşılaşmamıştım.

Harry de benim sessizliğime uyarak boş cadde boyunca sürüşe devam etti. Kalbim hala önceki olaydan kurtulmanın etkisiyle hızla çarpıyordu.

Harry iç çekti. '' Neden o gün beni takip ettin? '' sesi tuhaf bir biçimde sakindi ve sürekli ortamdaki sesissizliği bozuyordu.

Bakışlarımı kucağıma indirdim. '' Bilmiyorum, '' dedim. '' Acele içinde ayrılmıştın, ben-- ''

'' Bir daha beni asla takip etme anladın mı? '' ses tonu hızla zehir saçıyordu.

'' Üzgünüm. '' diye fısıldadım. 

Harry nefes verdi ve çenesini sıktı. Parmaklarıyla direksiyonun üzerinde ritim tutuyordu ve alt dudağını dişlerinin arasına aldı.  Aklındaki yarışı pratikçe görebiliyordum.

Dudaklarımı ısırdım. ''Te...teşekkür ederim,'' dedim. '' Geldiğin için. ''

Harry kafasını salladı.

'' Orada olduğumu nasıl bildin? '' diye sordum. Kafamda çok fazla soru vardı ve nereden başlayacağımı bilmiyordum. 

'' Bilmiyordum. '' dedi. '' Kristal'e dönüyordum. ''

'' Neden? ''

Harry gözlerini kısa bir süre için bana çevirirken gergince nefes aldı. '' Ben...ben özür dilemek istedim, '' dedi. '' Sana bağırdığım için. ''

Gözlerimi kırpıştırdım. Harry'nin daha önce hiç özür dilediğini duymamıştım. ''Oh. ''

'' Evet. '' boğazını temizledi. '' Üz...üzgünüm. Sana söylediklerim için. ''

Kafamı salladım. Garip bir sessizlik çökmüştü ki bunu anında bozdum.

'' Kristal'de  olduğumu nasıl bildin? ''

'' Evde yoktun, ben düşündüm ki...''

'' Oh.''

Harry köşeden döndü.  Dışarıda rüzar esmeye devam ediyordu. 

'' Sana bir soru sorabilir miyim ve sen de bana tamamen dürüstçe cevap verir misin? '' diye sordum.

'' Pekala. '' dedi Harry tereddütle. 

'' Tehlikede miyim? ''

Birçok binayı geçerek otoparkta durdu. '' Eğer dürüst olmam gerekiyorsa... '' dedi. '' O zaman...tamamen güvende değilsin. ''

Nefesim hızlandı. Alt dudağım titremeye başladı ve gözyaşlarımı geri ittim. Eğer Harry gelmeseydi bana ne olurdu? Harry'nin beni eve getirdiğini bildiklerine göre nerede yaşadığımı biiyorlar mıydı?

'' Ağlama, Rose. '' dedi ifademe bakarak. Orta konsolun üzerinden ulaşıp hafifçe koluma dokunurken bakışları yumuşadı. '' Güvende olduğundan emin olmak için elimden geleni yapacağım tamam mı? '' ses tonu Aaron'ın beni ilk unuttuğu günkü gibi yatıştırıcıydı. 

Kafamı salladım ve birkaç titrek nefes aldım.

Harry arabadan inmeden önce bir an bana baktı. Ben de arabadan indim. Harry arabayı kilitledi ve içeri doğru yürüdük.

Benim kapımın önünde durduk.

'' Sana bir soru sorabilir miyim ve sen de bana tamamen dürüstçe cevap verir misin? '' diye sordu Harry.

Yavaşça kafamı salladım.

'' Aaron seni yine mi unuttu? ''

Kollarımı göğsümün üzerinden çaprazlayarak alt dudağımı dişlerimin arasına aldım. Aşağı doğru baktım. '' Evet. '' dedim. 

Harry cevap vermedi. Ne düşündüğünü hissedebiliyordum; bende aynı şeyleri düşünüyordum.

İç çektim ve dairemin kapısını açtım. '' Sanırım işte görüşürüz.'' dedim monotonlukla.

Harry karanlık gözleriyle bana baktı. Sertçe kafasını salladı ve kapıyı kapattım. 

O adamların gerçekten kim olduklarıyla ilgili karışıklık bende ağrılara sebep oluyordu. Hızlıca bir duş aldım ve yatağın içine girerek yorganı çeneme kadar çektim.

Yattığımdan beri uykum yoktu ve ben de tavanı izlemeye koyulmuştum. Eğer onlar benim için gelirler ve Harry olmazsa ne olur? Bana zarar verirlerse ne olur?

Saatler geçti ve ben hala uyanıktım.

Neden onlar Harry'nin bana birşey söyleyebileceğini düşünüyorlar? Orada onun için ne söylediler? Bu korkunç şeyleri bilmek istiyordum ama aynı zamanda korkuyordum.

Bütün küçük noktaları ateşliyordum. Biliyorum paronayaklık yapıyorum ama bu yolla uyuyamayacağım.

Ne yaptığımı biliyorum ve ayaklarım beni Harry'nin kapısına sürüklüyor.

Boş koridora çıkınca önce etrafa baktım ve ardından Harry'nin kapısını çaldım.

Hidden | (Türkçe)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin