7. Bölüm

17.7K 735 68
                                    


İyi okumalar! :))

Aaron kapıya doğru yaslandı ve kollarını göğsünde çaprazlayarak ''Yani ne zaman başladın? '' diye sordu.

''Pazartesi. Hayatımda hiç o kadar endişeli olduğumu hatırlamıyorum.'' diyerek küpemi kulağıma taktım.

'' İlk stajyerlik günümü hatırlıyorum, '' dedi Aaron. '' Oldukça fazla korkmuştum.''

'' Hmm.'' biliyorum benim işim de bunun gibi bir şeydi ama yine de bu konu hakkında hiçbir şey söylemedim.

'' Rezervasyonumuz saat altıda, Rosie , geç kalacağız. '' dedi Aaron bana alaylı bir bakış atarak.

'' Biliyorum , üzgünüm , bana sedace...'' dudak parşatıcımı kaptım ve hiddetle dudaklarıma geçirdim.'' Burada. Gidelim. ''

Aaron gülümsedi ve o kapıyı bize doğru açıp daireden çıkarken ben de onu takip ettim. Bu, cumartesi gecesiydi ve Aaron izinliydi.

İşe dönmeden önce onunla vakit geçirebildiğime sevinmiştim. Haftanın geri kalanı oldukça hızlı geçmişti ve her gün bol bol Zayn ile konuşmuştum. Lana ve Perrie'nin de konuşmalarına katılmıştım. Elimden gelenin en iyisiyle Harry'i görmezden gelmiştim ve o da beni görmezden gelmişti. Hala ona yardım ettilten sonra söyledikleri şeyler hakkında kızgındım. O neden bu kadar lanet bir şekilde nankör olmak zorunda?

Aaron'ın arabasına bindik ve oturduğum yerde geriye doğru yaslandım. Hava rüzgarlıydı fakat soğuk değildi. Yine de arabanın içinde gidip gelmemiz iyi bir şeydi.

" Dışarısı soğuk. " diye yorum yaptı Aaron arabayı sürerken.

" Evet ," dedim.  " Genellikle nasıl bir soğuk olur? "

''Bazen kar olur, ama her zaman değil. Donmalar daha sık olur.''

Ürperdim. ''Evimde iyi bir ısıtmanın olduğunu ümit ediyorum.''

Aaron kıkırdadı. ''Evet .''

Ben pencereden şehrin ışıklarını seyrederken yolculuğun geri kalanı sessiz geçmişti.

''Portland geceleri güzeldir.'' dedim.

''Mhmm.'' Aaron'ın tekerlekleri kontrol eden parmaklları kırmızı ışığa geldiğimizde direksiyonun üzerinde tempo tutmaya başladı.

Ona doğru bakmaya başladım. İlk tanıştığımızda, onun çok çekici olduğunu düşünmüştüm. Yukarı doğru koyu renk saçlara ve mavi gözlere sahipti. Arabayı sürerken çenesi gerilmişti. 

''Yani...nereye gidiyoruz ?'' diyerek sessizliği bozmak istedim.

''Williamette boyunca çok güzel bir yere.'' dedi. ''Geceleri nehiri çok güzel. ''

Kafamı salladım. Aaron ve benim konuşacak şeylerimizin her zaman bu kadar hızlı tükenmesinden ve benim konuşmaya çalışıyor gibi görünmemden nefret ediyorum. Tam birşeyler söylemek için ağzımı açmıştım ki, Aaron beni kesti.

''Geldik, '' dedi arabayı park ederken. Ağzımı kapattım ve arabadan indim , restorana doğru Aaron'ı takip ettim.

Garson bize pencere kenarında bir masaya yönlendirdi ve ben nehri seyretmeye başladım. 

Sular bankları yalayıp yutuyor gibiydi ve ben nehrin diğer taraftında ki binaların ışıklarını görebiliyordum. Aaron dikkatle menüyü incelerken ona ikinci bir bakış vermedi.

Menümü açtım ve listeye göz attım. Tüm yemeklerin oldukça yüksek fiyatlı olduğunu fark ettim ve Aaron'ın benim payımı ödememe izin vermesini diledim. Bu kadar pahalı bir faturayı onun ödemesini soramazdım.

Tam biz sipariş vermek üzereydik ki, Aaron'ın telefonu vızıldadı. Gözleri ekranı tararken, yıldırım hızıyla yerinden kalktı.

" Kahretsin. " dedi.

" Ne oldu? "

''Stajyerlerden biri hastalanmış, beni çağırıyorlar, gitmem gerek.'' yarım ağız gülümsedi. ''Hakkımı sonra kullanabilir miyim?''

Dehşete kapılmış bir ifadeyle ona baktım. ''Aaron ben eve geri nasıl gideceğim ?''

''Çok üzgünüm  Rosie bunu telafi edeceğiz söz veriyorum. Ben sadece gerçekten gitmek zorundayım--'' eşyalarını topladı ve kalkmaya başladı.

''Ama--''

''Üzgünüm gitmeliyim--''

Çenemi sıktım ''Pekala.''

Aaron'ın bakışları yumuşadı. ''Rose üzgün olma.''

''Nasıl olmayayım? Cumartesi gecesinde izinli olman gerekiyordu.''

''Eğer hastanede bana ihtiyaçları olursa ve ben yardım etmezsem,'' dedi. ''Benim yardımıma ihtiyaç duydukları sırada biri ölürse ne olacak ?''

İç çektim. ''Tamam. Üzgünüm. ''

Gülümsedi ve eğilerek  hafifçe dudaklarımdan öptü. ''Yarın görüşürüz.'' dedi ve arkasına ikinci bir bakış atmadan hızla restorandan çıktı. 

Kollarımı göğsümde çaprazladım. Eve nasıl gidecektim ? Yardım edemem ama Aaron'a bunun için kızgın olamam. Onların başka stajyerleri yok mu?

Eşyalarımı topladım ve kalktım. Görevliden özür diledim ve dışarı çıktım, soğuk havada nefes aldım.

Birini arayıp beni aramasını söylemeden önce duvara yaslanıp insanları izlemeye başladım. Burada henüz pek kimseyi tanımıyor gibiydim. Sanırım Zayn'i aramalıydım. Eminim o bana yardım eder.

İç çektim. Aaron bazen sadece...ugh.

Bunu kes, dedim kafamın içinde. O bir tıbbi stajyer. Böyle şeyler olacak.

Gözlerim caddenin karşısındaki barda gezindi. İçerden gelen doyurucu müziği ve içmiş insanların yüksek kahkahalarını duyabiliyordum.

Elleri ceplarinde birinin barın dışına doğru yürüyüşünü izledim. Şaşı oldum. Hayır. Bu olamaz.

Tekrar restorana doğru yürümeye başlamıştım fakat çok geç kalmışım.

''Rose! ''

Hidden | (Türkçe)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin