26. Bölüm

15.2K 745 168
                                    

NOT: Multide ufakcık bir Harry- Rose shop var.
İyi okumalar!:D

Binaya doğru yaslandım ve telefonu cevapladım.

'' Rosie, ben çok üzgünüm, inanamıyorum-- ''

'' Aaron, bugün neredeydin? '' diye sordum, onu keserek.

'' Bilmiyorum, hiç bir bahanem yok-- ''

'' Söz vermiştin. ''

'' Biliyorum, çok üzgünüm-- ''

Ses tonundaki yalvarış beni yumuşattı. İç çektim. '' Tamam. ''

'' Üzgün değil misin? ''

'' Ben...ben bilmiyorum. Bu üç kez oldu, Aaron, bu bana senin umrunda olmadığımı düşündürdü. '' diye kabul ettim.

'' Bunu nasıl düşünürsün? Elbette seni önemsiyorum, Rose. ''

İç çektim. '' Bak, sonra konuşabilir miyiz? Ben biraz meşgulüm. ''

'' Ne ile?''

Dondum. '' Ah...iş. Bu hafta biraz yazı düzenlemek zorundayım. ''

'' Ah. Tamam, seninle sonra konuşuruz. ''

'' Pekala. ''

Aramayı sonlandırdım ve temiz havayı içime çektim. Gerçekten şu an bir sigara içmeliyim.

işaret üzerine, Harry içerden çıktı ve gözlerini benimkilere kilitledi.

'' Ters giden bir şey mi var? '' diye sordu bana yaklaşırken. Sigarası hala parmaklarının arasındaydı. 

'' Aaron aradı, '' diye cevapladım.

'' hmm. ''

'' Bolca özür diledi. ''

'' Onu affetin mi? ''

Cevap vermedim. Bunun yerine Harry2nin parmaklarındaki sigarayı aldım ve dudaklarımın arasına getirdim, uzun bir nefes çektim. Sigaranın ciğerlerimi tutuşturan tanıdık hissi rahatlamama biraz yardımcı oldu.

'' Tüm bu zamana kadar sigara kullanmışlığınla ilgili yalan söylediğini  düşünmüştüm. '' dedi Harry sırıtırken.

Sigarayı geri ona verdim ve dudaklarının arasına götürdü. Bir süre duvara yaslanıp sigara içerek söndürdük. Daha çok rahatlamıştım. Kafamı duvara doğru yasladım.

'' Biliyor musun Harry, '' dedim. '' Sen kazandın. ''

Merakla bana baktı.

''21. '' diye açıkladım. ''Sen kazandın. ''

Harry hiç bir şey demedi. '' Hmm. ''

'' Evet. Şimdi ödeştik. ''

'' Ödeştik? ''

'' Evet. Sana çok iyilik borçluyum. '' dedim. '' Şimdi ödeştik. ''

Harry bana baktı. '' Yarı yarıya bölüşelim. ''

Omuz silktim. '' İyi. ''

Harry sigarasının dumanını dışarı üfledi ve bana döndü. '' Senin sırrın ne, Rose? ''

'' Ne? ''

'' Bir sırrın olduğunu söyleyebilirim. '' dedi, ileri doğru bir adım atarak. '' New York hakkında asla konuşmamanın sebebi bu. ''

Yutkundum. ''Eh, sen de Holmes Chapel hakkında hiç konuşmuyorsun. ''

Acı Harry'nin gözlerinde patladı ve bakışlarını aşağı indirdi. '' Herkesin bir sırrı vardır, '' dedi sessizce. '' Bu sadece ne kadar iyi gizli tutabildiğine bağlı. ''

Harry'nin sözlerini işledim. Bu sadece ne kadar iyi gizli tutabildiğine bağlı.

'' Senin sırrın ne, Rose? '' diye sordu, tekrar bir adım atarak.

'' Bir nedenden dolayı bu bir sır. '' dedim titrekçe.

Aramızda sadece birkaç inç mesafe vardı, vücutlarımız ısı yayıyordu. Harry'nin her zaman ki nane kokusu sigarayla karışmış, beni neredeyse sarhoş ediyordu. Bana doğru eğildi, burunlarımız hafifçe sürtünüyordu.

'' Senin sırrın ne? '' diye sordum, sesim sadece bir fısıltıdan ibaretti.

'' Sen, '' dedi Harry nefeslice. Daha da eğildi, kollarını belimin etrafına sarıp beni öpmeden önce önce dudaklarımız anlığına birbirine sürtündü. 

Dilini dudaklarımın arasından kaydırdı ve ben dizlerimi daha da zayıf hissettim. Ağzında sigara ve naneli sakız tadı vardı. Ellerimi boynuna sardım, nabzım çılgınca atarken onu daha da yakınıma çektim. 

Kendini yavaşça geri çekti, temas kaybından dolayı soğuk hissetttim fakat dudaklarını boynuma kaydırarak nazikçe ısırdı. Kafamı duvara doğru yasladım ve kulağımın arkasını öperken iç çektim. Daha önce hiç böyle öpüşmemiştim, ama hoşuma gitmediğini söyleyemem.

O dudaklarını tekrar benimkilere getirirken gözlerimi kapattım. Kalbimin çırpınışları kulağıma ulaşıyordu fakat umrumda değildi. Tek umrumda olan Harry'nin öpüşüydü.

Ve sonra gerçek yeniden beni buldu ve suçluluk duygusuyla doldum.

Aaron.

Avuçlarımı Harry'nin göğsüne getirerek hafifçe ittirdim. '' Harry, '' dedim ağzına doğru.

Hareket etmediği zaman öncekinden daha kuvvetli bir şekilde ittirdim. '' Harry, '' dedim daha yüksek ve daha güçlü bir sesle. Geri çekildi, gözleri şaşkınlıkla doluydu.

'' Bunu yapamam, '' dedim. '' Aaron... ''

Harry bana sırtını döndü, ellerini saçlarından geçirdi. Hiçbir şey söylemedi.

'' Üzgünüm. '' dedim sessizce.

'' Ne için? '' diye sordu.

'' Çünkü... '' sözcük aradım.

'' Haydi, '' dedi, ses tonu soğuktu. '' Gidelim. '' Arabasına doğru yürümeye başladı ve onu takip ettim.








Hidden | (Türkçe)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin