Hidden | (Türkçe)

By oceanofgreen

1.2M 50.3K 9.4K

Rose, Harry'den hoşlanmıyor Ve Harry de, Rose'dan hoşlanmıyor Fakat belki acımasız bir adamın karanlık gözdağ... More

Hidden | (Türkçe)
Giriş
1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8. Bölüm
9. Bölüm
10. Bölüm
11. Bölüm
12. Bölüm
13. Bölüm
14. Bölüm
15. Bölüm
16. Bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
23. Bölüm
24. Bölüm
25. Bölüm
26. Bölüm
27. Bölüm
28. Bölüm
29. Bölüm
30. Bölüm
31. Bölüm
32. Bölüm
33. Bölüm
34. Bölüm
35. Bölüm
36. Bölüm
37. Bölüm
38. Bölüm
39. Bölüm
40. Bölüm
41. Bölüm
42. Bölüm
43. Bölüm
44. Bölüm
45. Bölüm
46. Bölüm
47. Bölüm
48. Bölüm
49. Bölüm
50. Bölüm
51. Bölüm
52. Bölüm
53. Bölüm
54. Bölüm
55. Bölüm
56. Bölüm
57. Bölüm
58. Bölüm
59. Bölüm
60. Bölüm
61. Bölüm
62. Bölüm
64. Bölüm
65. Bölüm
66. Bölüm
67. Bölüm
68. Bölüm
69. Bölüm
70. Bölüm
71. Bölüm
72. Bölüm
73. Bölüm
74. Bölüm
75. Bölüm
76. Bölüm

63. Bölüm

6.2K 416 228
By oceanofgreen


Sonunda beklenen bölüm shshsjf


İyi Okumalar!


Mesajı beş, on defa daha okuduğumda korku tüm bedenimi ele geçirmişti.

'' Oyun? Ne demek istiyor? '' Sesim titredi.

'' İçeri gel. '' dedi. Açık kapımdan hızla içeri girerken ses tonu şaşırtıcı bir biçimde sakin geliyordu.

Panik bir şekilde içeri girdiğimde kapıyı kapattı.

'' Bunu nasıl bilebilir? Aman Tanrım! Bizi bulacak ve bizi-- ''

'' Rose, sakin olursan düşünebilirim. '' dedi Harry adımlamaya başlarken.

Ağzımı kapattım, alt dudağım hafifçe titriyordu. Rüyamda gördüğüm tabanca aniden zihnimde canlandı.

'' Her nasılsa, Crystal ile konuştuğumuzu biliyor. Ve bizi bulmak istiyor--seni, özellikle seni. ''dedi kaşlarını çatarak.

Endişetıpkı bir bıçak gibi boğazıma doğru tırmanıyor ve nefesimi kesiyordu.

Kafamı iki yana salladım. ''Burada kalamam. '' dedim. Hızla Harry'i pas geçerek yatak odama doğru yöneldim.

'' Ne hakkında konuşuyorsun? '' Harry beni takip etti. Ben yatağımın altındaki bavulu çıkarırken o kafası karışmış bir şekilde beni izliyordu.

'' New York'a geri döneceğim. '' dedim ani bir kararla. aldığımız mesajdaki bir şey sonunda beni patlatmıştı.

'' Sen deli misin? ''

'' Evet. belki de. '' Kıyafetlerimi almak için çekmeceye yöneldim. Neden bir anda eve dönmeye karar verdiğimi bilmiyorum ama eğer burada daha uzun süre kalırsam paronayak bir harabeye dönüşecektim.

'' Orada ne kadar kalacaksın? '' diye sordu, dikkatsizce kot pantolonumu ve gömleğimi bavula koymamı izlerken.

İç çektim, ellerimi saçlarıma daldırdım. '' İyiliğim için, '' dedim. '' Evet, iyiliğim için buraya hiç taşınmamalıydım, burası bana sadece korku ve paronayayı getirdi. ''

'' Rose, ne söylediğini düşün. ''

'' Düşünüyorum. Bunu düşünüyorum. Crystal New York'ta ufak bir ofise sahipti ve ben de burada hem çalışıp hem yaşamımı sürdürebilirdim. Şimdi burayı satacağım ve herşey yeniden iyi olacak. '' Aldığım ani kararın de etkisiyle kalbim hızla atıyordu.

'' Ya Wolfe? Ya ittifak? ''

'' Açıkçası, ben burada olup bir şeyleri batırmadan, sizler bensiz daha iyisiniz. '' dedim çekmeceden kot pantolonumu kaparken.

'' Bu doğru değil. ''

'' Ah, gerçekten mi? Ben senin hayatına girmeden önce sen bunu gayet iyi yürütüyordun ve her şey iyi ve normal bir rutindeydi. '' Bluzun birini yatağıma attım. '' Eğer gidersem hayatındaki herşey ben hiç buraya gelmemişim gibi düzelecek. ''

'' Hayır, düzelmeyecek. '' Harry kaşlarını çattı.

'' Bak, neden beni buradan ayrılmaktan vazgeçirmeyi denediğini bilmiyorum, ben senin umrunda değilim. ''  Çığ gibi büyüyen yığının üzerine çoraplarımı da attım.

Harry'nin  cevap vermemesiyle ona döndüm. Bana bakıyordu, gözleri parıl parıldı ve yanakları kızarmıştı.

'' Biliyor musun, Rose? Ayrıl. Git. Ayrıl ve bir daha dönme, '' diye çıkıştı.

'' Dönmeyeceğim, '' dedim. '' Burada kalmam için New York'tan nefret etmem dışında hiçbir sebep yok. ''

'' Haklısın. Gerçekten, seni umursamıyorum. Ve sende New York'a geri dön ve burada hiçbir şey yaşanmamış gibi yap. '' Kollaarını göğsünde birleştirdi.

Kafamı salladım. '' Hepsi bunun yüzünden değil mi? Benim gitmemi istemiyorsun çünkü seni sevdiğimi ve gittikçe bundan kurtulduğumu biliyorsun. ''

Çenesini sıktı. '' Hayır. '' 

'' Ama biliyor musun Harry? Ben o kız olmayacağım, '' Yatak odasından çıktım ve banyoya doğru yöneldim.

'' O kız? '' diye sordu, beni takip ederken.

'' Evet o kız. Onu asla sevmeyecek biri için ümitsizce aşka kapılan ve zamanın çoğunu kötü bir şekilde buna harcayan o kız. '' dedim banyodaki dolabımı açıp içinden banyo malzemelerimi çıkarırken. '' Beni asla sevemeyeceksin Harry, yani bundan nasıl faydalanabilirim? ''

'' Bu gitmen gerektiği anlamına gelmiyor. ''

'' Evet, geliyor. Bensiz, siz beşiniz önceki gibi olacak ve Alec için çalışacaksınız, ve burası herşeyin eskisi kadar mükemmel olduğu küçük bir yer halini alacak. '' Banyo malzemelerimi çantama yerleştirdikten sonra çantanın fermuarını kapattım.

'' Hayır, bunu yapmıyorsun, '' dedi Harry kafasını sallayarak. '' Sana ihtiyacımız var. ''

'' Hayır yok. Bensiz daha iyisin. ''

'' Hatır değilim--değiliz. '' dedi sözlerini yutamazken.

Yatağa oturdum, kafamı ellerimin arasına aldım. '' Kafam çok karışık, '' diye mırıldandım. '' Kafam krışık ve korkuyorum ve ne yapacağımı bilmiyorum. '' Sesim çatladı.

Harry'nin yanıma oturduğunu hissetim. '' Pekala, ben de korkuyorum, '' dedi usulca. '' Sen sadece...ayrılamazsın, Rose. ''

'' Eğer ayrılırsam ne olur? ''

'' Eğer gidersen, hayatım muhtemelen...yeniden sıkıcı olur. Biliyorsun, işe giderim, Alec'ten nefret ederim ve asla gülmem. '' Ona baktım. Öne doğru eğildi ve dirseklerini dizlerine yerleştirdi. '' sadece Harry olmaya geri dönerim ve bunu istemiyorum. ''

'' Eğer o zaman sadece Harry isen, şimdi nesin? ''

'' Daha iyi bir Harry. Daha çok gülen ve hayvanat bahçesine giden ve pencerede oturan ve barmenleri eğlenceli hale getiren. Ve sen olmadan bu Harry olamam. '' 

Gözlerimin sulandığını hissettim ve dudağımı ısırdım. Yavaş yavaş nefesimi verdim. '' Bir hafta önce, sana seni sevdiğimi söylediğimde yüzüme gülerken şimdi nasıl bunu söyleyebilirsin? ''

'' Siktir, '' diye küfür etti. Yataktan kalkarak, ellerini saçlarına daldırdı ve volta atmaya başladı.

Kafamı sallayarak valizime döndüm, kıyafetlerimi düzensizce içine sıkıştırdım ve fermuarı kapatmak için neredeyse valizin üstünde zıpladım.

Biliyorum, New York'a dönmeye veya dburada kalmaya karar vermek için en azından birkaç güne ihtiyacım vardı. Bu noktada herşey üzerime geliyordu ve ben, burada hayatımı Alec'ten korkarak geçiremezdim.

'' Gerçekten gidiyor musn? '' diye sordu Harry, yatak odamın kapısından.

'' Her şeyi temizlediğimi düşünüyorum. '' dedim odamda kalan eşyaları toplarken.

'' İyiliğin için? ''

Tekrar ona döndüm. '' Bu...bu planladığım şeydi. ''

Onun üzgün gözlerine bakarken yutkundum. '' Umarım seni en az benim kadar seven birini bulabilirsin. '' gözlerime gelen birkaç damla gözyaşını geri iterek onun yanından geçtim, mutfağa ilerledim ve oradan da birkaç birşey aldım.

'' Neden beni seviyorsun? '' dedi yükselmiş ses tonuyla.  '' Muhtemelen bende ne bulmuş olabilirsin ki? ''

'' Bilmiyorum, '' dedim çekmecedeki şeyleri alıp tezgaha doğru fırlatarak. '' Sen can sıkıcısın ve kabasın ve iğneleyicisin. bir çok kez beni kırdın ve hiç bir zaman bana karşı hiçbir şey hissetmiyor gibiydin. ''

Duraksadım, ıvır zıvırlarımın dolu olduğu çekmeceme elimi daldırarak en dipten pasaportumu çıkardım.

'' Ama ayrıca eğlencelisin ve ben, beni umursamadığını söylediğin halde, umursadığını söyleyebilirm. Benim hakkımda önemi bile olmayan küçük, aptal şeyleri hatırlıyorsun ama bunlar bazı sebeplerle sen bahsettiğinde önemli hale geliyor. Beni güvende tutuyorsun ve tutacaksın da biliyorum, nerede olduğumuz önemli değil. Ve...ve biz her zaman bir şekilde birbirimizi buluyoruz ve ben kendimi bunun bir şey ifade ettiğine inandırmıştım ancak şimdi rahatlıkla görebiliyorum ki bu hiçbir şey ifade etmiyor. ''

Yanaklarımdan akan göz yaşlarımı sildim. '' Senin başını çok fazla belaya soktuğum için gerçekten çok üzgünüm. ''  İçine yerleştirdiğim eşyaların ardından çantamı aldım.

Harry'e baktığımda sırtı bana dönüktü, yeniden ve yeniden ellerini saçlarından geçirmişti. Ağır nefesler alıyordu ve şu an bir iç savaşı sürdürdüğünü söyleyebiridim.

'' Eğer gidersen...seni yeniden görebilecek miyim? '' diye sordu yavaşça.

'' Büyük ihtimalle hayır, '' dedim dikkatle onu izlerken. '' Ve belki de böylesi ikimiz için de daha iyi olur. ''

Sadece nispet olsun diye beni onaylamasını beklerken, kafasını iki yana salladı ve yüzünü bana döndü.

'' Hayır, değil. ''

Ona baktım.

'' Sen, beni dinleyen ve beni umursayan tek insan gittiğinde daha iyi olmayacak, Rose. Beni dinliyorsun, yaptığım iğneleyici esprilere gülüyorsun, bu tıpkı bir ilaç gibi ve beni şimdiye kadar hayatımda hiç gülmediğim kadar çok güldürüyorsun ve... ve sen sadece... sen sürekli etrafımdaydın ve beni kendine aşık ettin. ''

Ağzım açıldı. '' Ne? ''

Ne söylediğine inanamıyormuşçasına gözlerini kapattı, ikimiz de inanamıyorduk. '' Bak, biliyorum ben bir aptalım. Biliyorum aşka inanmıyordum, hala inanmıyorum. Bu aptalca, lanet bir yük ve başına bela olmaktan başka hiçbir şey getirmiyor. Gençken bir kızın beni mahvetmesine izin verdim ve bu benim için aptalcaydı. Ben romantik bile değilim, lanet, sana doğum gününde lanet olası bir kutu kalem aldım. Zamanın yüzde doksanında beni deli ediyorsun ve kalan yüzde onunu ise can sıkıcı bir şekilde cehenneme çeviriyorsun. ama... aşk saçma bir efsane olsa bile senin için bunu hissedebiliyorum. ''

Sözleriyle neredeyse bayılacak gibi hissetmiştim. Yanaklarım göz yaşlarıyla ıslanmıştı ve dudağımı ısırıyordum , ne söylediğine inanamıyordum.

Bana doğru yürüdü, yanaklarıma ulaştı ve göz yaşlarımı sildi. '' Yani lütfen, lütfen gitme. '' diye fısıldadı.

'' Gitmeyeceğim, '' dedim. '' Gitmeyeceğim. '' diye fısıldadım.

Güçlü kollarını bana dolayarak beni kucağına çektiğinde kafamı göğsüne yaslandım. Kokusunu içime çektim, hala Alec korkusu üzerimdeydi ancak şu an onunla birlikte güvende hissediyordum ve hep öyle hissedecektim.

Ve o an, beni gerçekten sevdiğini görmüştüm. Aaron beni unuttuğunda beni ilk defa eve getirdiğinde, beni poker oynamaya götürdüğünde Benimle sigarasını paylaşıp beni öptüğünde. Bana kağıt parçalarını top yapıp atıp benimle alay ettiğinde. Benimle Wolfe Şirketler hakkında konuştuğunda, ben korktuğum için onunla birlikte kaldığımızda. Dairem talan edildiğinde benim için topladığı zaman. Beni çatıya çıkarıp yıldızları seyredişimizde. Hayvanat bahçesine gittiğimizde. Beni seviyordu ve ben bunun tamamını görmüştüm.

Birbirimizden uzaklaştığımızda yanaklarım hala nemliydi.

'' Tamam, şimdi herşeyi boşaltmam gerek. '' dedim ve Harry bugün ilk defa gamzelerini sergileyerek gülümsedi.

'' acele et, Ofis başlamak üzere. ''

'' Bunu sonra yaparım. '' İç çektim.

'' Bunu çok erteleme. ''

sırıttım ve o da bana sırttı.

Ve ardından bir adım atarak onu öptüm.

Sert.

Hemen tepki verdi. Kollarını belime doladığında onun dudaklarına ulaşabilmek için parmak uçlarımda yükseldim. Beni kaldırdı ve öpcüğümüzü kesti. O beni ukcağında yatak odasına taşıyıp nazikçe yatağa bırakırken onu izliyordum.

 Dikkatlice bavulumu ve kıyafetlerimi yataktan kaldırıp yanıma zıpladığında kahkaha attım.

Dudakları yeniden benimkileri buldu ve kendimi tamamen onun tarafından sarhoş edilmişim gibi hissettim.

Dudakları boynuma hareket edip nazikçe öptüğünde kıkırdadım.

'' Dudakların soğuk, '' dedim gülerek.

'' Üzgünüm. '' dedi dudakları hala tenimdeyken ve tekrar ikimiz birden güldük.

Boynumun derisini ısırdı, ısırdığı yer kan toplamıştı ve kırmızı, mor kabarcıklar halini almıştı. Dudakları tekrar benimkileri bulup dilini nazikçe ağzımın içine kaydırdığından tamamen mutlu hissediyordum.

Ben Harry'nin tişörtüyle- Panic! At the Disco tişörtüyle uğraşırken odadaki ısı yükselmiş gibiydi. Dizlerinin üzerine yükselip tişörtü kaldırıp yere attığında güldüğünü hissettim.

gözlerim,  gözlerindeki mürekkep lekelerinde gezindi. Göğsünde iki tane kırlangıç kanadı vardı ve daha küçük dövmelere kollarına serpiştirilmişti. Gemma için G ve Anne için A dövmesini görmüştüm. Tasarımların her biri onun için bir anlam ifade ediyor gibiydi, ve ben diğerlerinin de anlamlarını merak ediyordum. Göğsüne ulaştım ve parmak uçlarımla, saf güzellikteki kırlangıç kanatlarının çizgilerinden geçtim.

'' Kırlangıçları sever misin? '' diye sordu, ses tonu öpüşmenin etkisiyle boğuktu.

'' Evet, '' dedim. '' Güzeller. ''

'' Ben, henüz senin dövmeni görmedim, Rosie. ''

Sırıttım, asansörde sıkıştığımız zaman, gerçekten bir dövmem olduğu konusunda ona karşı övünmüştüm.

Tişörtümü çıkararak Harrry'nin tişörtünün üstüne attım. Onun görebileceği şekilde ona sırtımı döndüm.

Parmak uçlarıyla dokunarak, hafifçe tasarımın üzerinde gezdirdi.

'' Bir gül. '' dedi huşu içinde.

'' Bu bana kim olduğumu asla unutturmuyor, '' dedim ,ona doğru dönerken. '' Bu birkç kez olmuştu ve on sekiz yaşıma girdiğimde kim olduğum ve her zaman kim olacağımı bana unuttrumaması için bunu yaptırdım. ''

'' Bu... güzel. '' dedi alnını eğip benimkine değdirerek. '' Ve... itiraf etmem gerekirse bir dövmen olduğu konusunda blöf yaptığını sanmıştım. ''

Benim gülmemle birlikte o da güldü. Kahkaha seslerimiz bugüne kadar kulağıma gelen en güzel seslerdi.

Tekrar öpüştüğümüzde onun sıcak bedeni benim vücudumun ısısını da arttırmıştı, ellerimi boynuna doladım. Onu sonsuza kadar öpebilirdim.

Sonraki birkaç dakika içinde bacağımdaki kot Harry tarafından çekilmişti. Ona üşüdüğümü söylemiştim ve gülmüştü. Ardından ikimizi de yorganın altına çekmişti. Bana ne yapmak istediğimi sormadan önce yine dudaklarını benimkilere bastırmıştı.

Ben ise ona onu istediğimi söylemiştim.

Dudaklarını indirerek yeniden boynumu öpmeye başlamış ve tenime karı beni sevdiğini söylemişti. Bu tüylerimin ürpermesine sebep olmuştu. Ben de ona, onu sevdiğimi söylemiştim ve dudaklarını bir gülümseme kaplamıştı. Bu parlak, yanardöner bir gülümsemeydi.Kalan kıyafetlerimiz onun kontrolü altına girerken ben de onun boynuna dökülen bukleleriyle uğraşıyordum. Tekrar dudaklarını indirmişti ve ben tamamen onundum.



'' Kapa çeneni. Pam ve Jim birbirleri için ''

'' Sadece söylüyorum, Roy iyi bir adam gibi görünüyor. ''

'' Neredeyse Jim'in yüzünü yumrukluyordu! ''

'' Jim bunu haketmişti. Bence o, Roy'un kızını çaldı. ''

'' Hiçbir şey çalmadı Harry, hayal görüyorsun. ''

Harry ve ben yatağa yatmış bitmesini beklerken bir yandan da Office hakkında tartışıyorduk. Sıcak tutması için pijamalarımızı giymiştik, Harry evine gitmiş ve tkrar, yanında birkaç tane snickers ile beraber dönmüştü.

'' Birbirleri için olan diğerleri ise Michael ve Holly. ''

'' Pekala, bu konuda sana katılıyorum. '' dedim ellerim Harry'nin buklelerinde dolaşırken. O arkasına yaslanmış ben de sırtımı ona yaslamıştım.

'' Rose, '' dedi.

'' Hmmm. '' 

'' Noel için ne yapacaksın? ''

'' Dürüsüt olmak gerekirse bu konu hakkında pek düşünmedim. ''

'' Eve mi gideceksin? ''

'' Şey, aslında öyle yapardım ama boşanmanın ardından ne yapacağımı bilmiyorum. ''

'' Oh. ''

'' Aslında burada kalmalıydım. ''

'' Hayır, aileni görmelisin. ''

'' Pekala... eğer benim gitmem kararlaştırıldıysa sen de benimle gelmelisin. ''

'' Bu eğlenceli olurdu! Central Park ve Empire State'e giedbilirdik... ''

'' Bir turist gibi konuşuyorsun. ''

Güldüm. '' Bu eğlenceli olabilir, Harry, biliyorsun. '' 

'' Bunu düşüneceğim. '' dedi benimle göz teması kurarak.

'' Noelde genellikle ne yaparsın? ''

'' Elbette, hayvanat bahçesine gider ve deniz aslanlarıyla parti yaparım. ''

Yeniden güldüm. '' Parti hayvanı. ''

'' Kelimenin tam anlamıyla. ''

Korkunç bir cinasla güldük.

'' Saat iki. '' dedim saate bakarak. 

'' Eh, yarın Cumartesi. ''

'' Tanrıya şükür. ''

'' Biliyorum. Hafta ortasında sex eğlenceli değil. ''

Ona gözlerimi devirip yaslandığımda, güldü.

'' Şimdi uyumak mı istersin? '' diye sordu.

Ona bir esnemeyle cevap verdiğimde ışığa uzandı ve kapattı. Televizyonu da kapattık ve Harry'nin kolarına kıvrıldım.

'' Rose, '' dedi

'' Hmm? ''

'' Ben... senin ilkin miydim? ''

'' Evet. '' diye cevapladım.

'' İyi. '' Gülümsemesini duydum. 

'' Neden iyi? ''

'' Seni paylaşmak istemezdim. ''

Yanıtına güldüm.

'' Senden nefret ediyordum, biliyorsun. '' dedim karanlık odada.

'' Şimdi etmiyorsun. ''

'' Evet. Her zaman senin bana karşı ne kadar kaba olduğunu düşünürdüm ve seninle hiç karşılaşmamış olmayı dilerdim. ''

'' Biliyorum, iğrençtim. ''

'' Tam anlamıyla iğrenç. ''

Yeniden güldük.

'' Sana aşık olacağımı hiç düşünmezdim. '' dedim.

'' bende düşünmezdim. '' dedi yüzünü bana dönerek. '' Ama şimdi aşığım. ''

'' Nasıl? '' diye sordum. '' Aşktan nefret ediyordun. ''

'' Ediyorum. '' dedi. '' Sadece sen varken etmiyorum. ''

Kalbim ısındı ve kafamı onun boynuna gömmemle kollarını bana sardı.

'' Alec hakkında ne yapacağız. '' diye mırıldandım cildine.

'' Bunu çözeceğiz. '' dedi, narin parmakları benim saçlarımda oyalanırken. '' Ama şu anda güvendeyiz. ''

Kafamı salladım ve gözlerimi kapattım.

Bugün, çözemediğimiz Alec de dahil, Harry ve benim aramızda birçok şey değişmişti. ama bunu sabah çözecektik, çünkü şu an için sabaha kadar ikimiz de önsezilerimizi tehlikeler için kullanmak istemiyorduk.





































Continue Reading

You'll Also Like

71K 5.9K 23
Üniversitesinin serseri çocuğu jungkook, kız arkadaşını rahatlatmak için kayda aldığı inlemelerini yanlışlıkla yeni atanan rektörü Kim Taehyung'a ata...
102K 11.1K 27
taehyung kırmızı defterini kaybeder 290423, tk ☁️
194K 18.5K 27
010 ***: hamileyim jungkook: sen kimsin
58.1K 2.7K 24
Yabani evrenindeki çiftimiz Asi ve Alaz'ın hayatları farklı bir şekilde kesişeydi, mesela Asi, Soysalan Üniversitesi'ne bomba gibi düşseydi, nasıl ol...