M.L 3.62

8.3K 717 155
                                    


Kocacımla beraber bize baya uzakta olan çocuk esirgeme kurumuna gidip kurbanı bıraktık ve evimize doğru yola çıktık. Trafik çoktu. Ve gerçekten bizim mevkiye baya uzak bir yerdeydi çocuk esirgeme kurumu.

"Aferin karım sana. Tasdikledim bu düşünceni." Kurbanı buraya bağışlamamızdan bahsediyordu. "Napayım be reis aşkım? Ben kendimi oradaki çocuklar gibi hissediyordum önceden. Sanki bende onlardan birisiyim."

"Mısra!" dedi tersleyerek. "Saçma salak konuşup canımı sıkma benim. O nerden çıkıyor?"

"Sinirlenme kocacım. Öyle hissediyordum gerçekten. Hele ki senin bana arkanı dönüp gittiğin, sensiz geçirdiğim günlerde.."

"Kapat şu konuyu Mısra. Bir daha açma." Yüzü düştü bebeğimin.

Kapatma kararı aldım. Hatta ki konuyu farklı bir yere getirdim. "Aykut." dedim cilveli cilveli. "Heh amk şöyle konuş benimle." Onunda keyfi yerine geliyor ben böyle konuşunca.

"Merter'lerin getirdiği hediye çok güzel dimi ya?"

"Aynen bende çok beğendim."

"Beni köprüde ilk gördüğün zaman ne hissetmiştin, hatırlıyor musun?" Çok güzel güldü. Şu gülüşüne hasta oluyorum. O kadar sempatik oluyor ki. Böyle kendimi inciler dolu bir denizaltı mağarasında hissediyorum. Dişleri inci gibi ortaya çıkıyor, fincanlar bile gülüyor sanki. Öyle bir gülüş.

"Tabi ki hatırlıyorum. Seninle alakalı tek bir saniyeyi unutmuyorum ki."

"Peki ne hissetmiştin? İlk bakış önemlidir."

"Ne mi hissettim? Dedim ki, bu kız ressamlığın deli giderli kızlarından. Bu kızları cımbızla seçmişler bu bölüm için, ama gözlerindeki o ürkekliği unutamam. Bana demiştin ya hani, 'Mısra Türkmen ben, sen kimsin?' Amk beni bu okulda tanımayan mı var, bana peşkeş çekiyor bu kız. Asil abinin dediği gibi, Ceylan gibi bakıyordun ama içindeki boğayı görmüştüm o zaman."

"Sensin boğa be." Aslında kendisi azgın boğa ama yalan mı?

"Ama öyle. Erkek kavgasına giren ilk kızlar sizdiniz o okulda. Düz liseyle kavga eden sizdiniz. Hiçbirisini unutmuyorum bebeğim." İnci mağarasını yakıp yıkasım geliyor bana boğa deyince.

"Başka ne düşünmüştün benim hakkımda?"

"Çok güzeldin, hala çok güzelsin. Gördüğüm en güzel kız demiştim. Sütlü çikolata renginde gözlerin, koyu kahve saçların, esmer ve pürüzsüz güzel suratın.. Ses tonun değil ama konuşman bile erkek gibiydi. Yürüyüşünde öyle. İlk ilgimi çeken şey bana gider yapmandı tabi. Herkes gibi sende reis demiştin olsaydın bana o zaman belki o kadar ilgimi çekmezdin. Kantine giriyordum, gözlerim seni arıyordu. İstiklal marşı sırasında gözüm hep üzerindeydi. Sınıflarımız karşılıklı oluyordu, sen öğretmen masasında uyurken sürekli sana bakardım. Sen fark etmemiş olsan bile gölge gibi peşindeydim senin."

"O kadar diyorsun yani?" Şaşırıyorum reis. Bazen farkında oluyordum ama bu kadar olduğunu bilmiyordum. Gerçi o göt biti reisti dimi? Unutmuşum.

"Fazlası bile var. Seni göremediğim zaman nerde olduğunu merak ediyordum sürekli. Amaçsızca gezip bütün okulda seni arıyordum. İş çıkışlarında sürekli yakınlarında oluyordum ama çoğu zaman fark etmiyordun beni. Nabız muhabbetine taktık ya kafayı, seni gördüğümde yüzünü beynime işliyordum. Gözünü kapatsam seni görüyordum. O zaman bile nabzım hızlanıyordu. Bir seferinde kantinde senin arkanda durmuştum, sen fark etmemiştin beni. Hareket ettiğin her an kokun burnuma doluyordu, içime çektikçe nabzımın hızlandığını fark ettim. O yüzden bu kadar taktım zaten."

MESLEK LİSELİ (Kitap oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin