M.L 1.29

18.4K 1.6K 377
                                    

"Aşkım sen bir harikasın! Gözbebeğisin sen bu okulun!" diyordu bir de sallarken. Sınıfın koridoruna bağıra bağıra gelmiştik. Koridorda Berkay öyle bir sarıldı ki ayaklarımın yerden kesilmesi yetmediği gibi bir de kucağında sağa sola salladı. Bu güç nereden geldi buna?

"Lan bir bırak!" diye bağırdığımda atar gibi bıraktı kucağından dengesiz.

Kızlarım hala bağırıyordu. "Mısra!" diyordu bir grup, "Türkmen!" diyordu diğer grup. Aynı şekilde tekrarlardılar birkaç kez. Gülmekten yanaklarım ve çenem ağrımıştı.

"Lay lay lay lay lay laaay Mısraa Türkmen!" demeye devam ettikleri sırada metalci sınıf geldi koridora. Atakan başta olmak üzere hepsi tokalaşarak tebrik ettiler. Ben de Kadir ve diğer arkadaşı tebrik ettim. Onlar da birinci oldu sonuçta.

Bizim sınıfa doluştuk kızlarla ve biraz sonra Gökay'la Merter ellerinde şişe şişe kola ve cipslerle geldiler sınıfa. Kutlama vardı oğlum. Gökay sarılıp, "Aferin lan benim kardeşime. Osuruklarını kestin diğer okulların."

"İşim ne oğlum? Kesmek, kestirmek, şekil yapmak, şekil düzeltmek benim dededen yadigar." dedim kahkahalarla.

Berkay kola şişesini şampanya şişesi zannederek eline alıp salladı, salladı, salladı ve açmaya çalıştığı esnada, "Duuurrr!" diye bağırmamızı iplemeden açtı kapağı.

Ve en başta Merter olmak üzere bütün sınıf neredeyse kola oldu. Tavandan kola akıyordu. Merter baştan aşağıya kola olarak şok geçirirken kızlarında üstleri başları kola içinde kalmıştı. Hepsi Berkay'a küfür ediyordu.

Ben, o beyni başka yerine kaçmış arkadaşım şişeyi sallarken akıllı davranıp koridora çıkmıştım ve delirmiş bir kahkaha atıyordum. Sınıflar koridora çıkmıştı bu seslere.

Merter, "Bu sefer diktim seni Berkay!" diye bağırırken Berkay sonunda aklını başka yerinden başına getirip koridordan merdivenlere koşmaya başladı. Merter de kolalar üzerinden akarken koşuyordu peşinden.

Aykut yanıma gelip, "Beynini yemişin salağı." dedi Berkay için. Şu komik durumda ona küfür etti diye bile kızmadım. Keyfim yerindeydi oğlum. Sınıfa geri girip kızların ıslak mendillerle kendilerini temizlediklerini gördüm. Fırsattan istifade metalcilerde doluştu bizim sınıfa. Her yer kola ve yapış yapıştı ama yine de bizim sınıftaydık.

Nazlı telefonundan horon açtığı an hepimiz işi gücü bıraktık ve koridora doğru halay çekmeye başladık. Reis bozuntusunun halay başı olmama takmasını iplemeden halayın başına geçtim. Kravatı sallamaya devam ederek koridor boyunca, "Ha uşağum ha!" diye bağırıp horon teptik. Gülüyordu herkes. Tekstil hariç. Çünkü onların bölüm ikinci olmuştu.

Horon bittiğinde sınıfa geri girdik. Gökay cipsleri bitirmeye niyetlenmişti. Başına üşüşüp aldık önünden ve bu sırada metal erkekleri de bir şeyler alıp getirdiler. Resmen cnc, metal ve ressamlık üst üste bizim sınıftaydık. Nazlı telefondan bu sefer başka şarkı açtı. Demet Akalın'dan kulüp çalıyordu.

"Şu anda kulüpte, keyfim yerinde, arasan da seni duymuyorum." diye bağırıp şarkıyı söylerken sıraların üstlerine çıkıp tepiniyorduk.

"Sanma çekilirim bir kenara, pistin ortasında oynuyorum!" derken de Aykut'un Türk kahvelerine baktım. Gülüyordu. Sinirlenmiyordu. Bir zahmet sinirlenmesindi. Diğer okulları mahvetmiştim, bir de sinirlenseydi.

Metal erkekleri deli gözüyle bakıyordu ama herkesin neşesi oldukça yüksekti. Şarkı tekrar değişti. "Ablan star bebeğim. Dur bi selfie çekelim." derken kızlar sosyal medyada canlı yayın yapıyorlardı ve hepsi beni çekiyordu.

MESLEK LİSELİ (Kitap oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin