MESLEK LİSELİ (Kitap oldu)

M.L 3.41

Mısra ve kızların dans ettikleri müzik medyaya var arkadaşlar. İsterseniz o bölüm geldiği zaman açıp öyle okuyabilirsiniz. Yorumlarda görüşürüz.

Eve geldiğimizde Petek abla Asil bokunu leş gibi koktuğu için evde yatırmadı. İtekleye itekleye üst kata çıkartıp terasa fırlatıp attı valla hiç acımadı. Bende acımadım amk. Ne acıyacağım lan bana ne?

Bu akşamda kına olacağı için erkenden kalkıp kahvaltı yaptık. Yengemde gelmişti sabahın köründe. İlk giyeceğim bir elbiseyi yanıma aldım ve Saliha hanımın kuaförüne gittik.

Bizim kızlarda buraya gelecekti. Zaten kuaför bugün canla başla bize çalışacaktı. Herkesin saçları, makyajları yapılmaya başlamıştı. Saliha hanım önce annemin saçını yapmakla başladı işe. O arada bana manikür ve pedikür yapıldı. Berrak'la ikisini hazırladıktan sonra sıra bana gelmişti. Önünde kahvem, elimde moda dergisi, kendimi zengin hissediyorum amk.

Hazırlık esnasında bizim hanımlara da anlattık akşam ki yedikleri haltı. Valla Belkıs anne bile sinirlendi yani. Neredeyse küfür edecekti. "Allah cezalarını vermesin onların." Bu onun en sinirli haliymiş. Öyle diyor Berrak. Ama ben yengemin öğrencisiyim sonuçta. Ana avrat dinlemedi şahsen. Kuaförmüş, ayıpmış iplemeden açtı ağzını. "Dansöz kadar sik düşsün onların başına. Dansözler kovalasın onları. Götlerine zil takasıcalar. Çük beyinliler." Küfür lügatıma yenilerini ekledim yemin ederim yengemi dinlerken.

Güzel bir gelin makyajı yapıldıktan sonra kendimin beğendiği tuvaletimi giydim. Pudra pembesiydi ilk model. Kabarık ve üzeri sırf taş işlemeli. Düşük omuzları olan güzel bir model. Saçımı arkada yarım toplattırdım. Maşa falan attılar. Gayet güzel oldum valla.

Bizim kızlarda pudra pembesi şifondan uçuş uçuş elbiseler seçmişlerdi kendilerine. Hepsi aynı giyinmişti.

Akşam üzeri olup da salona gitme saatimiz gelince herkes hazır bir şekilde çıktık kuaförden. Annem ödemeyi yapıyordu. Allah biliyor kaç bin tl bırakıyor bugün buraya.

Kuaförün önünde damat bey ve sağdıçları dikiliyorlardı. Onlar bize hayran hayran, beğenmiş gözleriyle baktılar ama biz hiç öyle bakmadık. Dünkü olaydan sonra hepimiz hala sinirliyiz çünkü hepsine. Bok yiyesiceler. Bir bok yiyeceklerdi ama beceremediler. Ağlatırız ortalığı. Dua etsinler Berkay'a kıyamıyorum. Mekan sahibi de yüzlerce kez özür diledi olaydan dolayı. Hatta mekan ücretini bile neredeyse yarıya düşürdü. Bide klarneti bana hediye etti amk. Güvenmem içinmiş. Bence lazım olursa kullanmam için desek daha doğru olur. Dün gece Bursa nüfusundan silinmedikleri için dua etsinler bence.

Mudanya yolundaki kır salonu olan Çırağan kulübe geldiğimizde biz içeriye geçtik, erkekler dışarıda onlara ayrılan bölüme geçtiler.

Mekanın belli bir bölümünde fotoğraf çekimi yaptılar. Hatıra kalacak çünkü. Aykut'a hala sinirli baksam da fotoğraflarda belli etmemeye çalıştım. O şerefsizde fırsattan istifade yanaştıkça yanaştı. Ama yine çok yakışıklı olmuştu göt herif. Gri bir takım giymişti bu akşam için. Karizmatik ayı.

Sahne salonun tam ortasında yuvarlak şekildeydi. Üzeri kapalıydı. Her yerde yuvarlak masalar beyaz örtülerle kapatılmıştı. Üzerlerinde yüksek vazoların içinde rengarenk çiçekleri vardı. Bende bu gece rengarenk olacaktım zaten. Büyük ve güzel bir mekandı. Etrafı yeşillik ve hoş bir görüntüye sahipti.

İnsanlar toplanmaya başladılar. Hava kararmaya başladı. 8'de başlayacaktı kına. Organizatörde gelmiş, elindeki gerekli şeyleri odaya bıraktı.

Saatin gelmesiyle önde bizim kızlar en arkada ben piste çıktık. Elimde elbisemin renginde, tüylerden yaptırdığım yelpazem vardı. Havalı havalı sallayarak ağır ağır yürüdüm pistin ortasına. Çiftetelli çalıyordu, biz oynuyorduk. Ama ben Güler yüzlü bir gelin edasıyla masaların aralarına girip gelen misafirlere hem hoşgeldiniz dedim hemde oynayarak tekrar piste çıktım.