M.L 2.27

9.3K 1K 366
                                    

26. Bölümü okumayanlar bu bölümü ondan Sonra okusun arkadaşlar. Bölüm kaçırılıyor büyük ihtimalle okunma sayıları çok dengesiz ilerliyor. İyi okumalar. Yorum ve beğenilerinizi bekliyorum her zaman..

Devlette oturduğumuz sürece kimsenin okula gitmeye niyeti yoktu. Ve benim hıçkırıklarım artık boğazımda takılı kalıyor ve nefesimi içime çekemiyordum.

"Sakin ol Mısra!" diye bağırdı Betül. Saatlerdir burada ağlıyorum çünkü. Depresyon ya amk. Ağlatıyor işte.

Yanaklarıma dokunup kendime getirmeye çalıştılar. Susturmaya çalıştılar ama olmadı.

Telaşlı bir adet Asil reisin sesi doldu kulağıma. "Ne zaman bu hale geldi? Neden haber vermiyorsunuz kızlar?"

"Abi daha yeni nefes alamamaya başladı. Okuldayken söylemiştik sana." Okuldayken söylemiştik?

Kucağına alıp muhtemelen arabaya yada hastaneye götürüyordu. "Sikiyim ben böyle işi!"

"Yeter Asil abi!" diye bağırdı Betül. Dayanamıyordu bu halime. "Aykut yüzünden bu hale geldi. Kıza şarkı dinletiyordu sınıftan sınıfa. Mısra'da delirdi işte. Bize diyorsun bulaşmayın diye ama o piç bulaşıyor."

Arabaya getirdi sanırım. Arka koltuğa yatırdı ve Betül'e bağırmaya başladı. "Betül! Mısra'ya sahip çıkacaksınız eyvallah. Ama Aykut'a kimse sataşmayacak! Bir daha söylemem. Mısra istediğini diyebilir, Aykut'un yanına göndermeyin yeter. Delirsin, bağırsın, çağırsın, acısını her türlü yaşasın ama Aykut'la göz göze gelmesin."

Ne demek bu amk?

Arabaya birileri daha bindi. Sanırım yine Betül'dü. Diğeri de Mehtap. Telefonla konuşmaya başladı. "Atakan" diyordu. "Hastaneye gidiyoruz" Hastane burda da vardı. Şart mı zengin züppesinin hastanesine gitmek?

Bense hala yattığım yerde, başım Betül'ün dizlerinde hıçkırıklara boğulup nefes almaya çalışıyordum. Kalbim teklemeye başladı. Doğru diyorsun Asil abi. Ben acımı her türlü yaşayacağım. Ama siz şunu bilmiyorsunuz, ben onunla aynı anda nefes alamadıktan sonra, nefes alamıyorum. Gördünüz mü?

Hastaneye gelişimiz, oksijen maskesi takılışı, kolumun delinmesi, serum ve iğne, derin bir uyku..

Uyanmam ne kadar süre sürdü bilmiyorum ama başımda Asil, Betül, Atakan ve Mehtap vardı. Uykulu gözlerim yarım yarım bakarken hepsinde gezdi. Aradığım kişiye şu anda ulaşılamıyordu. Sinyal sesinden sonra tekrar denesiniz de ulaşamazsınız diyordu sanki kaltak kadın.

"Doktoruna haber verelim uyandı diye." Betül ağlamaktan olsa gerek tarazlı bir ses çıkarttı. Asil abim gitti odadan. Serum kolumdan çıkmıştı. Yan dönüp iki elimi de yanağıma yastık yaptım.

Dolu gözlerimin firarı yaşlarını hiç düşünmeden salarak, burnumu çekmeye başladığımda Mehtap konuştu. "Geçecek demiştim sana ama geçmez Mısra. Biliyorum. Ama biz seni iyi biliyoruz. Sen birgün üzülürsün, sonra geçer." Öyle olmaz bu sefer be gülüm.

"Hayırlısı neyse o olsun Mısra." dedi metalci Atakan. "Asil abinin sözünden çıkma yeter. İyiliğini istiyoruz hepimiz. Her zaman yanındayız."

Hıçkırdım. Artık kafamda, içimde başka Mısra yoktu. Hepsi ölmüştü, helvalarını bile yemiştik. Tek başıma kalmıştım artık. Yalnız bir Mısra'yım sadece.

Betül yatağın yanına oturup kolumu sıvazlamaya başladı. "Aşk yaşanıyor. Bu bir gerçek. Ama acısı da yaşanıyor. Bu da bir gerçek bebeğim." Bir hıçkırık daha. O esnada doktor geldi.

Gözlerimi duvarda olmayan bir noktaya sabitlemiştim ve gözyaşlarım kendini kaybediyordu. Tam onu görebileceğim bir şekilde durdu doktor. Diğerlerini odadan çıkarttı.

MESLEK LİSELİ (Kitap oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin