M.L 3.33

8.8K 865 328
                                    

Buyurun size gece bölümü gelsin bir tane. Bana okuyan Kişiler olarak isimlerinizi yazar mısınız tek tek lütfen. Lazım olacak da.

Sabah alarmlarımızın aynı anda çalmasıyla söve söve uyandık Ahsen'le beraber. Çok deli bir yatışı var bu kızın. Kafası aşağıya sarkıyor sürekli. Kolunun biri bir yana sarkmış, diğeri yanında uzanmış. Yastık kafasının altında olması gerekirken bacaklarının arasında falan. Tam çılgın anam. Bende çok normal yatmam ama o kadar da değilim hani.

Kahvaltımızı yapıp odamıza çıktık. Yurt genel itibariyle sakin ve sessizdi. Çünkü Deniz'i yurttan göndermeyi başarmıştık. O yüzden herhangi bir olay çıkmıyordu. Kızlarda bana karşı herhangi bir yargıda bulunmuyorlardı. Akıllıca bir davranış tabi. Bilmiyorlar ki 5000 kişilik okula kız reis olmuştum zamanında amk. Şu an mesela kız bir reis yok lisede. Erkek var tabi ki ama kızlardan kimse yerimi tutamıyormuş, öyle diyor çömez arkadaşlar.

Aykut mesaj attığında hazır olduğum için Ahsen'i beklemeden çıktım yurttan. Ama baktım ki, Aykut'un yanında Doğan var.

"Günaydın yenge." dedi gülümseyerek. "Varya yenge kralsın, adamsın. Ahsen galiba trip atıyormuş yüz vermiyorum diye."

Ahsen'i beklemeye başladık. "Valla öyle. Ben bu işi biliyorum oğlum. Sana boşuna demedik herhalde. Biraz daha yüz verme, o sana gelecek görürsün."

"Harbi mi lan yenge? Valla büyüksün."

"Harbi lan Doğan." Dediğimde Aykut tip tip Doğan'a baktı. "Gevşeme lan piç." O da ciddiyete dönmek zorunda kaldı. Zaten Ahsen sonunda yurttan çıktı. Bu kız bu sabah fazla mı süslendi ne bok yedi amk? Normalde aynı anda çıkardık ama bugün daha bi uğraşmış kendisiyle. Sebebi belli değil mi? Bu gidişle program sunmaya başlayacağız Aykut'la.

Mısraykut'la evlenmeye var mısın? Varım diyor diye bağırmayan bizden değildir. Ya da çöpü çatanlar derneği falan kurup bizde genel müdür falan olacağız bu gidişle. Olsundu amk. Herkes mutlu olsundu. Bizde mutluyduk sonuçta. Herkes olabilirdi.

Yolda Mehtap ve Atakan çifti de bize katıldıktan sonra okula yürümeye devam ettik. Hava hala çok soğuktu ama yürüyerek okula gitmeyi huy edindik kendimize. Kütahya'nın da kuru bir havası var. Buz gibi esiyor ama yağmur veya kar çok yağmıyor. Anca buz gibi esen rüzgar yüzünden yüz felci geçirmeye başlıyoruz.

Öğleden sonrasına kadar mis gibi derslerimize girip boş vakitlerde gruptan gelen mesajlara bakıyorduk Aykut'la.

Petek abla yazıyor..

'Ablacım gönderdiğim online kataloga bakmayı unutma. Gecelik siparişi verelim.'

Yengem yazıyor..

'Aa bak ben onu unuttum. Olmadan olmaz hiç. İyi hatırlattın kızım.'

Belkıs anne yazıyor..

'Kızım geldiğinde sana göstereceğim şeyler var. Aykut'un babaannesi hediye etmişti bana. Sıra sana geldi. Beğendiklerini alırsın.'

Ben yazıyorum..

'Petek abla akşama anca bakabilirim. Hem ne geceliği onlar? Anne sen ne göstereceksin?'

Petek abla yazıyor..

'Gerekli şeyler ablacım onlar :) bakınca anlarsın.'

Belkıs anne yazıyor..

'O gerekli şeyler kadar olmasa da gerekli şeylerden kızım. Gelince görürsün.'

Yengem yazıyor..

'Mısra'ya kalsa bakmaz onlara. Petek sen bakıver kızım kataloga. Beğendiklerini gönder.'

Neymiş bu katalog diyip gruba gelen linke tıkladım. Pierre cardin kataloğunu göndermiş. Açmamla kapatmam bir oldu. Çünkü öğlen molasında Aykut Yanımda oturup benimle beraber mesajlara bakıyordu. Ama ben kapattıktan sonra telefonu elimden alıp açtı şerefsiz sapık.

MESLEK LİSELİ (Kitap oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin