M.L 1.12

22.2K 1.8K 293
                                    

Beni takip etmeyi ve beğeni atmayı unutmayalım lütfen. Ve instagram hesabım atikesungunapsa. 

Eve doğru ilerlemeye başladığımızda mahkeme duvarı suratıma karşılık az gülme izni olan reis gülmeye başladı. Bence bugünlük gülmesi üç günlük kotasını doldurmuştu. Fazlası faturaya falan yansırdı. Yine de gülebilirdi. Sonuçta parası var, faturayı öderdi. Herkes benim gibi züğürt takılmıyordu. Bir kere arkasında fabrika sahibi bir baba vardı. Benim de arkamda tarla zengini babam vardı demek isterdim ama diyemedim. Çünkü neden diyeyim? Babam arkamda falan değildi. Babam hep karşımdaydı. Konu ne ara buraya geldi? Kurtarın beni Gencolar.

Boğazını temizleyip sesini düzeltti. Artık gülmüyordu. O da fark etti herhalde, gülme faturası kol gibi girecek diye ki, ciddi Aykut reis geldi. Hoş gelmedi ama neyse artık.

"Birincisi, okulda senden başka limon ısıran yok. İkincisi, aynı saatlerde çıkıyoruz farkındaysan. Kızların yanında görmedim seni, Okçubaba'da yoktun. Tahmin ettim sadece. Üçüncüsü, sen kabul etmiyor olabilirsin ama bu okulda benim sözüm geçiyor Mısra. Kime ne desem harfiyen uygular. Atakan da bana söyledi. Sözüm dinleniyor ya hani. Bütün gün beynimizi oyuyor okulda." derken lafını kestim.

"Ne diye oyuyormuş? Nasıl aldattığını mı anlatıyor?" diye hain bir soru sordum.

Kızgın bir bakış atıp yola geri baktı. "Hayır. Laf anla biraz. Aldatmadığını ve sevdiğini söylüyor. Zaten bir daha konuşmadı bile Ferda'yla." Nefes almak için susmuştu ama ben susmadım. Kantinde yan yana oturuyorlardı ama. O ne olacaktı?

"Bak reisçim. Senin sözün geçiyor olabilir ama ben de eski reisin kuzeniyim diye sınıfa söz geçirmiyorum. Muhtemelen Mehtap'la görüşmek için saldı seni benim başıma. Ancak şöyle de bir şey var ki, üzerinden neredeyse iki ay geçti. Bir kere bile Ferda yanından ayrılmadı. Gerçekten isteseydi konuşurdu." Çok denedi ama başarısız oldu.

"Bir sus dinle!" diyerek bağırdı. Yine yüksek sesle anlatmaya devam etti. "Mehtap yüzüne bile bakmıyormuş. Bana söyledi ki sözümü kimse ikiletmez diye. Ben de sizden kimseyle muhatap olmak istemiyordum ama Asil'den dolayı sana söylemek istedim. Hem de sınıfta en dikkat çeken kız sensin. Yok konferans salonunda şarkı söylemeler. Yok kravatı sallayıp halay çekmeler. Halay başı sensin. En çok dikkati kendi üzerine çekiyorsun. Bu yüzden uyarmıştım seni. Birisi ters bir şey söyler, sikerim sülalesini!"

Şimdi arkadaşlar. Ben bu metal sınıfına had bildirecektim nasılsa. Hazır elime Atakan'la bir fırsat geçmişti. Hemen yürürlüğe koyuyordum bu kanunu. Ve Aykut reise itaatkarca konuşuyordum. Çok itaat!

"Tamam. Mehtap'la konuşurum ama önce Atakan'la ben konuşacağım. Söyle ona, gelsin önce bana inandırsın sevdiğini. Yoksa kılımı kıpırdatmam. İnandığım an Mehtap işi bende. Altından girer üstünden çıkarım. Hatta nikah masasına bile oturturum." Yapar mıydım? Yapardım tabii oğlum.

Bir dakika ya, bu salak reis kimin sülalesini sikiyor? Ne dedi o, dikkat çekiyormuşum!

"Hem ne oluyor ne sülalesi, ne dikkati Allah aşkına? Eğlenmek suç mu? Ona da mı yasak getirdin yoksa?" Hesap defterini açtım.

"Offf!" Bir daha bağırdı arkadaş. Bayağı sinirlendi hem de. Direksiyona vuruyor manyak! Lan bu arabanın direksiyonu bile kaç paradır kim bilir?

"Yarın gelir konuşur Atakan. Beni de aradan çıkartın artık. Ulan çöpçatanlık yaptırıyorsunuz adama be!" Hakikaten sinirlendi ama yani. Ben olsam ben de sinirlerim ki. Reis dediğin adam aşkla meşkle uğraşıp arabuluculuk mu yapacaktı? Seda Sayan mı canım? Esra Erol'a da benzemiyordu. Saçlarının önlerinde çok az sarılar vardı ama Esra ve ya Seda ablamız gibi tam sarı değildi. Hem saçları zaten kısaydı. Bu mal mısra ne saçmalıyordu yine?

MESLEK LİSELİ (Kitap oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin