M.L 1.5

24.9K 1.9K 941
                                    

Beni takip etmeyi ve beğeni atmayı unutmayalım lütfen. Ve instagram hesabım atikesungunapsa. 

Bölüm düzenlendi...


Mahallelere, eski yerleşim yerlerine mesela, müteahhitler girerdi. Orada eskimiş binaları yeniler, yerine efsane binalar inşa ederlerdi. Daha kullanışlı, depreme dayanıklı, yeni yeni binalar olurdu. İnsan hayatı da böyleydi işte. Bir şey olurdu, bir olay yaşanırdı ve zamanla eskirdi. Sonra o eski olay yıkılır ve yerine yeni ve daha kullanışlı olaylar inşa edilirdi. Hayatımız her gün yeniden şekillenirdi. Evin su alan yerini ne kadar da tamir etsek, illa su almaya devam ederdi ve fakat duvarı yeniden yapsak su almazdı. Almaması için daha iyisini yapardık ama, eskisinden çok daha iyi. O yüzden ben bunu neden yaşadım demek yerine, yaşadığımız olaydan ders çıkartırsak eğer hayatlarımızı kolaylaştırırdık.

Kemal hocanın odasına girip sınıf defteri alacaktım ama hoca muhabbete tuttu a dostlar. Gelin kurtarın beni! Babamın arkadaşı olmasa valla kısa keser çabucak çıkarım bu odadan ama mümkün değildi maalesef.

"Ee Mısra nasıl gidiyor okul? Dün kaçmışsın yine," dedi pala bıyıklarının altından gülerek.

"Evet hocam ya. Ne yaparsınız? Gençlik işte." deyip kıkırdadım. Bu adam babamın aksine çok kafaydı.

Masaya doğru eğilerek, "Bak sana bir şey diyeyim," dediğinde meraklandım. Onun gibi masaya eğilerek fısıltıyla sordum. "Neymiş hocam?"

"Bölümdeki öğretmenlerin senden çok memnun Mısra. Eğer böyle devam edersen kaçtığında babana mesaj atmam," dediği an çığlık atmamak için kısık bir sesle, "Aaaaaaa.." dedim. Bağırmadım ama dikkatinizi çekerim.

Kahkaha atarak devam etti. "Liseler arasında bir yarışma olacak. Eğer sen seçilirsen sizin bölümden, söz atmam babana mesaj." Torpilci pala bıyık olabilirdin ama seviyorum seni. İçimde penguen dansı, dışımda horon tepmeye başladım.

"Söz, söz, yemin ederim söz. Ben seçileceğim. Valla ben, billa ben. Huhuuuu... Okulu ressamlıkta ben temsil edeceğim.." diye halay çekmeye devam edip bağırarak konuştuğumda, "Kız sus!" diye uyardı.

Kendimi dizginleyip dersin başlamasına da az kalınca defteri alıp çıktım. Mutluyum arkadaş! Mesaj gitmeyecek lan babama! Bu yüzden kavga olmayacak! Yehhu!

Merdivenleri üçerli falan atlayarak çıkıp sınıfa girdiğimde, "Hele loy loy loy kibar yarim esmerim loy..." türküsünü söyleyip defteri elimde sallamaya başladım. Türküye eşlik eden kızlar sebebini sormadan elimden defteri bıraktığım an boşta kalan elimi tuttular. Ve tuttukları gibi koridorda halaya devam ettik.

Bugün kültür dersi olduğu için eğitim binasındaydık ve ilk ders tarihti. En sevdiğim dersti. Zil çalana kadar halay çekebilirdik. Bizim sınıf 11-Ş, Yeliz'ler 11-S, Aykut'lar 11-T'ydi. Bu yüzden aynı katta ders işliyorduk ve Yeliz'ler yan sınıfta, Aykut'lar karşı sınıfımızdaydı.

"Hele loy loy loy kibar yarim esmerim." Sesine tepkisiz kalamayan kattaki tüm sınıflar koridora çıkıp bize gülüyordu ve halay başı olarak ben çok işlevli kravatımı sallıyordum. Allah'tan şu kravatı icat etmişlerdi. Yoksa ne yaparmışız?

Merdivenlerin olduğu tarafa gittiğimizde, "Esmerim," diye bağırıyordum ki Aykut merdivenleri bitirdi. Sabah şaşkınlığı ile yüzüme bakıyordu ama umurumda değildi. Zaten bugün benimle olan derdini çözmek için konuşacaktım onunla.

Allah'tan başka bir şey istesem olacakmış gibi zil çaldı ve aynı halaya devam edip sınıfın kapısına doğru yön değiştirdik. Aykut bana bulaşmadan sınıfa girdik.

MESLEK LİSELİ (Kitap oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin