—————

Aşağıdan zil sesi geldiğinde kafasını boynumdan kaldırdım. "Kapı çalıyor."

"Bana ne? Çalar çalar gider." Alacaklı gibi çalıyor valla. Hiç gideceğe benzemiyor.

Kafasını tekrar boynuma koyup nefesini düzenlemeye çalışıyordu. "Aykut kapı!"

Bir sinirle üzerimden kalkıp eline şortunu aldı. "Şimdi siktim hepsinin sülalesini!" Şortunu giyip merdivenlere doğru gitmeye başladı. Sessizce konuştum ama duydu şerefsiz kocam. "Doymadın amk."

Anında arkasını döndü, zil ve kapı hala çalışıyordu. Aşağıdakilerin sinirini benden çıkartacak gibi bakıyordu yüzüme. Tutuştum brolar ama bişey yapmaya fırsatı olmadı. Resmen tekmeliyorlardı kapıyı. Bana doğru adımlayıp odaya gireceği zaman aşağıdan sesler daha da çok yükseldi.

"Reis! Aykut! Aykut reis! Mısra!"

Bizimki tekrar merdivenlere gitti, hızlı hızlı inmeye başladı. "Siktim belanızı piç herifler."

Kapının açılma sesini duyduğumda bende kalkıp üzerimi giyinmeye başladım. Beyaz bi tişört ve gri bir eşofman altı giymeye karar verdim.

"Sürpriz!" sesi geldi kapıdan.

"Biz geldik!" dedi gelenler. Kesin akşamki gruptu bunlar. Üniversiteliler, metalciler ve ressamlık.

"Rüyanızda mı gördünüz lan bizi?" Bağırıyordu bizim agresif damat. "Sabahın köründe kapıya dayanmak ne demek?"

Saçımı toplarken merdivenleri indim hızlı hızlı. Tahmin ettiğim kişiler çoktan salonumuza teşrif etmişlerdi bile. Hatta Asil ve Petek abla da buradaydı.

"Hoşgeldiniz." dedim oturma bölümüne ilerlediğim zaman. Herkes bir yer bulup oturmuş, Aykut salonun başında ellerini beline koymuş, altında sadece şort ve üzeri çıplak bir şekilde duruyordu. Çünkü ben artık tamamen Bademli'deyim amk. Buralarda yer altı dünyası varya hani, oranın Mısra reisiyim.

Elime odadan aldığım tişörtü Aykut'a uzatıp misafirlerimizin yanına geçtim. Şerefsizcim tişörtü giyerken herkesle tokalaştım. Hepsi tip tip bakıyordu yüzüme. Kızlar fazla imalıydı bu sabah? Ecel sorularını sormaya geldiklerini fazlasıyla belli ediyorlardı.

Masanın yanındaki sandalyelerden alıp ünitenin yanına koydum. "Nasılsınız?" Hepsi gülerek cevapladılar.

"Sen iyisin yenge?" Harbi şerefsiz bu Atakan.

"İyiyim Atakan." Dümdüz cevapladım. "Kahvaltı yaptık biz yenge." dedi Doğan. Bana ne amk? Diyesim geldi. "Gitmeden bir kahveni içmeye geldik." Bok için demek isterdim ama demedim. Ayağa kalktım hemen.

"Abicim benimki orta olsun." Asil bile gülüyor. Sonra Aykut'a baktı. Hala ayakta dikiliyordu. Elimde kalacak bu adam bugün.

"Ee Aykut reis. Bende düğün sabahı Mısra Kütahya'ya gidince bu saatte uyanmıştım. Nasıl oluyormuş düğün sabahı erkenden uyanmak?" Kahkaha atmaya başladı göt herifler.

Herkese şerefsizlik yapar ama Asil efendiye yapamıyor benim oğlan. "Sıkıntı yok abi, uyanmıştık zaten."

"Belli, belli. Havada baya sıcak zaten." Ulan abisin sen be abi. Sen bari yapma adi herif.

MESLEK LİSELİ (Kitap oldu)Where stories live. Discover now