M.L 3.34

9.1K 834 180
                                    

Whatsapp grupları bir yandan, instagram bir yandan, evin durumundan gelen mesajlar bir yandan derken hemen hemen her hafta sonu Bursa'ya gidip geliyoruz.

En son kavga ettiğimiz günden beri bizim bok kafalı reisle bir daha kavga falan etmedik. Şu anda da paşam ders çalışıyor yanımda. Halit abi Tuğba'yı İstanbul'a gönderdi, ama göndermeden önce tekrar gelip benden özür diletti tabi. Kardeşinin yaptığı şeyi anne ve babasız olmasından dolayı fazla şımartmasına bağlıyordu. Haklı amk. Şımartmasaymış. Güvenmiyor artık kardeşine ama yapacak bişey yok. Tuğba kaşındı anasını satıyım.

Yengem yazıyor..

'Halı bakmadık daha Mısra.'

Belkıs anne yazıyor..

'Avizeler alınmadı.'

Yengem yazıyor..

'Perde nerden baksak acaba?'

Petek abla yazıyor..

'Hafta sonu gelince bakarlar.'

Berrak yazıyor..

'Mısra abla gelince moda evine gitmemiz lazım. Gelinlikler hazır gibi.'

Belkıs anne yazıyor..

'Altlarına ayakkabı bakmadık daha.' Bide o vardı dimi?

Yengem yazıyor..

'Kına çerezlerini sipariş vermedik Mısra.' Çerez'den bana ne yenge?

Belkıs anne yazıyor..

'Kızım attığım takımları beğendiysen sipariş verelim.' Beğendiğimi söylemiştim.

Yengem yazıyor..

'Beğendiğin nevresim takımı gelmiş yengem. Dün gidip aldım.' Söylemişti bunu.

Belkıs anne yazıyor..

'Arnavut şalvarını Gülbahçe'deki terzi dikiyor kızım. Gelince oraya da girmek lazım.' Üçüncü parti oldu.

Berrak yazıyor..

'Bekarlığa veda partisine elbise seçtin mi Mısra abla?'

Belkıs anne yazıyor..

'Hamam içinde beğen kızım bir tane. Resmini gönder siparişi vereyim.'

Mesajları okuyup içimden cevap veriyorum artık. Vizeleri öyle böyle atlattık ama önümüzde finaller var. Ve Ramazan geldi. Oruç tutacağız yarın.

"Napıyorsun bebeğim telefonda?" Cuma günü okuldan çıkar çıkmaz Aykut'la beraber eve geldik. Bu hafta sonu sınavlara çalışıp Bursa'ya gitmeme kararı almıştık ama keşke gitseymişiz.

"Mesajları okuyorum Aykut. Herkes bişey söylüyor." dedim bıkkın bir şekilde. Yatağından kalkıp elindeki defteri bıraktı. Bende masada ders çalışıyordum. Daha doğrusu çalışamıyordum. Uzanıp kolumdan tutarak yatağa çekti. Boş boş tavana bakmaya başladık ikimizde.

"Tükenmişlik sendromuna girmek üzereyim Aykut. Düğüne kadar telefonlar silahımız, mağazalar vatan toprağı gibi.. Bu işin sonunda ikimizde gelinlik ve damatlıklı halimizle Edirne'ye doğru koşup sınır kapısından kaçmazsak iyidir. Yada Bakırköy'e yatırmazlarsa.."

Gülmeye başladı. "Keşke en başından kaçsaydık amk. Böyle dertlerimiz olmazdı o zaman. Dert de diyemiyorum aslında. Sonuçta bizim için hepsi ama okulla beraber zor oluyor."

"Okul bittikten sonra evlenseydik günah olurdu sanki. Tutturdun hemen düğün olsun diye."

"Bana kalsaydı daha Bursa'ya gittiğimiz zaman nikahla kapatacaktım işi. Ben mi dedim düğün olsun diye? Nikah olsaydı yeterdi bana." Hala gülüyor. Çünkü aklı başka yerde. Ama açık açık söylemiyor. Akıllılık ediyor.

MESLEK LİSELİ (Kitap oldu)Where stories live. Discover now