"Elinden bişey gelecek olsa ne yapardın Mısra? Aykut'a gider misin mesela? Barışmak ister misin? Yada babanla konuşup ona her şeyi anlatır mısın?"

"Ben babamı kaybedeli yıllar oluyor. Bir baba evladına söz hakkı tanımadan gönlünden kopartabiliyorsa eğer, o baba evlat için ölmüştür. Ama.." Bakışlarımı doktora çevirdim. "Size doğruyu söyleyeyim mi?"

"Söyle tabi ki. İçinden ne geliyorsa.."

"Eğer elimden bişey geliyor olsaydı, kendimi bu durumun içinden çekip almak isterdim. Ne Aykut, ne ailem, ne bir başkası.. Tek başıma. Yalnız. Boş. Bomboş."

Hayretler içinde bakıyordu doktor gözlerime. Gözlerim artık şişliğinden dolayı acıyordu. Uykularımda sayıkladığımı söylüyordu Asil. Olabilirdi. Gerçekten sayıklıyordum belki de.

"Bende sana bişey söyleyeyim Mısra. İnsan tek başına anca babanın seni kapattığı dağda yaşayabilir. Sana bir soru soracağım. Doğru ve tek bir cevap istiyorum." Kaşlarımı çatıp merakla doktoru dinledim.

"Kendini kapatıp bir süre tek başına kalsan eğer, kendini öldürmek ister misin? Yoksa yaşamak için elinden geleni yapar mısın?"

Ne yaparım? Ölmek istiyor muyum? Yaşamak istiyor muyum? Ben ne yapmak istiyorum? Bende bilmiyorum. Sahi.. Söylesenize siz ne yapardınız?

Bakışlarımı duvarda görmediğim bir noktaya sabitledim yine. Ne var orada bilmiyorum ama bakıyorum. "Ne öldürürüm, ne yaşamak için uğraşırım." Tek cevap. Doğru olan bu.

"Bu durumda kendini ölüme terk etmiş oluyorsun ama, bu yine kendini öldürmek olmuyor mu?"

"Gücüm yok." Sesim bile çıkmıyor doktor Burak bey.

"Peki ya o gücü kendinde bulursan?"

"Eskiden olsaydı yaşamak için elimden geleni yapardım. Gerekirse dağı parçalar yine de yaşama tutunurdum. Ama şimdi.. şimdi yaşamam için herhangi bir sebep yok. Kendimi öldürmem ama yaşamanın da benim için bir anlamı yok."

"Bence var. Ama sen onu açığa çıkartınca tekrar insanlarla uğraşmak istemediğin için İçinde saklıyorsun." Belki de. Olabilir. Bilemiyorum.

"Bildiğim kadarıyla çizim yapmayı çok seviyorsun. Neden yapmıyorsun? Kafanı dağıtabilirsin.."

Omuz silkip cevap vermedim. Sevdiğim her şey gitmiyor mu zaten elimin altından. Bakarsın bilgisayarım, cetvellerim, kalemlerimde gider.

"Bence artık normal hayata dönmelisin Mısra. Okulun var, stajın var.. Ve üniversite var önünde. Okumak istemiyor musun?"

"İstiyordum.." Aykut'la okumak istiyordum Burak bey. "..Seneyi yarıladık ama ben hiç çalışmadım.."

"Peki.. O zaman şöyle yapalım." Bakışlarımı ona çevirdim yine. "Bu seneyi geçtik sayalım. Okul bitecek, staj bitecek ve sen yazın sınavlara hazırlanacaksın. Seneye gireceksin üniversite sınavına."

"İstemiyorum.."

"Neden peki?"

"Doktor bey.. Anlamıyorsunuz beni. Ben bu zamana kadar şu gereksiz hayata tutunmak için elimden geleni yaptım.." Gözümün önünden anbean geçiyor yaşadıklarım.

"Yaptım ama kendim için bişey yapmadım. Aykut için yaptım. Asil için yaptım. Babam için yaptım. Ama kendim için bişey yapmadım. Kendime gücüm kalmadı. Okul veya başka bişey umrumda değil artık. Sadece sakin bir hayatım olsun istiyorum. Her şeyden, herkesten uzaklaşmak istiyorum. Kimseyi görmek, duymak istemiyorum."

Asil'le gittiğimiz doktor.. Yaşadığımız esrar krizleri.. Aykut'un esrar krizleri.. Kaza geçirdiği zaman yaşadıklarımız.. Ona bebeğim gibi bakmam.. Babam üzülmesin diye Asil'in her haltını onlardan saklama çabalarım. İlknur hasta olmasın diye Murat konusunda babamla konuşmam.. Ne yaptım ben kendim için? Koskoca bir hiç!

MESLEK LİSELİ (Kitap oldu)Where stories live. Discover now