BÖLÜM 67 | PİYON

En başından başla
                                    

Herhangi bir cevap vermeden önce dediği şeyi bir süre kafamda evirip çevirmem gerekti. İkizlerin dibi boylayışına şahit olmak istiyor muydum gerçekten? Peki bu bana kendimi nasıl hissettirecekti? Rahatlamış? Hafiflemiş? Sanırım bunu birinci elden yaşamadan hiçbirini bilemeyecektim.

"Tamam." dedim gülümsemeye çalışarak. Her ne kadar kendimden emin görünmeye çalışsam da sesim düşündüğümden de cılız çıkmıştı. Ama istediği gerçekten buysa ona istediğini vermek konusunda yapabileceğim ve katlanabileceğim şeylerin sınırı yoktu. Bu beni delicesine korkutsa da.

***

Ertesi sabah uyandığımda içimde tarifi güç bir his vardı. Her ne kadar Atlas'a yansıtmamaya çalışsam da midemi kaynatan bu kötücül his sanki beni aşağılara çekiyordu.

Şirketin kapalı otoparkına girerken Atlas sanki ruh halimi hissetmiş gibi bir anda bana döndü. Çatık kaşlarımı düzeltmeye ve yüzüme bir gülümseme oturtmaya çalışsam da, gözbebeklerinin aynasından yansıyan dağılmış görüntüme bakıldığında bu konuda pek başarılı olabildiğim söylenemezdi. Atlas aracı kendisine ayrılan özel kısıma park ettikten sonra emniyet kemerini çözdü, ancak dışarı çıkmak yerine oturduğu yerde bana doğru döndü ve elimi avuçlarının içine aldı. Soğuk tenim onun sıcak temasıyla anında çözülmeye başlarken elimde olmadan iç geçirdim.

Avuçlarının içinde nazikçe kavradığı elimi dudaklarına götürüp minik bir öpücük bıraktı. Bunu yaparken gözlerimizin temasını hiç kesmemişti. Bana güven vermeye çalıştığını biliyordum. Tek yapmam gereken kendimi onun kollarına bırakmaktı. "Bundan sonra her şey çok güzel olacak, söz veriyorum sana." dediğinde sesi boğuktu. Milyonlarca his, gölü oluşturan milyonlarca damlanın arasına boğulmuştu. Hava hiç olmadığı kadar pusluydu, bu gölün üzerinde sis vardı, yüzeyi kaplamış incecik, siyah bir buz tabakası vardı. İlk adımımızı atmıştık ve çıtırdayan buzun çıkardığı uğursuz ses, dondurucu rüzgarın esintisine biraz olsun karışmadan kulaklarımda uğulduyordu.

Arabadan çıkıp beton duvarların arasından asansöre yöneldiğimizde, etrafta bizden başka kimse yoktu. Asansörün kapıları ağır ağır kapanırken, Atlas benden güç almak ister gibi elimi kavrayıp sıktı. Uzun koridorda yürürken de bize doğru çevrilen gözleri biraz olsun umursamadı ve elimi hiç bırakmadı. Ofisinin önüne geldiğimizde bizi gören Burcu yerinden hemen ayaklanıp, "Günaydın, hoş geldiniz." diye cıvıldadı. Hemen sonrasında Atlas'a dönerek siyah bir dizüstü bilgisayar çantasını uzattı ve, "Atlas Bey, isteğiniz üzerine büyük toplantı odası hazırlandı. Dilerseniz hemen odaya geçebilirsiniz. Bahar Hanım ve Baha Bey de size birazdan katılacaklar." diye devam etti.

Adımlarım geri geri gitse de, Atlas'ın yanında yürürken ayaklarımı yere sürümemeye çalıştım. Dört kişi için gereğinden oldukça büyük olan toplantı odasına girdiğimizde sıkıntılı bir nefesi dudaklarımın arasından dışarı üfledim. Her ne kadar konuşmamış olsak da Atlas'ın yapmaya çalıştığı şeyi anlayabiliyordum. Kontrol kimdeydi, oyunun kazananı kim olacaktı... İkizlere bunu göstermeye çalışıyordu. Az sonra olacaklardan ben de en az ikizler kadar habersizdim. Ona sormamış, sorularımla onu bunaltmak istememiştim. Belki biraz kurcalasaydım, birazdan başımıza gelecek olanlar konusunda onu uyarabilirdim. Gözlerimin önündeki buğu dağılır, zihnim berraklaşırken tekerlekli sandalyelerden birini çektiğini ve oturmam için beklentiyle bana baktığını fark ettim. Ayaklarım beton dökülmüş gibi yere çakılmışken bir adım atmak bile öyle zordu ki! Tereddütümü gören Atlas, "Ne oldu bir sıkıntı mı var?" diye sordu telaşla.

Hafifçe gülümsemeyi deneyip ona doğru zorlukla bir adım attım. Bir elim içgüdüyle karnımın üzerine giderken diğer elimle önüme düşen saçlarımı iteledim. "İda normale göre biraz daha hareketsiz bugün. Sanırım olacakları hissetti..." diye mırıldandım. Benim için çektiği sandalyeye oturmadan önce yanağına bir öpücük kondurup tıraş kolonyasının keskin kokusunu içime çektim. Dananın kuyruğunun kopacağı o kaçınılmaz an gelmişti. Şimdi kuruntu yapmanın sırası değildi.

ASLANAĞZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin