BÖLÜM 57 | TEŞEBBÜS

27.5K 1.6K 569
                                    

Bölüme ilham veren şarkı:

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Bölüme ilham veren şarkı:

Katie Garfield- Gallows

BÖLÜM 57 : TEŞEBBÜS

"Yemek sekiz buçukta başlayacak."

Atlas'ın davudi sesi birdenbire arabanın içini doldurduğunda, elimde olmadan irkildim. Arabaya bindiğimizden beri ikimiz de bariz sebeplerden suskunluğumuzu korumayı tercih etmiştik. Gitgide yaklaşan, kaçınılmaz ve oldukça sevimsiz karşılaşmadan ötürü birbirimize göstermemeye çalışsak da ikimiz de gözle görülür bir biçimde gergindik. Gözlerim arabanın radyosundaki minik gösterge paneline kaydı. Saatin yedi buçuğa geldiğini gördüğümde, ister istemez kaşlarım çatıldı.

"Biraz erken gitmiyor muyuz?" diye sordum. Sonra sanki verilen çok büyük bir davetmiş gibi, "Gerçi ev sahibi sayılırız." diye mırıldandım.

Atlas bakışlarını yoldan çekip bana doğru döndü. Sadece birkaç saniyeliğine de olsa gözleri gözlerimi buldu ama hemen sonrasında dikkatini tekrar yola verdi. Dudağının kenarı beni şaşırtarak keyifle yukarı kıvrıldığında şaşkın bir şekilde ona baktım. Arabanın içindeki atmosfer bir anda değişmiş, sıcacık olmuştu.

Sağ eli bana doğru uzandı ve kucağımda duran, içimde baş gösteren çalkantılı hisleri bastırabilmek için sımsıkı birbirine kenetlediğim ellerimi kavradı, güven vermek ister gibi sıktı. "Çoğul konuştuğunda seni nefessiz bırakana kadar öpmek istiyorum." dedi hırıltılı bir sesle. Beklenmedik itirafı birdenbire kıyılarıma vurduğunda ve beni alaşağı ettiğinde nefessiz kaldığımı, tenimin boynumdan başlayarak dalga dalga kızardığını hissettim. Bir şeyler söyleyebilmek için dudaklarımı araladım, ama tek yapabildiğim utanç verici bir şekilde sesli bir nefesi tıkanır gibi içime çekmek oldu.

Atlas hemen önümüzde parıldayan kırmızı ışıkta durabilmek için arabayı yavaşlatırken gülümsemesinin tüm yüzüne yayılmasını hayretle izledim. Beni tek bir cümlesiyle hala bu kadar çok etkileyebilmesi nasıl mümkün olabilirdi? Bu his hiç geçmeyecek gibiydi. Atlas'ın yüzündeki ifade yavaş yavaş kararmaya başladığında, aklından geçenleri okuyabilmek için pek çok şeyden vazgeçebileceğimi fark ettim. Ama artık bir şeyler değişmiş, bazı sözler verilmişti. Bu yüzden şansımı denemeye karar verdim.

"Ne düşünüyorsun? Eğer bu akşam için özellikle bilmem, dikkat etmem gereken bir şey varsa benimle paylaşabilirsin biliyorsun değil mi?" diye sordum.

"Aslında erken gitmemizin birkaç sebebi var. Onlardan hep bir adım önde olmak zorundayım. Yapabileceklerini hesap etmeye çalışmak yedi yirmi dört mesai gibi. Özellikle de Bahar'ın. Ama başka çıkış yolu bulamıyorum. Yani şimdilik."

Anlaşılan o ki yorganın gittiği de kavganın bittiği de yoktu. Atlas önceden ikizler için sadece bir tehdit oluştururken şimdilerde hayatlarını darmaduman eden, isteseler de engel olamayacakları bir doğal afetten farkı yok gibiydi.

ASLANAĞZIWhere stories live. Discover now