BÖLÜM 23 | HAZIRLIK

38.8K 2K 632
                                    

Bölüme İlham Veren Şarkı:

اوووه! هذه الصورة لا تتبع إرشادات المحتوى الخاصة بنا. لمتابعة النشر، يرجى إزالتها أو تحميل صورة أخرى.

Bölüme İlham Veren Şarkı:

Seafret - Wildfire

BÖLÜM 23 : HAZIRLIK

Sorun yok. Gerçekten de her şey yolunda mıydı? Bengisu'nun söylediklerini biraz bile olsun kafama takmıyor muydum? Ortada olan bir gerçek vardı ki; Atlas gideli yarım saat olmuştu ama ben hala kafamı toparlayıp çalışmaya geri dönememiştim. Neyse ki şimdilik gelen giden yoktu. Gerçi Atlas'a da gitmeden önce söz verdiğim gibi, kapı çalsa bile evde yokmuşum gibi yapacak ve gelen her kimse cevap vermeyecektim.

Dakikalardır sapını dişleyip işkence ettiğim kurşun kalemi masadaki beyaz kağıtların üzerine bırakıp ağır ağır yerimden kalktım. Bu saatten sonra zorlasam da işlerliğimi geri kazanamayacaktım zaten.

Ben farkında bile olmadan, Bengisu'nun az önce sinsilikle karıştırdığı dolabımın önüne götürdü beni ayaklarım. Dolabın orta kapağına monte edilmiş boy aynasında kendime baktım. Yüzüm süzülmüştü ama gözlerimde uzun zamandır ilk defa şahit olduğum bir parlaklık vardı. Neredeyse belime kadar pırasa gibi dümdüz uzanan açık kahve saçlarıma sıkıntıyla parmaklarımı doladım.

Atlas'a gidip de 'bu kadar ne yaşamış olabilirsiniz ki bu kız kendinde bu hakkı buluyor?' diye soramazdım. Geçmiş geçmişti. Bir kovana çomak sokmaya kalkarsanız eşek arıları üzerinize üşüşürdü. Yine de merak etmeden duramıyordum.

Saatler ilerlerken Atlas'ın akşam yemeğinden önce gelebileceğinden ümidi kesmiş, uzunca bir duşun ardından pamuklu pijamalarımı giyerek yatmaya hazırlanmıştım. Uyumama yardımcı olması için bir bardak süt almak üzere mutfağa doğru yürüdüğümde, kapı açıldı ve Atlas elleri kolları dolu bir şekilde içeriye girdi.

"Hoş geldin." dedim ellerindekilerin bir kısmını yere atmasını izlerken. "Bir de anahtarla uğraşmasaydın keşke, zili çalsaydın yardıma gelirdim."

Kaşlarını havaya kaldırdı. "Çalsam da açmayacaktın ki öyle anlaşmıştık." dedi ve elindeki elbise çantalarını içindekilerin kırışmaması için özenle kendinden bir kol boyu yukarıya kaldırdı. O, odasına doğru yürürken ben de sessiz adımlarla onu takip ediyordum. Yarın 31 Aralıktı. Aldığı şeylere bakılırsa gerçekten de o şirketin partisine gidiyorduk.

Koruyucu kılıfın içinde olduğu için göremediğim ama takım elbise asılı olduğunu düşündüğüm askıyı dolabının kapağına astıktan sonra, bana doğru döndü ve diğer askıyı hala elinde tutarak yanımdan geçerek odadan çıktı. Hala hiçbir şey söylememiş olması sinir bozucuydu. Elbisemi diğer odaya götürmesi ise sinirlerimi bozmaktan çok daha başka, çok daha öte şeyler yapıyordu bana. Ayaklarımı yere vura vura, onun peşi sıra ben de bana verdiği odaya geçtim. Düşüncelerime bir hıh dedikten sonra 'sana değil, misafirlerine.' diye düzelttim kendimi. Farkında olmadan dişlerimi sıkmaya başlamıştım ve bu çenemi ağrıtıyordu. Kollarımı çapraz bir şekilde birbirine sarıp sessiz kalarak konuşmasını bekledim.

ASLANAĞZIحيث تعيش القصص. اكتشف الآن