BÖLÜM 21 | ARKADAŞLAR İYİDİR

39.5K 2.1K 771
                                    

Bölüme İlham Veren Şarkı:

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Bölüme İlham Veren Şarkı:

X Ambassadors - Renegades

BÖLÜM 21: ARKADAŞLAR İYİDİR

Bir an gelir, o an olanlardan memnuniyetinizi sorgularsınız. Kendinizi sorgulamanız gerekir çünkü ne hissetmeniz gerektiğinden tam olarak emin değilsinizdir. İşte tam da şu an, Ozan Atlas'a bir omuz atıp salona doğru geçiş yapmışken ne hissetmeliydim; bilemiyordum. Üzerimde bariz bir rahatlama vardı sanki. Atlasla baş başa kalmaya hazır değildim belki de. Yoksa davetsiz gelen misafirlerden haz mı almaya başlamıştım aniden? Atlas benimle aynı fikirde değildi ki Ozan'a doğru öldürücü bakışlar fırlatıyordu.

"Kuyrukların nerede?" diye sordu.

"Müge ara sokaklardan birine arabayı park ediyordu, diğerleri de evden çıkmak üzeredirler."

Atlas bunu duyduğu anda, kapıyı sanki içeri birileri ya da bir şeyler kaçabilirmiş gibi sıkıca kapatıp neredeyse ışık hızında hareket ederek avizenin ışıklarını iyice kıstı. Ozanla ikimiz aynı anda gözlerimizi kısarak ne olduğunu anlamaya çalışırken salonun köşesindeki lambadere ulaşıp etrafı biraz daha aydınlattı. Ama bunun da mum ışığından medet ummaktan bir farkı yoktu.

"Şimdi ara bütün tayfayı, şey de, geldik evde bulamadık. Hiç oyun havamda değilim."

"O ne lan kargo şirketi miyim ben? Kendin yazsana hem sen."

"Yazayım mı? Ne alaka? Yazmayı sevmem ki ben sanki bilmiyormuş gibi." derken Atlas burnundan soluyordu.

Ben sanki çekişmeli geçen bir tenis müsabakası izliyormuşum gibi bir Ozan'a bir Atlas'a bakarken, onlar sanki beni görmüyormuş gibi tartışmaya devam ediyordu.

"Hani geçenlerde bir Whatsapp grubu kurmuştuk." dedi Ozan aheste aheste, bilerek kelimelerin arasında gereğinden fazla duraklayarak. Merakım tavan yapmıştı, altından ne çıkacağını deli gibi merak ediyordum. Bu zamana kadar Atlas'ın elinde telefonla bir şeyler yazdığını ya da telefonu uzun süreli kurcaladığını pek görmemiştim. O, genellikle bilgisayarının başında, benim gram anlamadığım kodlarla cebelleşirdi.

"Eee?" dedi Atlas devam etmesi için. Bu ses tonunu tanıyordum, çileden çıkmasına ramak kalmıştı.

"Güzel düşünmüşsünüz ama sizi bir seneliğine sessize alıyorum gençler demiştin."

Atlas'ın kaşları o anı hatırlamış gibi havaya kalkmış ve yüzü düşünceli bir hal almıştı. Ama aradaki bağlantıyı kurmak benim için hala güçtü.

"Pek baskın yapmış sayılmayız yani, oraya yazmıştık aslında gelmeden."

Atlas Ozan'ın kurulduğu üçlü koltuğa ya da boşta kalan diğer tekli koltuğa oturmak yerine, kendini oturduğum tekli koltuğun geniş koluna bıraktıktan sonra, elini cebine atıp telefonunu çıkardı. Ben de göz ucuyla çaktırmadan parmak izini tanıdığı anda tuş kilidi açılan ve aydınlanan ekranına baktım. Gerçekten de gırgır ve şamata eşliğinde Atlas'a yönelik bir sürü şey yazmışlardı ve geleceklerinden bahsetmişlerdi. Hatta Atlas'ın yazılanları görüp görmeyeceği konusunda iddiaya bile girmişlerdi ve görünen o ki kazanan Ozandı.

ASLANAĞZIWhere stories live. Discover now