❈ 23'ten devam 3 ❈

Start from the beginning
                                    

"Baharr! "

Genç adamın sesi boş deponun içinde yankılanırken koşarak içeriye girdi. Gözleriyle etrafı taradı. Hırıltılı bir şekilde nefes alıp verirken boş depoyu görerek hüsrana uğradı.

"Neredesin Bahar? Neredesin? "

Yavuzun gözünden bir damla yaş akıp yanağına doğru süzüldü.

"Komutanım"

Yavuz Ateşin sesini duyunca yanağındaki yaşı silip askerine döndü.

"Komutanım şuna baksanıza" dedi Ateş gözüyle yeri işaret ederek

Yavuz Ateşin yanına büyük adımlar atarak gitti. Gösterdiği şeyi görünce diz çöktü. Eline ip parçasını aldı. Gözü yanındaki kanlı cam parçasına kayınca kalbi acıdı ama; mutlu da oldu.

"Kurtulmuş galiba."

Yavuz içine dolan umutla konuşacağı sırada Eylemin hıçkırığını duydu. Dudaklarını birbirine bastırıp ayağa kalktı. Arkasını dönüp Eyleme baktı.

Eylem eliyle ağzını kapatıp hıçkırıklarla ağlarken yere oturdu. "Hayır, hayır, hayır,"

"Ne oldu Eylem? " diye sorarak sevgilisinin yanına gitti Fethi. Gördüğü şeyle olduğu yere çakılı kaldı. "Nasıl yaa? "

"Ne oluyor Fethi? " diye sordu Yavuz

"K-kan" dedi Eylem zoraki

Yavuz duyduğu o bir kelimeyle dehşete uğradı. Bir kelime, üç harf... Bu bir insanın canını bu kadar yakabilir mi? Koşarak ikilinin yanına gitti. Yerde gördüğü kan lekeleri ve kanlı bıçakla gözleri sulanmaya başladı.

"K-komutanım belki B-bahar yengemin kanı değil de o şerefsizin kanıdır." Mücahitin sesi titriyordu. Dışarıdan bakınca deli ve değişik biri gibi gözükse de duygusal birisiydi.

"Bahar asla birine bunu yapamaz. Karşısındaki terörist olsa bile birini bıçaklayamaz" dedi Eylem ağlayarak

Yavuz titreten dudağını ısırdı. Nefesinin daraldığını hissetti. Kendini dışarıya attı. Yüzünü gökyüzüne çevirdi. Göz yaşlarını tutmayıp serbest bıraktı. "Allahım sen yardım et. Baharımı sapa sağlam bulayım, yalvarırım yardım et Allahım"

Gökyüzünden bir kaç damla yağmur düştü yüzüne. Göz yaşlarına karışıp yere düştü.

"Yavuz"

Kulağını sevdiğinin acılı sesi doldurdu. Fısıltı gibiydi. O kadar kısık ve içindendi ki sesin beyninden geldiğini mi yoksa gerçekten geldiğini mi ayır edemedi. Kapalı gözlerini açtı. Etrafında dönerek tüm araziyi taradı.

"Bahar,"

Cevap gelmedi. Tekrar seslendi. Yine cevap gelmedi. Beyninin ona oyun oynadığını düşündü. Gözlerini kapatıp eğildi. Dirseklerini dizine koyup yüzünü elleriyle kapattı. Dünyanın deli gibi döndüğünü hissetti. Bir balerinde deli gibi dönüyordu. Hayır, hayır, o duruyordu. Etraf dönüyordu.

Elini yüzünden çekti. Yan tarafında üzeri kapalı olan kuyunun beton kapağından destek aldı. Kendini o betonun üzerine attı.

Genç kadın kapanan gözlerini sevdiğinin adını bağırmasıyla zorla da olsa açtı. Göz kapakları kapanmak için çabaladı da Bahar direndi. Bayık bir şekilde zifiri karanlığa baktı. Bakışlarını sonu yok gibi gözüken yere, yukarıya dikti. Kapağın açılmasını istedi. Işığa kavuşmak, oksijeni ciğerlerine doldurmak istedi.

"Yavuz,"

Sesini kendisi bile zor duyuyordu. Kulağını tıkırtı sesleri doldurdu. Kapanan gözlerini tekrar açtı. "Yavuz, duy sesimi"

Keşke Olsaydı Where stories live. Discover now