✢ 43'ten devam 5 ✢

Start from the beginning
                                    

"Aile arasında özel mi olurmuş annem ? " dedi Serdar

"Anlatmak isterlerse anlatırlar ama kahvaltıdan sonra çocuklar" dedi Mehtap kesin bir dille

Herkes mecburen susarken Melek,

"Yavuzla Tahir niye uyanmadılar ki hala ? Onlar uykucu değillerdir" dedi

"Buraya gelmek için uçağa birden önce yeni operasyondan dönmüştü Yavuz. Onun yorgunluğu" diye açıkladı Bahar

"Ah yavrum! Uyusun tabii. Ne kadar yorulmuştu o şimdi. Dağ bayır şerefsiz kovalamak kolay değil tabii" dedi Melek

Nefes Bahara dönüp,

"Beklemesi zaten zor bir de hamile olunca daha da zor oluyor" dedi

"Zor ama katlanmak zorundayız. Onlar tüm Türkiyenin umudu. Biz beklemezsek onlara umut olamazlar" dedi Bahar

"Siz böyle güzel yürekli olduğunuz sürece Allah hem size hem kocalarınıza dayanma gücünü, kuvvetini verir" dedi Melek

"Onlar operasyondayken Allaha hepsinin sağ salim dönmesi için dua etmekten başka birşey gelmiyor elimizden" dedi Nefes

"Bu bile yeter kızım. Bu bile onları daha da güçlendirir" dedi Mehtap

Evin kocaman, yemyeşil bahçesine upuzun bir kahvaltı masası kurulmuştu. Etrafta sanki bayram havası var gibiydi. Bu bayram havası en çok da Baharın kalbinde vardı.

Bugüne kadar hiç aile sıcaklığını yaşamamıştı. Karabayıra gelince kocaman bir ailesi olmuştu ama bu başkaydı. Böyle bir ortamda olmak bambaşkaydı.

Bahar kahvaltı masası kurulunca kocasını uyandırmak için yattıkları odaya girdi.

Yavuz yüzükoyun uyurken Bahar yüzünde oluşan gülümsemeyle Yavuzun yanına uzandı. Kocasına dönüp dirseğinin üzerinde yükseldi ve onu izlemeye başladı.

Şu kısacık hayatın en büyük lükslerinden biriydi bu. Odanın bir köşesinde hayalet gibi sessizce onu izlemek... Sonunda dayanamayıp rüyasında seni, sizi, görmesi için dua ettiğin o tatlı uykusundan öperek uyandırsan bile...

Bahar usulca Yavuzun buğday sarısı saçlarını okşamaya başladı. Ardından kulağının yakınını öptü ve "Sevgilim, uyan artık" dedi

Yavuz yerinde kıpırdanırken Bahar kocasının yanağını öptü. Yavuz huylanarak başını hareket ettirince Baharın yüzündeki gülümseme büyüdü.

Bahar bu sefer kocasının dudaklarına minik bir öpücük kondurup,

"Sevgilim, hadi kalk" dedi

Yavuz homurdanarak Baharın belini sardı. Başını karısının boyun girintisine sokarak,

"Beş dakika daha" dedi

Bahar gülerek Yavuzun saçlarını okşamaya başladı ve "Kahvaltı için bekliyorlar ama" dedi

Yavuz yarı uyur bir halde başını 'Hıhı' anlamında salladı. Yanağı karısının çıplak tenine değerken çatılan kaşlarıyla gözlerini açıp kollarını Baharın iki yanına koyarak üzerine çıktı. Ardından kısa bir süre karısının üzerindeki elbiseyi süzüp,

"Sana bu elbiseyi giymeyi yasaklıyorum. Çıkart" dedi

Baharın kaşları anında çatılırken,

"A-a ? Hödüğe bak. Bugüne kadar giydiklerime karışmadın da bugünden sonra niye karışıyorsun acaba ? " diye sordu

Yavuz yüzünü Baharın boynuna gömüp kokusunu içine çekti. Ardından yüzünü ordan çekmeden, boğuk çıkan sesiyle,

Keşke Olsaydı Where stories live. Discover now