Özel Bölüm 9: "Söz"

2.3K 220 29
                                    

"Büyük gün geldi çattı," dediğinde Damla kendimi bir an evleniyormuş gibi hissettim. Halbuki yakından uzaktan alakası yoktu! Sadece mezun oluyordum ama bu bile tek başına bir mutluluk nedeniydi.

 Halbuki yakından uzaktan alakası yoktu! Sadece mezun oluyordum ama bu bile tek başına bir mutluluk nedeniydi

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Her şey, sanırım yeterince zor değilmiş gibi büyük bir stresle geçiyordu. Efdal, Onur ve Leyla ile gittiğim mezuniyet elbisesi seçim günü felaketti. Efdal bir şey beğeniyor, bu sefer Onur onun kısalığından ya da açıklığından laf ediyor, Leyla ise sevgilisini sakinleştirmeye çalışırken arada top gibi yuvarlanıyordu. Efdal bir yandan Onur'a bağırıyor, Onur da ona vurup duruyordu. En sonunda Leyla sinirlenip ikisine de okkalı bir tokat indirdiğinde susmayı becerebildiler. Ki, ben Leyla'dan böyle bir şeyi hiçbir şekilde beklemezdim. Dudak büzüp kalp eriten bir şekilde 'lütfen' diyen kızın içinden bir Jet Lee çıkmıştı. Yumruğunun -ya da bu durumda tokatının gücü Çin'in en uzak kasabalarından bile hissedilmişti!

Leyla uzanıp son kez saçlarımı düzelttiğinde Efdal arabayı kenara çekti ve o park yeri bulmak için ayrılmadan hemen önce aşağıya indik. Üniversitenin sahası her şekilde güzel süsle süslenmiş, organize edilmişti. Arkamızdaki arabadan annem, Gonca Teyze ve Eylem Teyzeler inince heyecanım bin kat daha arttı. Şimdi ellerim titriyordu. Annemde de aynı heyecan mevcuttu. Gözlerinde yaşlar birikmişti, küçük kızı üniversiteden mezun oluyordu ve o, eminim ki çok gururlanıyordu. Arkasından Emine Teyze ve Ayşe Teyze geldi, böylece Kız Kurusu Takımı tamamlanmış oldu. Hüseyin Amca bıyığını özenle taramış, hatta kıvırmıştı, Eylem Teyze hala buram buram annelik kokup, hamur açacakmış gibi dursa da çok güzel bir elbise giymişti. Bilgin her zamanki gibi bir elbise giymiş olsa da bu seferki bulutlar kadar açık renkte bir maviliğe sahipti, ağzında onunla uyuduğunu düşündüğüm sakızı vardı. Bakışları her zamanki gibi bunaltıcıydı, memnuniyetsizlikle bakıyordu ama bunun onun tarzı olduğunu biliyordum.

"Ay hadi geç kalacağız, kızım yürü!" Annem eliyle işaret verdiğinde ordu gibi alana girdik. Etrafta aileler, mezunlar ve öğrenciler vardı, ana baba günüydü resmen. Biraz ilerlemiştik ki, Eylem Teyze etrafa bakınmaya başladı.

"Törenin başlamasına on dakika kaldı, hala benim oğluşum ortalıkta yok. Nerede kaldı bu çocuk, sen biliyor musun Cevahir, kızım?"

Oklar bana yönelince dudaklarımı büzdüm. "Bana da on dakika içinde gelirim demişti ama..." Harbiden, benim sevdiceğim, biricik Asyalı Prensi'm nerede kalmıştı ki?

"En iyisi biz gidip oturalım, nasılsa gelir, kendi mezuniyetine geç kalacak hali yok ya?" Emine Teyze ortamı sakinleştirmek için konuştuğunda Hüseyin Amca kafasını salladı. Gonca Teyze yanımıza gelen Onur'a bir şeyler söylerken annem Eylem Teyze'nin koluna girdi.

 Gonca Teyze yanımıza gelen Onur'a bir şeyler söylerken annem Eylem Teyze'nin koluna girdi

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
FAVORİWhere stories live. Discover now