47. Bölüm: "Favori 3C'yi Seviyor!"

3.5K 328 35
                                    

Yasemin Kumral - Bim Bam Bom

*

Taylan eve girdi ve beraber salona yerleştik. Kalbim ağzımdaydı, anlatacaklarını merak ediyordum. Onun parmaklarıyla oynamasını, etrafa tatlı tatlı kaçamak bakışlar atmasını izledim. En sonunda iyice dayanamadım.

"Evet?" dedim. İkimizde heyecanla soluyorduk.

Bana baktı ve elini saçlarından geçirdi. "Pekala...Şey...Ben...senden hoşlanıyorum."

GÜM!

Beyin devre dışı.

"Bunu öpmemden de anlamışsındır. Şöyle oldu,"

"Nasıl oldu?"

"Bir zaman sonra fark ettim ki sana çok değer veriyordum. Üzülmen ve sevinmen benim için çok önemliydi. Sevin diye hep etrafında olmak istedim, üzüldüğünde dağıtmak. Pazar, buz pateni, yemekler, mesajlar... Aslında hepsi o ilgi yüzündendi."

"Ama," dedim sıcak basarken. "sen..."

"Evet. Kızlardan hoşlanmıyordum." Güldü. "Ama öyle değilmiş. Biraz bekledim. Sana karşı hissettiklerim beni korkuttu açıkcası. Düşünsene bir anda cinsiyeti nedeniyle ihtimal olmayan birine karşı bir ilgi duyuyorsun."

Hayal etmeye çalıştım: bir anda Damla'ya karşı ilgim olduğunu fark etsem korkardım, dehşete düşerdim. İnsan elinde olmadan bocalardı. Değil mi?

"Korkup uzaklaşmak istedim. Açıklamam bu yüzdendi. Açıkladıktan sonra da senden köşe bucak kaçmamın nedeni de. Korkup yüzyüze gelmek istemedim. Neler olduğunu kavrayamadım çünkü. Sonra, Damla'nın doğum gününde-"

"Çağlar'ı öptün." dedim başka tarafa bakarak. Hafızamdan kesip atmak istiyordum o anıyı.

"O beni öptü." Gözlerime baktı. "Hissettiklerimle yüzleşmem için. Seni ağlarken görünce, kalbime...bir şey girmiş gibi hissettim. Sonra sen beni sevdiğini söyleyince..." Derin bir nefes aldı. Kalbim ağzımdan kaçıp Taylan'a varacaktı neredeyse. "Ah... Açıkcası okula nasıl geldiğimi bile hatırlamıyorum."

Durdum. "Yani şimdi sen...biseksüelsin."

Kafasını salladı. "Evet."

"Benden hoşlanıyorsun?" Parmağımla kendimi işaret ettim.

"Evet."

Yeminle şuracıkta geberip gidecektim! Yeminle ölüverecektim! Favori benden hoşlanıyordu!

Favori 3C'yi seviyor!
Favori 3C'yi seviyor!

Şimdi örümcek ağı tutmuş kutulara tıkıştırdığım Taylanlı evlilik hayallerimi çıkarabilirdim işte.

Buradan tüm Cevahirlere sesleniyorum! Ben yaptıysam sizde yapabilirsiniz! Utancınıza yenilmeyin! Yılmayın!

"Benim okulda olduğumu nereden biliyordun?"

O kalbimden vuran gülümsemesini fırlattı yüzüme. Şimdi o gülümsemenin sadece bana olduğunu bilmek harika bir histi.

"Efdal mesaj attı. Damla'dan ve babasının tayininden bahsetti." Ampulüm yanınca haa'ladım.

"Anlıyorum..." Bende ona gülümsedim. Ama bu sefer ciddileşti.

"Özür dilerim." Ayağa kalktı ve yanıma geldi. Göğsüm gerinirken kokusu doldu burnuma. Yanıma oturduğunda kafamı çevirdim ona. Damla'nın doğum günündeki hüzün vardı gözlerinde. "Uzun zaman -bilmen de olsa- seni üzdüğüm için. Bu sabah Huzurevi'ne gittim. Onlarla da konuştum. Sanırım bunca zaman sevgini görmeyen tek bendim."

"Özür dileme," dedim o kafasını eğind ellerini tutarak. "Bilmiyordun ki."

"Sana buz pateni yaparken demiştim ya, 'İsteyerek bırakmam.' diye. Onu gerçekten söylemiştim. Ne olursa olsun." Elimi sıktı. "Sen benim 3C'yimsin."

Taylan o güzel konuşmadan sonra gittiğinde hayatımın en ekşınlı gününün biteceğini sandım. Ama yanılmıştım. Bu sefer Bilgin -sevgili görümcem- arayıp beni dışarı çağırdı. Hangi konu hakkında çağırdığını bilemedim ama modum yerindeyken doğru dürüst giyinip yüzümü de temizleyerek çıktım evden. Kutsal Mekan'a vardığımda Bilgin çoktan ikinci portakal suyunu içiyordu. Yine elbiselerinden biri vardı üzerinde ama bu seferki füme rengindeydi. Kısa saçlarının önlerini örmüş ve arkadan tutturmuştu. Beni görür görmez cikletini çıkarıp bardağın ağız kısmına yapıştırdı.

"Selam."

"Merhaba," dedim otururken. "Bir şey mi oldu? Aniden çağırdın da." Üstelik ben sana telefon numaramı vermemiştim bile.

"Evet oldu. Anlatacağım ama önce bir saniye," Kafasını çevirdi ve garsonlardan birine "Atakan, bir meyve suyu daha! Ve-" Bana baktı. "Ne alırsın?"

Midem guruldadı. O kadar ekşına acıkmıştım. Kalbimin işine midemi ihmal etmiştim.

Ah midem. Canım midem.

"Kaşarlı tost ve ayran iyi olur."

"Kaşarlı tost ve ayran!" diye bağırdı Bilgin garsona, ardından da bana döndü. "Sana ağabeyimi üzme demiştim."

Bir dakika ne oluyoruz lan?

O birden Polat Alemdar'a bağlayınca şaşırdım. "Af buyur?"

"Günler öncesinden ağabeyimi yakaladım. Keloğlan ile konuşuyordu. Senden, hissettiklerinden bahsetti. Bende çaktırmadan dinledim."

Bu kızda ne kapı dinlermiş be! Ama iyiki dinlemiş o olmasa ben ne yapardım?

Ay! Canım görümcem!

"Anladım o an sana aşık olduğunu. O yüzden dedim onu üzme diye. Annemle babama gay olduğunu açıkladığında alttan biraz gazı vermiştim. İşe yaramış demek." Suratıma şöyle bir baktı, garson siparişleri bırakıp giderken Taylan ile öpüştüğümüz suratımdan anlaşılıyor diye korkup yanaklarımı avuçladım. Yanıyordum yeminle. Hafifçe güldü ve yeni bardak meyve suyuna geçti. "Yeniliyorum: ağabeyimi üzme. Artık çifte kırık olduğuna göre işin zor."

He ya. Çocuk hem kızlardan hem erkeklerden hoşlanıyor. Bunun mücadelesini vermek İlhan İrem plaklarını tamamlamaktan zor!

"Garip bir kızsın," dedim tostumu ısırırken. "Basketbol maçından sonra bunu bana diyerek bir şeyler için umut etmemi mi istedin?"

"Umdum, diyelim. Kardeşimi tanıyorum. Ben onu dedikten sonra herkese sırrını açıkladı sırf uzak durmak için." Ayranımdan içerken güldüm.

Yaşamak çok acı vericiydi ama şimdi geriye dönüpte bakınca, gülesim geliyordu.

"İyi geçinelim görümce." dedim ayran bardağını kaldırıp.

"Yenge olan sensin," dedi o da bitmiş bardağını benimkine vurarak. Sonra yine garsona, "Bir portakal suyu daha!" diye bağırdı.

...

FİNALE SON 3

FAVORİWhere stories live. Discover now