43. Bölüm: "Ölmek"

3.4K 342 65
                                    

Feridun Düzağaç - Alev Alev

"Herhalde ben Taylan'ın birini öpmesini izlemek zorunda kalsam ölürdüm."-31. Bölüm: "3C'nin Favorisi"

*

Perşembe gününün akşamı stresliydim. Hemde ne stres. Onur ile konuşmak bile stresimi atamamıştı. O, Damla'nın doğum günü partisinde Taylan ile konuşabileceğimi, her şeyin yoluna gireceğini düşünüyordu bense onunla aynı fikirde değildim. Hatta hiç değildim. Yalın gelip bana zorla elbise giydirmese partiye pijamayla bile gidebilirdim. Lakin Yalın bana izin vermemişti. Telefondan bile karışıyordu.

"Senin için Red Alert'a ara verdim. Değerini bilmelisin!" diye payladı beni karşı taraftan Damla'nın evinin yolundayken.

"Dünyanın en hiperaktif insansın ama benimle gelmek için kıçını kaldırmıyorsun!"

Ofladı karşı taraftan. "Birazdan bizimkilerle LOL atacağız, kaybolursam gebertirler beni. Mid'im kızım ben, önemliyim."

"Ay totişimin Mid'i," diye mırıldandım. Damla'nın evine bir otobüs kadar uzaktım Allah'tan. Tamam bende elbiseyi severdim ama kışın bacaklarım üşüyordu yahu! "Bir dahaki Gümüş Günü'nde Ahmet'in altını sen değiştireceksin."

"Aaaa, oyun saati gelmiş. Kapatayım ben." Numaracı işte, ne olacak. "Hadi iyi eğlenceler!"

Telefonu suratıma kapattığında somurttum. Bir de arkadaş olacaktı.

İçim içimi yerken Damla'nın evinin olduğu semte vardım. Aile apartmanında oturuyorlardı ve dediğine göre anneannesiyle dedesinin evlilik yıl döneminde doğmuştu. Ailesi de ona kıyak geçip hep beraber kutlama yemeğine gitmişti. Böylece gençler 'gönüllerince' -tabiki abartmadan- eğlenebilecekti. Anam beni parti yapayım diye salmazdı valla. Gerçi parti vermiyorduk biz ama neyse. Apartmandan içeri girdim ve ikinci kata çıktım. Zaten çok fazla sesin gelmesinden partinin orada olduğu belliydi. Kapıyı tıklatmak için elimi kaldırdım ama kapı zaten açık olduğundan ben vuramadan açıldı.

İçeri girip etrafa bakındım, hava kararmak üzereydi. Işıklar yakılmış, bangır bangır adını sanını bilmediğim bir şarkı çalıyordu. Ben içeri girer girmez Damla gelip sarılıverdi.

"Az kıs şunun sesini Melike!" diye cırladı birine ardından bana dönüp, "Hoş geldin!" dedi.

Onun doğum günü olduğunu kendime hatırlatıp gülümsedim. "Hoş bulduk! Burası discoya dönmüş."

Yüzünü ekşitti ve beni sakin bir köşeye çekti. "Hiç sorma! Ben dedim, bir pasta keser ardından çekirdek çitleriz diye ama Melike denen gıcık kuzenim tutturdu parti yapalım diye. Annemde ısrar edince işin tuzu biberi oldu."

"Dedikodumu yapma," dedi bir kız yanımıza gelerek. Damla'nınkilere benzer gözleri vardı ama saçları onunkilerden daha açıktı ayrıca daha toplu bir vücudu vardı. "Ben Melike."

Elini uzatınca bende benimkini uzattım, tokalaştık. "Cevahir. Memnun oldum."

"Gidip biraz dans edin. Nasılsa dayımlar gece on bire kadar yok. Parti geceyi yakacak bebeğim!" Melike dans ederek mutfağa doğru gittiğinde Damla iç geçirdi. Şimdi yabancı bir müzik çalıyordu. Damla'nın birkaç sınıf arkadaşı çoktan gelmişti.

"Çok fazla yabancı dizi izliyor," dedi bana doğru. "Az kalsın bira servis edecekti, Nazlı zor ikna etti kolaya."

"Nazlı mı?"

"Ablası. Abla dediğime bakma bir yaş büyük ondan. Benimle yaşıt." Salona doğru ilerledik. "Her neyse, hiçbir şeye karışmama izin vermiyorlar, doğum günü kızı iş yapmazmış. Pastamı bile onlar seçti."

FAVORİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin