28.Bölüm: "Nediz Toprakları"

3.4K 328 81
                                    

Nilüfer - Başıma Gelenler

*

Okul çıkışı Taylan beni aldığında ve evlerine doğru yola çıktığımızda heyecandan altıma yapacaktım neredeyse. Böyle binalar üzerime üzerime geliyordu. Heyecanla soluyordum ama belli etmemeye çalışırken daha da belli ediyordum. Gariptim yani.

Her zaman ki halin.

Beynim yine beni ezercesine konuştuğunda yutkundum. Biraz önümden yürüyen Taylan'ın ensesine baktım. Ensesini döve döve sevme hayalleri kurarak aklımı uzaklaştırmaya çalıştım. Fındığımın ensesiyle birlikte düşüncelerimi savmaya çalışırken elimi çimdirdim sertçe. Heycanlanmamam gerekti, onlar da normal insanlardı yani, değil mi? Fazladan kolları, eksik parmakları yoktu.

Ama onlar Taylan'ın ailesiydi... Havyar dolu bir jakuzide uzanmış taco yerken Friends izliyor olabilirlerdi... Evlerinde üç tane havuz olabilirdi. Zira baya klas bir aile gibi duruyorlardı. Köpeklerinin bile köpekleri olabilirdi!

Ay bir cam filan açın daraldım, diyip soyunmak istiyordum!

"Ailem bir patavazsızlık yaparsa lütfen kusura bakma." Dedi bir anda Taylan ben bağrımla oynarken. Anında ellerimi çekip hafifçe gülümsedim. Sana bu muhteşem genleri verenler ne gibi bir patavatsızlık yapabilir ayva yanaklarını sevdiğimin oğlu? En fazla çayımın altın tabak altını getirmeyi unuturlardı o kadar hani... "Seninle tanışmak için çok heyecanlılar sadece."

"E he, bende..." Hafifçe mırıldandığımda daha afakanlar basmıştı beni. Ay beni zilyon tane soruyla çapraz ateşe alacak, ecel terleri döktüreceklerdi... Yetişin komşular!

Ben kendi kendime hayıflanırken yürümeye devam ettik ve çok geçmeden duraksadı Taylan. Hemen yanı başımızda ki kapıyı işaret etti. "İşte geldik!"

Derin bir nefes alıp başımı çevirdiğimde çok şeker iki katlı, ufacık bahçeli bir evle karşılaştım. Balkonunda bir sürü çiçek vardı. Üstelik bahçede de yetişmekte olan domates ile patlıcanlar görüyordum.

Havuzu da yok hani.

Beynim beni dürttüğünde gözlerimi kırpıştırıp Favori'me baktım. Acaba yanlış yere mi gelmiştik? Hayır yani normal bir Türk ailesine ait bir evdi bu, Taylan'ın genlerine, klasına sahip bir ailenin evi gibi durmuyordu. Tekrar başımı çevirip evi incelediğimde bir ne göreyim?

"Ay köpek kulübesi!" diye sıçradım yerimde birden. Hemen bir iki adım geri kaçmak için hamle yapmıştm ki Taylan kolumdan yakalıyıverdi. Ay çok güzel tutuyorsun da şurada iki korkak an yaşatmıyorsun be canısı...

"Korkma, sen geleceksin diye sabahtan Keloğlan'ı zincirlemiştim. Ayrıca zincirini de kısalttım. Bir metre bile uzağa gidemiyor."

Hala kolumu tutarken gözlerimi kırpıştırdım. "Sen benim köpeklerden korktuğumu nereden biliyorsun?"

Gülümsedi. Hani böyle iç eritir cinsten. Çikolata olsaydım mefta olmuştum o an! "İlk görüşmemizde kişiliğinin listesini yaptığında saymıştın. Ayrıca evde ki tüm odaların önüne de kapanmasınlar diye yastık koymasını söyledim anneme. Klostrofobin tutmasın diye."

Gideceğim! Tutmayın beni gideceğim!

Kalbim naralar atarak çarpmaya başladığında bacağıma geçirdim tırnaklarımı. Şu çocuğun gay olması adil miydi Allah'ım? Kalbim yerinden çıkacaktı biraz daha öyle bakmaya devam ederse vallahi... Bir de öyle tatlı bakıyordu ki kızmak istesem bile uçup gidiyordu ayol. Hayır yani böyle bir şeye de kızılmıyordu ki... Öfke kontrol problemi yaşayan hastalara Taylan ile bir seans yeterdi yeminle.

FAVORİWhere stories live. Discover now