" Tabii ki üzgünüm. Beni terk ettin. "

" Ben seni terk etmedim. Ben her zaman seninleyim. "

Başımı sallayarak tüm dikkatimi yola verdim. 

Artık uyanıkken de kabuslar görüyordum. Bunlara ne deniyordu? Halüsinasyonlar?

Aklımı kaybediyordum.

Karanlık yola bakarak sakinleşmeye çalıştım. 

Gözlerim yavaş yavaş kahverengi günlüğe takıldı. 

Birkaç kez düşündüm. Bu günlük bana gönderilmişti. Bu bir rastlantı değildi, benim almam için yollanmıştı. 

Dikkate alarak kucağıma koydum. Parmaklarımı yıpranmış derinin üzerinde gezdirdim. Sağ alt köşesinde yıldızlar vardı ve üzerinde., " Bulursanız Harry Styles'a iade ediniz. " yazıyordu. 

Henüz açmamama rağmen birçok soru zihnimde yer edinmişti. 

Harry bunu okunmaması için korumuştu şimdi neden bana yollanmıştı? Ya o gerçekten öldüyse ve birileri onun eşyalarını kurtarmak istiyorsa? Ya bunu Violet bulmuş ve bana göndermek istemişse, ya da Gemma? 

Düşünmeyi bıraktım ve günlüğü açtım.

İlk harfi çoktan okumuştum bile. Bu biraz terbiyesiz hissettirmişti ancak yine de devam ettim. 

İlk birkaç sayfa annesine aitti. Sayfaları çevirdikçe yıllar artıyordu. 

Belirli bir mektupta durdum.


8 Eylül 2013

Anne,

Violet'in eski dairesine bugün birisi taşındı.

Bildiğim kadarıyla yalnız yaşayacak.

Onu daha önce, kolileri taşırken Alec'in yeğeni ile gördüm.

Sanırım beraberler, ancak öyle olsa bile onun Aaron gibi bir pislikle çıkması için deli olması gerekir.

Bir saat önce sadece orada yaşayacak olan kişiyi kendi gözlerimle görmek için yanına gittim. Ona karşı belki kaba olabilirdim ancak umrumda değil. Benimle konuştuğu için mutsuz oluyorsa, cehenneme kadar gidebilir.

Ancak iyi bir ismi var.

Rose. Adı Rose

Okumayı bıraktım

Bu bizim tanıştığımız tarihtendi. Başlarda Harry'nin benden hoşlanmadığını bilmemem rağmen bunu okumak acıtmıştı.

Sayfayı çevirdim.


10 Eylül 2013

Anne,

Rose benimle çalışıyor. Sadece benimle değil, bunu eklemenin gerekli olduğunu düşünüyorum ki benden sadece altı adım uzakta çalışıyor. Ona baktığımda Violet'i görüyorum. Gerçekten değil, sembolik olarak. Tanrı aşkına, o bu apartmanda yaşıyordu.

Eğer burada olsaydın en azından kibar olmamı söylerdin ancak yapamıyorum.

Ona baktığımda karanlık tek bir şey bile göremiyorum ve bundan nefret ediyorum. Ama nasılsa, öyle olmalı.

15 Eylül 2013

Anne,

Bana ne oluyor?

Hidden | (Türkçe)Where stories live. Discover now