34. Bölüm: "Berru'nun Sırrı"

Start from the beginning
                                    

Sanırım izleme sıramı biraz fazla kaçırdım tabi. Elveda Rumeli'nin başında, ekran hala oynarken bulmuştum sabah kendimi. Annem beni o halde görünce basmıştı çemkirmeyi tabi. Eh geç kalktığım için, servise de geç kaldım haliyle. Dün kapılarda onu bekleyen bana karşın bugün beş dakika bekleten bir Cevahir Salih Amca'nın bünyesine çok geldi. Adam artık bıkmıştı ki direksiyonda uyumak üzereydi.

Ben servise biner binmez herkes üzerime montunu fırlatıp küfretti. Hayır yani alt tarafı beş dakika bekletmiştim. Niye kızmışlardı ki bu kadar?

Ay sanki bilmiyorsun.

Okula vardığımızda hava aya rağmen günlük güneşlikti. Ama sahte bir güneş vardı tepede, soğuk rüzgarlar suratımıza vuruyordu çünkü.

Hemen okula girdim. Sınavların başlamasına bir hafta kaldığını gösteren duyuruları gördüm panolarda. Son sınavlardı ve ben çalışmak için Berru ile sözleşmiştim. Ne tür kaşıntısı olduğunu öğrensem iyi olurdu yoksa bu iş Türkan Şoray'ın filmine dönecekti.

Sınıfa çıktığımda beklediğim tersi bir sınıfla karşılaştım. Herkes sıralarında oturmuş bir şeyler çözmeye çalışıyordu.

"Hay bin hülya," Gözlerimi ovdum. "Yanlış sınıfa mı geldim acaba?"

Etrafta göz gezdirdim, o an gözüme tahta takıldı.

Tenselerden quiz üçüncü ders!!!!!!!

"Quiz mi var!" diye inledim gözlerimi kocaman açarak. Hiç çalışmamıştım kim! Allah'ım! Kesin düşük bir not alacak sınıf ortalamasının altında sürünecektim! Ayy düşman başına!

Bu konular benim değil beynin ilgi alanı. Hiiç işim olmaz.

Kalbim kendini gererek oturduğunda beynim kıvılcımlar saçarak oturmaya başladı.

Ne yapacağım? Ne yapacağım?

Beynim tüm dosyaları karıştırarak koşuşturmaya başladığında hızla oturdum sırama. Tekrar yapmam lazımdı tekrar!

Quizden sonra Berru ile konuşabilirdim ancak.

Quizde Hababam Sınıfı gibi saçmaladıktan sonra Berru'yu tuvalete kadar takip ettim. Alacağım o kötü nota karşın artık el koymam gerekti.

Peteğim tuvalete girdi, bende ninja yeteneklerimi kullanarak peşinden girdim. Allah'ıma şükürler olsun kimsecikler yoktu! Berru kabinlerden birine girince onu beklemeye başladım. O sıradada da elimi yüzümü yıkadım. Ter dökmüştüm be resmen sınavda!

Çok geçmeden çıktı arım. Beni görünce de şaşırdı tabi.

"Konuşmamız gerek," dedim ona yaklaşarak. Bana bakmıyordu.

"Konuşacak bir şey yok."

Elini yıkarken konuştuğunda kaşlarımı çattım. Elbette vardı. Mesela bana karşı neden böyle davrandığını konuşabilirdik.

"Var. Neden bana karşı böylesin? Konuşmuyorsun bile benimle." Ellerimi yumruk yaptım iki yana sarkıttım.

"Konuşmak istemiyorum Cevahir, rahat bırak beni!" Bir an kızarmış gözleriyle bana baktı. Bende daha da sinirlendim.

"Tüm okul bana laf atıp arkamdan yollu derken neredeydin? Neden savunmadın beni, neden yanımda olmadın! Niye sırtını döndün bana?"

"Savunamazdım çünkü!" Aniden bağırdığında yüzümü buruşturdum. O anda tuvaletin kapısı açıldı ve en istemediğim üçlü girdi içeri.

Nur ve çetesi!

"Aa kimler varmış burada!" Güldü. "Kanka naber?"

Sinirli olmamın verdiği güçle "Ben senin kankan filan değilim." diye çemkirdim.

Nur suratıma baktı ardından da küçümser bir bakış atarak "Sana demedim zaten." dedi. Kafam karışınca başımı kaşıdım, o ise şaşkın bakışlarım ardında gitti ve Berru'ya sarıldı. "Naber kanka?"

Kanka mı?

Tüm vücudum şokla sarsılınca ağzımdan garip hırıltı çıktı. Neler oluyordu ya burada? Kamera şakası filan mı yapıyorlardı ne?

"Ne oluyor lan burada?" diye inledim şaşkınlıkla.

Nur'un arkadaşı Aylin sırıttı, "Ay saf bu ya!"

"Fotoğrafları kim çekti sence? Kim takip etti seni?" Nur tek kaşını kaldırınca kalbim gümledi.

"Sen," dedim. Zaten başka ne beklenirdi ki? Berru ortada çok fazla rahatsız görünüyordu.

"Pekiii." Diğer kız Beyza öne çıktı. "Sence bize kim haber verdi?"

"Kim?" dedim boş bulunarak ama üçü de gözleriyle benim peteğimi işaret ettiğinde nefesimi tuttum.

Şaka yapıyorsunuz!

Ciddi olamazlardı değil mi? Benim çocukluk arkadaşım, arım balım peteğim bana böyle bir şey yapmış olamazdı? Ay yok canım! Kabus filandı bu herhalde.

"Berru!" Nur Berru'ya sarıldı. "Artık bizim tayfadan, sıkılmış senden."

Gözlerim yaşardı birden. Kalbime ağırlık çöktü. Arkamdan bıçaklanmıştım resmen! Neden?

"Niye?" diye mırıldandım Berru'ya bakarak. Ağladım, ağlayacaktım resmen.

"Sıkıldım artık..." diye kestirip attı. Onun yerine Nur konuşmaya başladı yeniden.

"Bıktı tabi köşede olan aptal biriyle takılmaktan. Artık gözü yükseklerde. Ortam filan görsün."

"Ne kadar da aptalca! Berru yaptığının ne kadar saçma olduğunun farkına var!"

"Al işte!" Ben bağırınca o da bağırdı. Nur ve tayfası geri çıktı biz tartışmaya başlayınca. "Sürekli babaannem gibi davranıyorsun! Onu yapma, onu şey etme, diyip duruyorsun! Sürekli beni yargılamandan bıktım Cevahir. Hiç çıkmıyorsun bir de, okuldan kaçmayı bile ayıplıyorsun! Bıktım!"

Artık tamamen ağlamaya başlayınca Berru'nun da sinirden kızardığını ama birkaç damla gözyaşı döktüğünü gördüm.

"Rahat bırak beni," dedi son kez ve üçü de tuvaletten çıkıp beni tek bıraktı.

Son dersteydik. Sınıf öğremenimiz olan Coğrafyacı dersin son dakikalarında bizi serbest bırakmıştı. Berru ile aramızda kalın bir duvar vardı. O derste duvardaki son boşluk olan delik, bir tıpayla kapatıldı.

Berru elini kaldırdı ve "Hocam, yerleri değiştirir misiniz?" diye sordu. Hoca da şaşırdı, sınıfta.

Biz hiç ayrılmazdık çünkü.

"Yerleri değiştirmek mi? Oradan mı memnun değilsiniz?" Hoca ilgilendiği kağıtlardan kafasını kaldırıp baktı.

"Hayır, partnerimi de değiştirmek istiyorum."

FAVORİWhere stories live. Discover now