Hamile

333 50 151
                                    

Murat ile doktorun odasından çıkarken Murat, "Söylemek istemediğine emin misin?" diye sordu.

"Saklama gibi bir gayem yok. Sadece... Tolga'ya şu an sinirliyim ve kırgınım. Bir şeyler netleşince durumu ona açıklayacağım."

Murat usulca bana baktı.

"Öyle bir durumdayız ki sevinmiyoruz."

Haklıydı.

"Anne oluyorum Murat." dedim, yaşlı gözlerle.

Sıkıca bana sarıldı.

"Dayı oldum lan."

Gülümseyerek gözyaşlarımı sildim.

"Çok tuhaf hissediyorum. İçimde bir şey var!"

Murat gülerek bana baktı.

"O bir şey senin çocuğun."

"Tolga ile çocuğum." diye ekledim.

"Murat." dedim, tereddütlü bir ses tonunda.

"Efendim."

"Tolga istemezse?"

"Bence ister."

"Bilmiyorum. Daha yenice evlenme teklifi etti. Çok erken değil mi?"

"Bunu korunmadan sevişmeden önce düşünecekti."

Koluna vurdum.

"Öyle deme, utanıyorum."

"Gerçekler."

"Erken değilse bile hiç bu konuyu konuşmadık. Çocuk istemiyor olabilir."

Murat gülümseyerek "Tolga'nın senden çocuk istemeyeceğini sanmıyorum." dedi.

"Bilmiyorum, korkuyorum."

"Korkma sakın. Tolga olmazsa dahi dayısı her zaman onunla olacak."

"Uyuşturucu bağımlısı bir dayı istemiyorum." dediğimde "Söz veriyorum, sen doğurmadan önce bırakacağım." dedi.

Gülümsedim.

"Aferin."

Murat dediğime gülerken telefonum çaldı.

Arayan Ceren'di.

Telefonu açıp kulağıma götürdüm.

"Efendim Ceren."

"Murat yanında mı?"

"Evet, neden?"

"Arıyorum, duymuyor. Korktum."

"Ona vermemi ister misin?"

"Seninleyse sorun yok ve şey."

"Ney?" diye sordum.

"Abim uyandı ve senin yüzüğü attığını öğrenince... Pek iyi değil, Murat ile gelebilir misin?"

"Hemen geliyorum."

"Tamam, bekliyorum."

Telefonu kapattım ve Murat'a "Tolga uyanmış." dedim.

"Hemen yanına gidelim." diyen Murat'ı onayladım ve hızla yürümeye başladım.

"Ceren beni mi sordu?" diye soran Murat'a "Seni aramış önce, duymamışsın." dedim.

Telefonuna baktıktan sonra "Sanırım bittim, onlarca kez aramış." dedi.

"Gidince hesap verirsin."

Tolga'nın odasına girdiğimde onu yatarken bulmayı bekliyordum.

Ayakta gördüğümde "Tolga?" dedim.

Beni görür görmez korkuyla bana sarıldı.

Çok sıkı sarılıyordu.

"Sakın bir daha bırakıp gitme."

Ondan bir adım uzaklaştım.

"Ayakta durmaman gerekmiyor mu?"

"Şu an konu bu mu? Kızım beni bırakıp gittin. Nasıl yatayım?"

"Tolga..."

"Senden açıklama bekliyorum."

"Asıl ben senden bir açıklama bekliyorum."

Kaşları çatıldı.

"Ne açıklaması?"

"Kağan beni öldürebilirdi! Ve sen kız kardeşinin güvenliği için onu korumak için yerleştirdiğin fazladan adamları bile beni korumak için defileye çağırmadın."

Tolga derin bir nefes aldı ve gülümseyerek "Gidince beni sevmediğini sandım." dedi.

"Bana bir cevap ver, Tolga. Neden Ceren'i ihtiyacından fazla adamla korurken benim ölme ihtimalime göz yumdun? Senin yerine beni vursalardı hiç mi vicdan azabı çekmeyecektin?"

Gözlerim dolmuştu.

Ben ölmesem bile çocuğumuz ölebilirdi.

Sinirle "Benim ölmem ya da vurulmam önemsiz mi senin için? Beni bir piyon olarak mı görüyorsun?" diye sordum.

"Tabii ki hayır."

"O zaman neden benim ve..."

Çocuğumuzun canını niye tehlikeye attığını soracaktım.

"Senin ve?"

"Üzgünlükten cümleyi yanlış kurdum. Benim canımı niye önemsemedin?"

"Başka bir şey diyecektin, kendini durdurdun." diyen Tolga'ya "Sen bana cevap ver." dedim.

Murat'a göz ucuyla baktım.

Tolga ile tek başıma yüzleşmek istiyordum.

Murat, Ceren'e "Biz dışarıda bekleyelim. Rahat konuşsunlar." deyip onu dışarı çıkardığında Tolga'ya döndüm.

"Neden benim ve çocuğumuzun canını tehlikeye attın? Hadi ondan haberin yok, benden de mi haberin yok?" diye sorduğumda Tolga şok içinde bana baktı.

"Filiz..."

"Filiz ne?"

"Hamile misin?"

"Yok, doğurdum."

"Sevgilim, çocuğumuz olacak."

"Ben hiç fark etmemiştim, Tolga."

"Filiz..." diyordu ki sözünü kestim.

"Ya bana bir açıklama yaparsın ve bu mantıklı olur ya da çocuğumu senden uzakta büyütürüm. Beni sakın deneme."

Güçlü ve ZarifWhere stories live. Discover now