Yırtılmış Emekler

353 51 70
                                    

Ofise girdiğimde içim heyecanla dolup taşıyordu.

İkinci iş günüm olmasına rağmen patronun gözüne girmeyi başarmış, kendimi en kısa sürede ünlü bir tasarımcı yapmanın yolunu keşfetmiştim.

Elinde kahvesi ile içeri giren Tuğçe gülümseyerek "Günaydın." dediğinde "Günaydın." dedim.

Kahvesini masasına koyarken "Tolga Bey işe geldiğinde odasına uğramanı söyledi. Hemen git istersen." dedi.

Nedenini bilmediğim için meraklanırken "Neden olduğunu söyledi mi?" diye sordum.

"Hayır."

"Peki yeni gelenleri böyle sık sık yanına çağırır mı?"

"Hayır."

"Toplantıda söylediklerim yüzünden olabilir mi?"

"Belki."

"Ya Tuğçe bana net bir cevap ver. Cevapların hiç yardımcı olmuyor."

"Bilsem yardımcı olmaz mıyım? Ben de bilmiyorum, neden çağırdı."

"Peki, gidip öğreneyim."

"Öğren bakalım."

Tolga Bey'in odasına gitmişken çizimlerimi de gösterebilirdim.

Heyecan içerisinde çizimlerimi de aldım ve ofisten çıkıp Tolga Bey'in odasına yürüdüm. 

Derin bir nefes aldıktan sonra geldiğim kapıyı tıktıkladım ve "Gel." sesiyle içeri girdim.

Kapıyı örterken "Beni çağırmışsınız Tolga Bey." dedim.

Başını incelediği kağıttan kaldırmadan "Gel Filiz." dedi.

Masasına kadar yürüdüm ve merakla yüzüne baktım.

Yüzü her zamanki gibi ciddiydi.

Bunun sebebi işe odaklı olması mıydı? Yoksa konuşacağımız konu ile alakalı mıydı?

Derin bir nefes alıp incelediği kağıtları bir kenara koydu.

"Öncelikle sende bizim şirketimize uygun bir yetenek olduğunu gördüğümü söylemek istiyorum."

"Teşekkür ederim Tolga Bey."

İşaret parmağını zaman istermiş gibi sözünü bölmemem için kaldırdı ve sözlerine devam etti.

"Yine de bu işte tecrüben yok. Bu yüzden seni bazı kurslarımıza kayıt ettirmek istiyorum."

"Nasıl?" diye sordum, merakla.

"Yeni başlayanların kurslarımıza katılmasını hep isterim. Kurslarımız sizde var olan yetenekleri geliştiriyor ve kariyerinizde daha hızlı ilerlemenizi sağlıyor."

"Böyle bir fırsatı kaçırmak istemem."

"Bu cevaba mutlu oldum. Danışmaya gidersen kurslarımız hakkında seni bilgilendirirler. Kayıt işlemlerini de orada halledebilirsin."

"Peki Tolga Bey."

Geri işine döndüğünde elimdeki deftere baktım.

Yumuşakken göstersem daha güzel olabilirdi.

"Çıkabilirsin." dediğinde çekinerek "Tolga Bey." dedim.

Kafasını kaldırıp bana baktığında "Dün mesai sonrası projemiz üzerine birkaç çizim yaptım. Sizin onayınızı alıp öyle devam etmek isterim." dedim.

Şaşırarak bana baktığında telaş yaparak "Tabii sonra da gösterebilirim ya da ekipteki üstlerime danışabilirim." dedim

Telaşlanmam onu güldürmüştü.

"Bakmayı çok isterim, ver çizimlerini."

Tebessüm ederek çizimlerimi ona uzattım.

Aldığında merakla kağıtları inceledi.

Bir şey arıyor gibi bakışları hızlandığında korkuyla yutkundum.

Memnuniyetsizlik ile çizimlerimden başını kaldırıp gözlerini üzerimde gezdirdi.

"İlham olsun diye dahi bir yere baktın mı?"

İçimi bir korku kaplamıştı.

"Hayır, Tolga Bey. Hepsi kendi ürünüm."

İç çekti.

Tek tek kağıtları yırtmaya başladığında endişeyle "Tolga Bey!" dedim.

Bana baktığında elinde yırtılmamış halde kalan son iki kağıda baktım.

"Neden yırtıyorsunuz?"

"Hepsinin potansiyeli varken bizim tarzımızın dışına ilerlemişsiniz. İşimize yaramazlar."

"Ama..."

"Yanıma gelin."

Bir şey demeden masanın arkasına ,yanına, geçtim.

Elinde en çok güvendiğim tasarımı tutuyordu.

"Bak bu tasarımı rakiplerimize versen anında kabul ederler. Ama bizim tarzımız bunun ötesinde, daha farklı. Tam da bu yüzden ülkedeki en ünlü marka biziz."

"Tarzımız dışında diye yırtmak zorunda değildiniz. Ben bu çizimlere emek verdim."

"Bu çizimleri aldığında ne yapacaksın?"

"Ben... Bilmiyorum ama yaptığınız şey çok kırıcı. İnsanın özgüveni yıkılıyor."

"Peki, alın." deyip elindeki kağıtları da masaya bıraktığında yırtmış olduğu kağıtlar da dahil hepsini topladım.

"Diğer şirketler seni ve çizimlerini almak için sana alabileceğin en iyi maaşı verir."

Gözlerim dolarken ona baktım.

"Gitmemi mi söylüyorsunuz?"

Güçlü ve ZarifWhere stories live. Discover now