Not

315 46 140
                                    

Odadan işlerimi halledip çıkacaktım ki kapı tıktıklandı.

"Gel!"

"Filiz Hanım sizin için danışmaya çiçek bırakılmış, onları getirdim." diyen görevliye teşekkür edip çiçeğimi aldım.

Görevli odadan çıkarken taze gül buketini doyasıya kokladım.

Üzerinde bir not vardı.

Tolga'dan geldiğini düşünerek gülümseyerek açmıştım ama notu okuduğumda çiçek elimden yere düştü.

"Başarını ilk ben kutlamak istedim. Yarın yapacağınız defileye asıl hediyemi yollayacağım."

Altında Kağan'ın ismi ve soyadı yazıyordu.

Bir aydır ortalıkta görünmeyen bu adam şimdi niye birden ortaya çıkıp canımızı sıkmaya karar vermişti?

Sinirle yerden çiçeği aldım ve çöpe attım.

Notu da atacakken durup Tolga'ya göstermeye karar verdim.

Notu cebime koyduktan sonra odadan çıktım ve toplantı odasına doğru yürümeye başladım.

Tolga'nın ortak düşüncede buluşup anlaşma imzalayacağını düşündüğü bir iş adamıyla toplantısı vardı.

O çıkana dek beklemeliydim.

Toplantı salonunun önünde beklerken Tolga beni cam duvarın arkasından gördü ve eliyle içeri girmem için işaret verdi.

Yüzüme bir gülümseme ekleyip içeri girdim ve içeridekiler ile selamlaşıp Tolga'ya döndüm.

"Sevgilim seni görmem çok iyi oldu. Sana bir konu üzerine danışmam lazım." dediğinde "İş yerinde hani seviyeyi koruyorduk?" dedim.

Tolga gülümseyerek "Burada yabancı yok." dedi.

Alt tarafı İngiliz birkaç iş adamı ve kadını.

Gayet bize yakın insanlar.

"İngilitere'de açmayı planladığımız şubemizin açılış gününü bir türlü belirleyemedik."

"Defileden sonraki haftaya sıkıştıramaz mıyız?" diye sordum, merakla.

"Senin imzanın ağırlıklı olmasını istiyorum. Tasarımlarını İngilitere şubesinde satışa sunmak için biraz daha vakte ihtiyacımız var.

Tolga'nın tabletinden açtığı takvimi tutup önüme çektim.

"İki hafta sonraki perşembe gününe ne dersin? Hem cuma günü de bir programın görünmüyor. Birlikte gidip pazar günü döneriz."

Tolga gülümseyerek "Benim için uygun. Sizin için?" diye sordu.

Karşı taraf da onayladığında son ayarlamalar yapıldı ve toplantı sonlandırıldı.

Toplantı salonunda Tolga ile yalnız kaldığımızda "Senin canın tatil mi yapmak istedi?" diye sorarak belimden bana sarıldı.

"Balayına hazırlık." dediğimde güldü.

"Seni ilk gördüğümde moralin bozuk gibiydi, iyi misin?"

Cebimden Kağan'ın notunu çıkarıp Tolga'ya verdim.

"Kağan bana çiçek göndermiş. Bu not da buketin içine konulmuştu."

Tolga notu okuduktan sonra "Çok sessiz kalmıştı. Belliydi en önemli gününde gelip bizi rahatsız edeceği." dedi.

"Ne yapacağız?" diye sordum, telaşla.

"Pek bir şey yapamayız. Defileyi bozmaması için güvenliği iki katına çıkaracağım."

"Murat olayı daha kapanamamış iken gelmesi olmadı."

Tolga gülümseyerek yanaklarımı avuçları arasına aldı ve dudağıma bir öpücük bıraktı.

"O adamın moralini bozmasına izin verme. Hiçbir şey olmayacak."

"Söz mü?"

"Söz."

Rahatlayarak gülümsedim.

Tolga'nın verdiği sözler sanki gelecekte yaşanacak şeyleri duyup bilmekti.

Eğer o bir şey için söz verir ise onu yapardı.

"Hem..." dedi.

"Benim de sana bir sürprizim var. Onun yapacağı ufak bir iş, benim sürprizimin yanında fark edilmez bile."

Alt dudağımı büzdüm.

"O kadar mı?"

"O kadar."

"Ama yarına kadar sabredemem. Çok merak ettim."

"Söyleyemem."

"İpucu da mı veremezsin?" diye sordum, sızlanarak.

"Üzgünüm zarif güzelim. O an kusursuz olmalı. Sana ipucu dahi veremem."

"Ama şimdi daha çok merak ettim."

Tolga konuyu değiştirmek için saatine baktı ve "Yemeğe çıkalım mı? Acıktım." dedi.

"Konuyu değiştirmeye çalıştığını anladım."

"Anla, ne olacak. Sonuçta öğrenemeyeceksin. En azından konu değişsin, belki aklına gelmez."

"Sen öyle san, aklımdan çıkmayacak."

Ona baktım ve söylemeye ikna edebilmek için "Hem ne olacağını düşünürken çıtayı çok yükselteceğim. Hediyen hafif kalmasın." dedim.

Güldü.

"Hayallerinin ötesinde bir sürprizim var."

Güçlü ve ZarifDonde viven las historias. Descúbrelo ahora