Güven

397 50 52
                                    

Kendi katımıza geldiğimizde bize gizliden bakmaya çalışan insan çoktu.

Bu beni gererken Tolga Bey, "Çizim malzemelerini alıp odama gel." dedi.

"Peki."

Tolga Bey odasına girerken heyecanla ofise gittim.

Hepsinin bakışları beni bulurken Tuğçe endişeyle ayağa kalktı.

"İyi misin?"

Gülümseyerek "Evet, iyiyim." dedim. 

"Senin için endişelendim. Hakan Bey ile yaşananlar da neydi öyle?"

"Biraz karışık. Kendisini daha önceki uygunsuz hareketleri yüzünden Tolga Bey'e şikayet ettim. Öyle olunca olaylar patlak verdi."

"Neyse ki sana bir şey yapamadı." diyen Tuğçe'yi başımla onayladıktan sonra masama gidip eşyalarımı toplamaya başladım.

"Nereye? Erken mi çıkacaksın?" diye soran Gökhan Bey'e "Yok, hayır." dedim.

"Tolga Bey yeni sezonun çizimlerini yanında çizebileceğimi söyledi. Onun odasına gideceğim." 

Hepsi şok içinde birbirine bakarken Gül Hanım, "Ben hiç böyle bir şeye izin verdiğine şahit olmadım. Gitmekte emin misin?" diye sordu.

"Niye gitmeyeyim ki?"

"Aslında daha önce de olmuştu ama o zamanlar şirketin başında babası vardı." 

"Kim?" diye sordum. 

"Şu an kendi markası olan biri. Çok yetenekli olunca ilk günlerden kendini belli etmişti. Tolga Bey de onu kendi odasına aldırmıştı." dedi, Tuğçe.

Merakla, "Kim?" diye sordum. 

"Kağan Taşkın. Buradan çıktı ama bize rakip." diyen Gökhan Bey ile şok içinde "Kağan Taşkın mı?" diye sordum. 

"Evet, o." 

"Ama o kendisi yükselmedi mi?"

Tuğçe, "Buradan ayrılınca kendine bir dükkan açıp yükseldi." dediğinde Kağan'a bana bunu söylemediği için kızgındım.

"Bunu bilmiyordum."

"İki taraf da bilinmesini istemiyor." diyen Gökhan Bey'e "Niye ki?" diye sordum.

"Tolga Bey biraz bu olayda enayi gibi duruyor. Büyüt kargayı, oysun gözünü. Kağan Bey ise bu yeteneğin sadece kendisine özel olduğunu göstermek istiyor. Birisinin yardımı hiç olmamış gibi..."

Tuğçe'nin açıklaması üzerine konuyu daha fazla deşmek istemedim.

Yoksa dikkat çekerdim.

"Anladım." diye mırıldandım.

Derin bir nefes alıp eşyalarımı aldım.

"Tolga Bey'i bekletmeyeyim ben."

"Peki, kolay gelsin." diyen Tuğçe'ye teşekkür ettim ve ofisten çıktım.

Tolga Bey'in odasına gitmeden kenarda kahve içen çalışanların yanına gittim.

"Daha buradaysanız eşyalarımı iki dakikalığına size bırakabilir miyim? Lavaboya uğrayıp geleceğim."

Kağan'a olan sinirimi geç olmadan ona yansıtmak istiyordum. 

"Tabii ki." diyen kadına gülümseyerek teşekkür ettim ve aceleyle tuvalete gittim.

Tüm kabinleri kontrol edip boş olduğuna emin olduktan sonra telefonumu çıkarıp Kağan'ı aradım. 

Telefonu ilk çalışta açıp neşeyle "Efendim Filiz." dediğinde "O neşeni keşke hemen göstermeseydin." dedim.

"Niye? Ne oldu?"

Sesi anında ciddileşmişti.

"Bana niye söylemedin?"

"Neyi?"

"Daha önce burada çalıştığını." dedim, sinirle.

"Filiz..."

"Ben sana güvenip hayatımdaki en önemli planı sana anlattım, seni dahil ettim ama sen bana bilmem gerekenleri söylemiyorsun."

"Filiz bilmesen de olur."

"Neden?" diye sordum.

"Neden bilmeme gerek yoktu? Eski patronunu batırma planlarımda her şeyi bilmem gerekmez mi? Özellikle ortağım hakkındaki."

"Filiz özür dilerim. Haklısın, söylemem gerekirdi ama bu bilgiyi kendime saklamak istiyordum."

"Neden Kağan? Neden?"

"Çünkü beni onlar yetiştirdi ve yeteneğimin kaynağı onlar gibi görünsün istemiyorum." 

"Ben herkes miyim? Niye güvenmiyor musun?"

"Hayır."

"O zaman sebeplerin bana anlamsız geliyor."

"Seni etkilemek istiyorum Filiz ve bunu en iyi işimle yapabilirim. Bunun da kaynağının Tolgalar olduğunu öğrenirse elimde ne kalırdı?"

Anlamayarak "Neden beni etkilemek istiyorsun?" diye sordum. 

"Çünkü hoş kızsın. Ben... Boşver Filiz."

"Eğer amacın bu ise güvenimi kırmaman gerekirdi."

"Filiz." 

Bir şey demeden telefonu kapattım ve aynada kendime baktım. 

Ona gerçekten kızmıştım.

Yüzüme su çarptım ve derin bir nefes alıp tuvaletten çıktım.

Güçlü ve ZarifWhere stories live. Discover now