Güven

342 49 167
                                    

Tolga Bey ile yan yana oturduğumuzda elindeki tabancaya bakarak "Anlaşma yapacaksak şu silahı benden uzak tut." dedim.

"Niye? Hazırlıksız yakala diye mi?"

Bakışlarımı ona çevirdim.

"Benim gibi birini silahın olmadan durduramaz mısın?"

Bıyık altından gülümsediğimi fark ettiğinde kaşlarını çatıp "Tek elle durdururum." dedi.

"Öyleyse bırak şu şeyi."

"Tamam, sakin." deyip tabancasını beline yerleştirdiğinde "Şimdi şu kanıtların her ne ise göster." dedim.

"Emir verme yetkisini sana kim verdi?" diye sorduğunda ona bakıp "Sana kim verdiyse." dedim. 

"Ben gücüme bakıp konuşuyorum."

"Aman gücünü sevsinler."

Onaylamayarak başını iki yana salladı ve kendi çantasının içinden birkaç evrak çıkarıp bana uzattı. 

Ben dosyaları alırken "Doğruluğundan emin olduğun bir bilgi var mı? Oradan başlayalım." dedi.

"Babamın hatasının o adamın çocuğunu okuldan almak yerine adamı korumaya gitmek."

Bir şey demeden elimde tuttuğum evrakları karıştırıp içlerinden birini alıp bana uzattı.

"Eğitim hayatımı yurt dışında geçirdim. Bu da onun kanıtı."

"Sahte bir belge olmadığını nereden bilebilirim?" diye sorduğumda emin olamayarak bana baktı. 

"Ünlü bir iş adamıyım. İstediğin internet aracına adımı yaz. Gerçek mi görürsün."

"Ego muydu bu?" diye sorduğumda omuz silkti.

"Nasıl yorumlarsan."

"Kağan'ın babasının asıl suçlu olduğunu söylüyorsun. Buna dair kanıtların olması lazım." 

"Elinde tuttuğun kağıtlar bunun en büyük kanıtı."

"İncelememe izin verir misin?" diye sorduğumda beni başıyla onaylayıp arkasına yaslandı. 

Dosyalar o kadar detaylı hazırlanmıştı ki sahte olduğunu iddia etmem imkansızdı. 

Usulca dosyaları masaya koydum ve "Artık Kağan'ın suçlu olmadığını savunamam sanırım." dedim.

"Sanırım? O adam seni elinde oynatıyor."

Kağan başta yardım isteğimi reddetmişti.

Hakkıyla para kazanan biri olduğuna ikna etmişti.

Şimdi asıl suçlunun o olduğunu kabul etmek çok zordu. 

"Başta sana karşı olmasını istediğimde beni reddetmişti. Yasadışı bir işe bulaşmayacağını söylemişti. Çok... çok inandırıcıydı." dediğimde alaycıl bir gülümsemeyi Tolga Bey'in yüzünde gördüm. 

"Seni kandırmış."

"Ama buna niye ihtiyaç duysun. Ben zaten onun yaptığı işler gibi bir iş istedim." 

"Ona gittiğine sana inanamazdı. Benim için çalışıyorsan şirketimdeki köstebekleri söylediğinde işi bitmişti."

Bu açıklama ile bana neden gerçekleri söylemediği daha mantıklı gelmişti.

Derin bir nefes aldım. 

Haklıydı.

Onun piyonu olmuştum.

Kağan beni kendisi için kullanmıştı.

Tüm samimiyeti yalandan ibaretti.

"Şimdi o adama gitmeden önce okları bana yönelten kimdi, söyle." dediğinde bakışlarımı halıya indirdim.

Amcamdı. 

Amcam bana yalan söylemişti.

Babamı kovanın Kağan'ın ailesi olduğu kesinleşmişti.

Amcam da öyleyse onlara çalışıyordu.

Söylemekte tereddüt ettiğimi fark eden Tolga Bey sabırsız olduğunu gösteren bir nefes alıp verdi.

"Kimdi o şerefsiz?"

"Şirketinde çalışıyor."

"Sana bu bilgiyi verecek kadar yakınsa adını biliyor olmalısın. Bana onun adını ver."

"Tolga Bey..."

"İstersem onu bulurum. Şimdi uğraştırma, adını ver."

Amcamın ne aileme ne de bana bir faydası dokunmuştu.

Bana söylediği yalan ve yanlış yönlendirme ile ise ölümüme sebep olabilirdi.

Onu korumamalıydım. 

"Filiz!" 

Ani gelen sert ses ile korkup "Orhan Saklangıç!" dedim.

"Amcam... Beni sana yönlendiren, bana yalan söyleyen Orhan Saklangıç'tı."

Tolga Bey'in yüzünde bir tebessüm oluşurken gözümden bir yaş akmıştı. 

Bir şey demeden birini aradı ve "Öldürün." dedi.

Şok içinde ona bakarken telefonunu kapatmıştı.

"Nasıl?" diye sordum. 

"O adamın köstebek olduğunu uzun zamandır biliyorum. Sadece bana dürüst olup olmayacağını görmek istedim."

"Bu durumda mı?"

"Evet." deyip ayağa kalktı. 

Arkasından ayağa kalkarken bana döndü ve "Kendine sormanı istiyorum." dedi.

"Neyi?"

"Amcan okları bana bilerek yönlendirmişti. Peki sana Kağan'ın yardım etmesini sağlayan kişi onu tesadüfen mi buldu?"

"Ne demek istiyorsun?"

"Kağan'ın numarasını tek başına bulmadın, biliyorum." 

Odanın kapısını açtıktan sonra arkasını bile dönmeden "Kağan'a ve amcana da güvenmiştin. Sonuç ortada. Sana o numarayı bulan kişiye temkinli yaklaşmanı öneririm." dedi ve adamlarını da alıp evimden çıktı. 

Numarayı bulan kişi...

Murat'tı.

Güçlü ve ZarifWhere stories live. Discover now