Geleceğim

305 45 67
                                    

Gece on ikiye gelirken otel yolunu tutmuştuk.

Gülerek Tolga'ya baktım ve "Çok yoruldum ama buna kesinlikle değdi." dedim.

"Buna sevindim. Ben de uzun zamandır işten uzaklaşıp tatil yapamamıştım. Benim için de çok keyifli geçti."

"Teşekkür ederim."

Bana baktı merakla.

"Neden?"

"Sen olmasan böyle bir deneyim gerçekleştiremezdim. Aynı zamanda beni yaşadığım kötü olaylardan da uzaklaştırdın."

"Boşuna mı ortağız?" derken gülümsüyordu.

Utanarak başımı öne eğerken telefonum çalmaya başladı.

"Yine iyi dayandık." diyen Tolga'ya gülerken telefonumu çıkardım ve arayana baktım.

Kağan'dı.

Yüzüm düşerken telefonu açtım ve "Efendim." dedim.

Tolga moralimin bozulduğunu fark ettiğinde merakla "Kim?" diye fısıldadı.

Anlasın diye konuşmayı hoparlöre aldığım sıra Kağan, "Neredesin sen?" diye sordu.

Tolga'nın kaşları çatılırken "Neden? Bir şey mi oldu?" diye sordum.

"Filiz şirkette değilsin. Tolga sana bir şey yaptıysa diye endişelendim. Neredeysen söyle, yanına geleyim."

Yüzükteki takip cihazı nerede olduğumu göstermiyordu sanki.

Peşimize de adam takmamıştı ya!

"İş için seyahat etmem gerekti, ani bir karar olduğu için haber veremedim."

"Nereye? Neredesin?"

"Kağan sakinleşir misin? İş için gitmem gerekti. Sorun yok."

"Filiz bana haber vermen gerekirdi! Senin için endişelendim."

Tolga sinirden gülerken derin bir nefes aldım.

"Üzgünüm Kağan, haber veremedim. Şimdi bağırmayı keser misin?"

"Pardon, sadece senin için korkunca sakin kalamadım. Ee neredesin?"

"Fransa'dayım."

"Fransa mı? O adamla mı?"

"O adam dediğin patronum ise evet, onunla geldim."

"Tam olarak ne işi bu?"

"Bir açık arttırmaya katılacakmış, aynı zamanda buradaki mağazalarını denetlemek gerekiyormuş."

"Evet de senin oradaki işin ne?"

"Buradaki mağazalarının nasıl işlediğini ve çalışanları ile tanışmamı istedi. Hepsi tecrübeli insanlar."

"Türkiye'den de telefon aracılığı ile tanışabilirdin."

"Ben de memnun değilim Kağan ama patronuma hayır diyemezdim. Birkaç güne dönerim."

"O adamın yanında güvende değilsin." diyen Kağan ile Tolga kaşlarını çattı.

"Sorun olmayacak, korkma."

"Tam olarak neredesin? Söyle, geleceğim."

"Saçmalama Kağan! Bunu nasıl Tolga'ya... Tolga Bey'e açıklayacağız?"

"Sen az önce o şerefsize adıyla mı seslendin?"

"Bey diyesim içimden gelmiyor. Ona hürmet edermiş gibi." dediğimde Tolga bana dudak kıvırarak baktı.

Gözlerimi kaçırırken güldü.

"Ben senin nişanlınım Filiz. O adamla da kavgalıyız. İkinizi yalnız bırakmak istemeyerek gelmemden normal bir şey yok."

"Sahte nişanlımsın. Hem senin işin gücün yok mu? Kal orada."

"Kaldığınız oteli bana mesaj olarak ilet. Yarın ilk uçakla geleceğim."

Tolga'ya ne yapmalıyım diye baktım.

Başıyla beni onayladığında "Tamam, iletirim." dedim.

"Bekliyorum güzelim."

"Tamam, kapatıyorum. Birazdan otelin adını yazıp atarım."

"Tamam, görüşürüz."

"Görüşürüz." deyip telefonu kapattığımda Tolga, "Demek bey diye seslenmek içinden gelmiyor." dedi.

"Orada bahane bulamadım. Anla işte."

"Normalde de bey demiyorsun."

"İstersen diyeyim."

"Hayır, hayır. Ben sadece normalde neden bey demediğini öğrenmek istiyorum."

Gülümseyerek bana baktığını gördüğümde "Şeyden işte." dedim.

"Neyden?"

"Murat'a neden bey demiyorsam ondan."

"Murat ile bir miyim?"

"Değil misin?"

"Olmak istemem."

Gülümsedim ve "Belki daha özel bir bağ olabilir." dedim.

Bu itirafım onun hoşuna giderken Kağan ile konuşmamı açtım ve otelin adını ve adresini Kağan'a attım.

"Bu tatile Kağan'ın dahil olması benim suçum, üzgünüm."

"Senin suçun değil. O adam sana yapışmasını seviyor."

"Yine de güzel bir tatil geçiriyorduk. O olmasa iyiydi."

"Bir daha kaçamak yaparız." dediğinde "Söz mü?" diye sordum.

"Kağan itini başımızdan kovar kovmaz. Söz."

Gülümsedim ve "Kağan'ın gelmesi işime yaradı." dedim.

Tolga da gülümserken utanarak bakışlarımı kaçırdım.

Güçlü ve ZarifWhere stories live. Discover now