Özleyeceğim

329 47 101
                                    

Eve girdiğimde Murat içeriden "Filiz? Sen mi geldin?" diye bağırdı. 

"Evet!"

Yanıma geldiğinde meraklıydı.

"Saat daha erken evde ne yapıyorsun?"

"İş için seyahat etmem gerekecek. Patron eşyalarını toparla gel, dedi."

"Ne işiymiş o?"

"Hiçbir fikrim yok." dediğimde kaşları çatıldı.

"Nasıl?"

"Ani bir durum olduğu için yolda bilgi verilecek."

"Nereye olduğu dahi mi belli değil."

"Yok." dediğimde iç çekti.

"Kaç gün?"

"O da kesin değil ama maksimum bir hafta sürer."

Kafasıyla beni onaylarken gözü yüzüğüme takılmıştı.

"Yüzük?"

"Kağan'dan."

"Sınırını bilmiyor." derken sinirli gibiydi.

"Mecburduk."

"Bu iş bitsin diye adak adayacağım." dediğinde güldüm.

"Oyalama beni. Sinirli bir patronum var. Hızlı olmalıyım." dediğimde önümden çekilip "Bir hafta ben ne yapacağım?" diye sordu.

Odama yürürken "Belki iki gün sürer." dedim.

"Kesinleştiğinde söylersin." dediğimde onu başımla onayladım. 

"Söylerim."

"Eve birkaç arkadaşımı çağırmam sorun olur mu?" diye sorduğunda "Tabii ki hayır." dedim.

Sonra ona dönüp "Odama kimseyi sokmuyorsun. Bu manolya kokusunu hiçbir erkeğin kokusu değiştiremez." dedim. 

"Bu hatayı birden çok kez yapmam." dediğinde güldüm.

Daha önce eve davet ettiği bir arkadaşı parfüm delisiydi.

Odamdan o kokuyu gidermek zor olmuştu. 

Götüreceğim eşyalarımı ve kıyafetlerimi yatağımın üzerine dizerken Murat'ın telefonu çaldı.

Telefona baktıktan sonra telefonu sessize alınca "Açmayacak mısın?" diye sordum.

"İşten. Kaç gündür nöbet tutuyorum, şu an işten kimseyi duymak istemiyorum." dediğinde güldüm.

"Gece çalışacak mısın?"

"Hayır."

"İyi bari evde güzelce dinlen." derken telefonu tekrardan çalmaya başladı.

"Aç istersen." dediğimde beni onaylayıp telefonu açtım.

"Efendim Tanju Bey."

Tanju Bey'i biliyordum.

Daha önce de ben varken Murat'ı aramıştı. 

"Evet, hastadan haberim var."

Konu ilgimi çekmezken eşyalarımı çantama yerleştirmeye başladım.

Bir el valizi yeterli olurdu. 

"Emin misiniz? Sorun çıkmasın." dediğinde merakla Murat'a baktım.

Tanju Bey'i ne görmüştüm ne duymuştum.

Ya beni kandırıyorsa?

Paranoyaya bağlama Filiz.

"Ben mi geleyim? Yoksa siz mi?"

Merakım daha da artmıştı. 

Murat'ı izlemeye başladım. 

"Tamam, siz durumu inceleyin. Ona göre bir karara bağlarız."

"Tamam, iyi günler."

Telefonu kapattığında "Ne oldu?" diye sordum. 

"Bir hastanın durumu hakkında aramış. Normalde benim hastam."

"Ee ne olmuş hastaya?"

"Normalde merak etmezsin."

Omuz silktim.

"Bu sıkıcı sohbetini özleyeceğim sanırım."

"Enfeksiyon kapmış. Kolunu kaybedebilir. Tanju Bey de enfeksiyonun ilerleme hızından kaynaklı kolunun hemen kesilmesi gerektiğini düşünüyor."

"Peki, ne yapacaksınız?"

"Şimdi birkaç tahlil yapılacak. Ona göre hastaneye gidebilirim."

"Anladım." diye mırıldandım. 

Murat gülümseyerek yanıma geldi ve eşyalarımdan kendine bir yer açıp yatağıma oturdu. 

"Seni özleyeceğim."

Eşyalarımı valize hızlıca koyarken "Ben de seni özleyeceğim." dedim. 

"Patronun olacak şerefsiz canını sıkarsa bana haber ver."

"Ne yapabilirsin ki?"

"Beni küçümseme." diyerek güldüğünde saçlarını karıştırdım ve "Ben gelene dek evi yakma." dedim.

"Yemek yapacağımı kim söyledi?"

"Öyleyse ne yapacaksın?"

"Annemlere giderim, dışarıdan falan söylerim."

"Geldiğimde seni kilo almış göreceğim herhalde." dediğimde güldü.

"Biraz."

"Gitmeden sarılalım." dediğimde "Seni gideceğin yere kadar ben bırakırım. Orada vedalaşırız." dedi.

"Tolga Bey hızlı olabilmemiz için özel bir şoförle yolladı beni."

"Vay, havalı." diyerek ayağa kalktığında güldüm. 

Ona sarıldım ve "Ben gelene kadar uslu dur." dedim. 

"Aklıma gelen her haylazlığı yapacağım." dediğinde gülümseyerek ondan ayrıldım. 

"Büyümeyeceksin."

"Kesinlikle."

Vedalaşıp evden çıktığımda beni aşağıda bekleyen şoför valizimi hemen elimden alıp bagaja koydu. 

Teşekkür ederek arabaya bindikten sonra camdan eve baktım. 

Murat balkondan bize bakıyordu.

Gülümseyerek ona el salladım. 

O da ban el sallarken şoför arabaya bindi ve "Uğramamız gereken bir yer var mı Filiz Hanım? Yoksa direkt uçağa götüreceğim." dedi.

"Yok, sağ olun." dedikten sonra kendi kendime "Bilet hızlı bulmuş, sanırım okul vakti uçaklar boş oluyor." diye mırıldandım.

Şoför dediğimi duyacak olmalı ki iç dikiz aynasından bana bakıp tebessüm etti.

Güçlü ve ZarifWhere stories live. Discover now