Ateş

305 45 161
                                    

Murat'ın gözünden usulca bir yaş süzülürken ona baktım. 

"Bana burs verdiğinizde bir iyilik yaptığınızı düşündünüz mü?" diye sordum, sakinleşmeye çalışırken.

"Filiz..."

"Soruma cevap ver Murat. Ailemi beş parasız bıraktıktan, yardıma muhtaç bir hale soktuktan sonra bana burs verince iyilik yaptığınızı mı düşündünüz? Yoksa bunu her mahvettiğiniz aileye yapıp sonra eğlencesine çocuklarına burs mu dağıtıyorsunuz?"

"Bizim elimizden sadece bu geliyordu."

Alayla güldüm.

"Sana ailemin ölümüne sebep olan insanlardan intikam almak istediğimi söylediğimde beni yanlış yola yönlendirmek hoşuna gitti mi?"

"Sana bu işe girmemen için neredeyse yalvardım. Dinlemedin. En azından bilgim doğrultusunda ilerle, seni koruyayım istedim. Yoksa hiçbir şeyi isteğimle yapmadım. Bana söylenenlere uymak zorundaydım."

Tolga, "Sen daha kendini benden koruyamıyorsun. Bu kızı benim şirketime köstebek olarak soktuğunuzda nasıl koruyacaktın?" diye sorduğunda Murat'a döndüm.

Cevabı yoktu.

Ceren, "Murat." dediğinde ona döndü.

"Bu söylenilenler doğru mu?"

"Biliyorsun içimde bulunduğum durumu, istemezdim." dediğinde Ceren bir şey demeden hızla odadan çıktı. 

Murat arkasından gitmeye çalıştığında Tolga, "Hiçbir yere gitmiyorsun." dedi.

Murat umursamadan Ceren'e seslenirken Tolga, "Filiz alacağın bir şey varsa al. Gideceğiz." dedi.

Onları yalnız bırakmak istemiyordum.

Tolga'ya baktım. 

"Lütfen."

Tolga sadece "Tamam." dediğinin gözlerinin içine baktım. 

"Öldürmeyeceğim."

"Tolga."

"Dahasını bekleme. Şimdi hızlıca ne almak istiyorsan onu al ve gel."

Bir şey demeden odama gittim ve ailemden bana kalan tek eşya olan masa lambasını ve önemli birkaç evrağı alıp çantama koydum. 

Odama son bir kez bakarken içeriden iki el ateş sesi duyulunca koşarak yanlarına gittim.

Murat yerde can acısıyla yatıyordu. 

Onun yanına gitmek istediğimde Tolga beni durdurdu.

"Hazırsan gideceğiz."

Murat'ı bacağından vurmuştu. 

Diğer kurşun ise telefonaydı. 

Haber çağırmasını engellemişti.

"Tolga..."

"Gidiyoruz." dedi ve elimden tutup beni çekiştirmeye başladı.

Evden çıktığımızda gözyaşlarıma hakim olamıyordum.

Tolga'nın arkasından apartmandan çıkarken telefonumu çıkardım ve Murat'ın babasına ,Kadir Amca'ya, gizlice mesaj yazmaya başladım. 

"Acil Murat'ın evine ambulans göndermeniz lazım."

"Durumu ciddi değil ama yaralandı." 

"Bacağından vuruldu."

"Lütfen acele edin."

Ve bu Murat'a yapacağım son iyilikti.

Kadir Amca mesajlarımı gördüğünde onu her yerden engelledim ve telefonu cebime koydum. 

Tolga'nın arabasına bindiğimizde Ceren hıçkırarak ağlıyordu.

"Onu öldürdün mü?" diye soran Ceren'e dönüp baktım. 

Elleri titriyordu.

"Hayır." dedi, Tolga.

"O ateş sesleri neydi abi?"

"Bacağından vurdum. Yoksa peşimizden gelmeye çalışacaktı."

Tolga arabayı çalıştırırken Ceren, "Neden onu dinlemek istemedin ki? Ona söz hakkı verseydin kendini ifade ederdi." dedi.

"Abim seni kırmak istemiyorum. O yüzden arkada sessizce otur. Yoksa dönüp Murat'ı alnının ortasından vururum." 

Ceren ağlamamak için kendini tutarken "Senden nefret ediyorum." dedi.

Tolga'nın tüm siniri uçup giderken duyduğu cümle onu derinden etkilemişti.

"Önce annemden ayırdın beni. Senin koyduğun onlarca kuraldan sıyrılıp tek rahatlamamı sağlayan adamı da vurdun."

Tolga cevap vermezken Ceren gözyaşlarını sildi ve camdan dışarı izlemeye başladı.

Tolga'ya baktığımda iç dikiz aynasından Ceren'e baktığını gördüm.

Duydukları onu sessizleştirmişti.

En azından ağzı bir şey söylemiyordu.

Kalbinden geçenler ise hepimizi devirip geçebilirdi.

Bizim de pek bir farkımız yoktu Tolga'dan. 

Ben senelerdir beni düşündüğünü sandığım dostumun aslında tek düşündüğünün benim sonumu getirmek olduğunu öğrenmiştim. 

Eğer Tolga bana ılımlı yaklaşmasaydı köstebek olduğum için beni amcam gibi öldürürdü.

Ceren ise aylardır birlikte olduğu, sevdiği adamdan ayrılma acısını çekiyordu. 

Sırf bu kırgınlığı ve acısından dolayı ise Tolga'nın unutmayacağı bir söz söylemişti.

"Senden nefret ediyorum." demişti.

Camımı araladım ve dışarıda esen rüzgarın saçlarıma vurmasına izin verdim. 

Gerçeklerin yaşanmamış olduğu bir evrene gitmek istiyordum. 

Buradan yok olmak...

Güçlü ve ZarifWhere stories live. Discover now