Görüşme

448 59 42
                                    

Ziyaretçi kimliği olmadan şirketin koridorunda yürürken gülümsememi durduramadım.

İş görüşmesi talebim kabul görmüştü.

İnsan kaynaklarına geldiğimde omuzlarımı dikleştirdim ve kapıyı çaldım.

"Gel!"

Kapıyı açtım ve kendimden emin adımlar ile içeri girdim.

"Filiz Hanım?"

İçeride beni bekleyen adamı başımla onayladım ve "Evet, benim." dedim.

"Oturun." diyerek masasının önündeki sandalyeyi işaret ettiğinde yürüyüp sandalyeye oturdum.

Masasının önündeki isme baktım.

Hakan Gündüz.

Sandalyesinden kalkıp karşıma geçip masanın önündeki diğer sandalyeye oturduğunda bu görüşme için endişelenmemem gerektiğini anladım.

Dostane bir yaklaşım sergilemeyecek olsa karşıma oturmazdı.

"Konuyu uzatmayı sevmeyen insanlardanımdır. Özgeçmişinizi incelediğim vakit beni şaşırtan bir husus oldu. Konuya onunla başlamak isterim."

"Tabii." dedim, merakla.

"Bölümünüzü birincilik ile bitirmenize rağmen hiç iş tecrübesi göremedim. Okulunuz bittikten sonra neden işe hemen başlamadınız?"

"Özel sebeplerden ötürü aldığım iş tekliflerini geri çevirmek zorunda kaldım."

"Öyleyse özel sebeplerinizden ötürü bizi bırakabilirsiniz."

"Hayır." dedim, keskin bir ses tonunda.

"Özel sebeplerimi geride bıraktığım için buradayım. Eğer işe başlarsam bırakmam."

"Peki başka özel sebepler ortaya çıkarsa?"

Anlamayarak ona baktım.

"Ne gibi özel sebepler?"

"Evli misiniz Filiz Hanım?"

"Bunun konumuz ile alakasını anlayamadım."

Eğer doğruyu söyleyip hayır dersem evlenip gitme olasılığımı öne sürecekti.

Yalan konuşup evet dersem de hamilelik konusunu açacaktı.

İşe almamak için bahane üreten her iş yeri gibi...

"Şirketimizdeki devamlılığınızı ölçmek istiyorum."

"Bekarım."

"Evlilik düşünüyor musunuz?"

"Düşünmüyorum." diyerek konuyu kestirip attım.

Düşünseydim bunu bahane edecekti.

Eğer işe alma gibi bir niyeti yoksa niye görüşmeye çağırmışlardı?

"Aileniz de bu kararınızı destekliyor mu?"

Duygularımı işin içine karıştırmamak için çabalarken "Evet, destekliyorlar." diyerek konuyu bitirmesini umdum.

Kolunu uzatıp elini oturunca dizimin üzerine çıkan kalem eteğimin aşağısına dostummuş gibi koydu.

"Bizi bırakmayacak olmanız ne hoş."

Kaşlarımı çatarak eline baktım ve sonra ona dönüp "Temastan hoşlanmam. Lütfen elinizi çekin." dedim.

Gülerek elini çekti ve "Sinirlenmeyin lütfen. Burada işe başlarsanız yakın bir dostluğumuz olacağı için prova yapıyorum." dedi.

Sakin ol, Filiz.

Sakin ol.

Bu iş görüşmesi iyi geçmek zorunda.

Elimigizliden sıkarken "Tabii, anlıyorum." dedim.

Sakinleşmek için bir nefes verdikten sonra "İşe başlarsam tüm çalışma arkadaşlarım ile dost olmak isterim." dedim.

"Bunu duyduğuma çok sevindim. Açıkçası sizi işe almak istiyordum, tek endişem iş arkadaşlarınıza ayak uyduramamanız idi."

Yalandan tebessüm ettim.

"Bu konuda endişeniz olmasın. İş arkadaşlarım ile ilişkilerimin iyi olacağına eminim."

"Öyleyse maaş konusuna geçebiliriz." dediğinde "Tabii, çok isterim." dedim.

Sohbetin devamı da gereğinden fazla temaslı ve samimi geçmişti ama bitmişti.

Ayağa kalktım ve benimle birlikte ayağa kalkıp elini uzatan Hakan Bey'in elini sıktım.

"Belgelerinizi hafta başına kadar ayarlarsanız sizi pazartesi günü işe başlatabiliriz."

"Tabii, ayarlarım."

"O zaman pazartesi günü görüşürüz Filiz Hanım."

"Görüşürüz Hakan Bey." dedim ve odasından çıktım.

Rahat bir nefes alırken gözlerim dolmuştu.

Çalışacağım yerde böyle bir sapığın olması hiç hoşuma gitmemişti.

Patron bile düzgün değilken çalışanından ne beklersin ki?

Sıklıkta çalışacağım insanlar düzgün olur umarım.

Gözümden yaş akmasın diye ellerimi yelpaze gibi gözlerime salladım.

İşe gelirken daha kapalı kıyafetler giymek benim için daha rahat olacaktı.

Asansöre doğru yürürken gözlerimi birkaç saniyeliğine kapayıp açtım.

Her şey iyi olacak.

Her şey daha iyi olacak.

Asansöre binip zemin katın düğmesine bastım.

Asansörün kapısı kapanırken çalışanlara bir kez daha baktım.

Pazartesi ben de onlardan biri olacaktım.

Güçlü ve ZarifWhere stories live. Discover now