Kayıp

1.1K 97 103
                                    

Eve girdiğimde ne yapacağımı bilemeyerek yatak odasına gittim ve annemle babamın yatağına oturdum.

Annemin tarafına uzanırken gözlerimi yumdum ve "Neden?" diye fısıldadım.

Babamı kaybedeli bir ay bile olmadı anne.

Niye arkasından bu kadar hızlı gittin?

Gözümden usulca yaşlar süzülürken "Beni bu kadar erken bırakmak zorunda mıydınız?" diye sordum.

Daha üniversiteden yeni mezun oldum.

İzin verseydiniz, yanınıza dönseydim.

Birlikte vakit geçirseydik...

Zil çalındığında yataktan doğruldum ve "Bakıyorum anne." diye fısıldadım.

Kapıya gidip gelene baktığımda en yakın arkadaşımı gördüm.

Kapıyı açtım ve sadece ona baktım.

"Seni eve ben bırakacaktım. Niye beni beklemeden gittin?"

"Dalmışım." diye mırıldandım.

Dalmamıştım.

Yalnız kalmak istemiştim.

Bir şey demeden içeri girdikten sonra "Seni merak ettim güzelim, birçok kez aradım. Açmadın." deyince "Üzgünüm." diye mırıldandım.

"Telefonum çantamdaydı. Duymamışım."

"Gel buraya." diyerek bana sarıldığında ellerimi ona sarılmak için kaldıramadım.

"Murat..."

Titreyen sesim, bana sıkıca sarıldığı için boğuk çıkınca bana baktı.

"Söyle güzelim."

Yanağımdan yaş süzülürken "Annemden başka kimsem yoktu." dedim.

"Annem benim son tutunduğum daldı ve o... Onu gömdük. Babamın yanına."

"Ben burada bir hiç miyim?" diye sorduğunda "Ne demek istediğimi biliyorsun." dedim.

"İçeri geçip oturalım." dediğinde onu başımla onayladım.

Murat kapıyı kapatırken oturma odasına geçip oturdum.

Arkamdan geldiğinde "Evde ikram edebileceğim hiçbir şey yok, üzgünüm." dedim.

"Filiz cenazen vardı, tabii evde bir şey olmayacak."

Yanıma oturduğunda "Şimdi ne yapacaksın?" diye sordu.

"En kısa sürede bir işe girmem lazım. Yoksa birkaç ay içinde evsiz kalacağım."

Murat'ın kaşları çatılırken "Bu ev sizin değil miydi?" diye sordu.

"Babamın son ameliyatı için para kalmamıştı. Evi satmak zorunda kaldık."

"Filiz bunu niye bana söylemedin?" diye hayal kırıklığına uğrayan Murat'a "Murat sana karşı artık bir yüzüm kalmadı." dedim.

"Babanın verdiği kurs ile üniversite okuyabildim. Yurdum sıkıntılı diye dört sene evini paylaştın. Aileme sık sık yardım ettin. Ben... Ben hakkını nasıl ödeyeceğimi bilmiyorum."

"Babam sana burs verdi, çünkü çok başarılı bir öğrenciydin. Okul hayatın boyunca dereceler yapman bunun en büyük kanıtı. Seninle evimi paylaştım, çünkü sen benim arkadaşımsın. Son olarak ben senin yerinde olsaydım ailen bana bizden de fazla yardım ederdi."

"Ve sen de benim gibi mahcup olurdun."

"Filiz."

"Murat bu konuyu daha fazla tartışmanın amacı yok."

Uzanıp elimi tuttu ve "Benimle geri İstanbul'a dön." dedi.

"Sana ve ailene daha fazla yük olma gibi bir düşüncem yok."

"Burası çok küçük bir yer ve senin işe ihtiyacın var. Bu köyde okuduğun bölüme uygun nasıl bir meslek yapabilirsin?"

"İstanbul'da iş bulacağım ne malum? Kim yeni mezuna iş verir. En azından burası küçük bir yer. Elbet biri bana iş verir."

"Sen alanında çok başarılı bir kadınsın. Kendini harcamana izin veremem."

"Murat hayat ile yüzleşmen lazım. Yeni mezunum, bana kolay iş vermezler. İş verseler dahi maaşım, İstanbul emlağının yanında ezilir kalır."

"Kuyumculuk ve mücevher tasarımı bölümünde tanıdığım en başarılı öğrenci sendin. Senin gibi başarılı bir öğrenciyi ucuza çalıştıramazlar."

"Bölümümden bir beni tanıyorsun."

"Bölümünü birincilik ile bitirdiğine göre diğerlerini tanımama gerek yok." dediğinde güldüm.

"Murat."

"Sen gideli çok olmadı ama evimiz çoktan dağıldı. Yardımına ihtiyacım var."

"Pasaklı olduğunu biliyor muydun?" diye sorduğumda güldü ve "Aynı zamanda beceriksizim." dedi.

"Sana bıraktığım yemekler bitti mi?" diye sorduğumda bittiğini belli edercesine gülümsedi.

"Senin sevdiğin manolya kokulu oda parfümlerinden de aldım. Boşa mı gitsin onlar?"

"Sen buraya beni almaya gelmişsin sanki."

"Planlı olabilir." dediğinde tebessüm ettim.

"Burayı sanırım kolay bırakamam. Annemleri kaybedeli çok olmadı."

"Biliyorum güzelim, bu yüzden sen gelmeye hazır olana kadar seninle kalacağım."

"Bensiz yaşayamıyor musun sen?" diye sorduğumda "Dört yılda kendini çok alıştırdın. Annemler bile seni arıyor." dedi.

"Bilmiyorum Murat."

Güçlü ve ZarifDove le storie prendono vita. Scoprilo ora