Güveniyordum

366 44 330
                                    

Sabah gözlerimi açtığımda Tolga'nın göğsünde yatıyordum.

Gece yaşadıklarımız aklıma gelirken yanaklarımı alev almıştı.

Parmağımı kaslarında gezdirirken "Çok hoşuna gitti herhalde." diye bir ses geldi.

Başımı kaldırdığımda Tolga'nın uyanmış bana baktığını gördüm.

"Sen sergiliyorsun, ben ne yapayım?"

Tolga dediğime gülerken yatakta doğruldum.

Hala çıplaktım ama Tolga'nın görmesi sorun değildi.

Utanmıyordum.

Tolga da yatakta oturur pozisyona geldiğinde "İlişkimizi dışarıya yansıtamayacak olmak beni delirtiyor." dedi.

"Biraz beklemeliyiz sadece. Murat'ın kimin tarafında olduğu belli olsun önce."

Murat ile ilişkim her türlü bozulacaktı.

Babası ailemin sonunu getirenlerdendi.

Davamdan vazgeçemezdim.

"Gizli gizli buluşuruz artık." dediğinde güldüm.

"Aynı ofiste çalışıyoruz."

"İş yerinde yakınlık yok."

"Yakınlaşmaya çalıştığın an bunu hatırlatacağım."

"Hatırlatırsın." dedi ve yataktan kalktı.

Arkasından onu keserken aynadan bana bakıp "Gözlerini alamıyorsun." dedi.

"Tabii canım."

Gülerek altını giyindiğinde dudak büzdüm.

"Çok hevesliysen devam edebiliriz." dediğinde "Yok, ben almayayım." dedim.

Gece yüzünden uyumama rağmen kendimi yorgun hissediyordum.

Tolga gülerek banyoya girerken yataktan kalktım ve üstümü giyinip banyonun kapısını tıktıkladım.

Tolga gelmem için seslendiğinde kapıyı açıp yanına geçtim.

Bir şey demeden arkasından ona sarıldığımda "Özledin mi?" diye sordu.

"Çok."

Bana döndü ve dudağıma küçük bir buse kondurdu.

"Akşam Eyfel Kule'sinin üst katına çıkacağız." dedi.

"Ben de görmek istiyordum. Çok güzel olur."

"Şimdi ne yapalım peki?" diye soran Tolga'ya "Bilmem ki. Senin bir fikrin var mı?" diye sordum.

"Buraya yakın bir fırın gözüme çarpmıştı. Orada kahvaltı yapıp mağazaları denetlemeyi düşünüyorum. Ne dersin?"

"Bence olabilir." dediğimde gülümsedi.

"O zaman planımız kesinleşti. Hazırlan."

"Öncesinde bir duşa girsem iyi olacak." dediğimde "Eşlik etmemi ister misin?" diye sordu.

"Gece yaşananlar ile bir süre idare et. Duşa tek gireceğim." dediğimde güldü.

"Öpücük verirsem idare edebilirim."

Dudağına küçük bir buse kondurduğumda yetmemiş olacak ki belimden tutup dudağıma uzun bir öpücük kondurdu.

"Sanırım bu birkaç saat idare etmemi sağlar." dediğinde güldüm.

"Dayanamadığında söylersin."

"Dayanamıyorum."

Gülerek "Hadi banyodan çık." dedim.

"Ama..."

"Sadece söyle demiştim, bir şey yapacağımı söylememiştim."

"Çok ayıp." dediğinde güldüm.

"Hadi Tolga, dışarı."

İstemeyerek çıktığında soyunup duşuma girdim.

Banyodan çıktığımda Tolga odada değildi.

Bu durumu umursamadan saçlarımı kurulayıp şekil verdim ve dolabı açıp ne giysem diye baktım.

Parise uygun elbisemin içine boğumlu gömleğimi giydikten sonra aynada kendime baktım.

Kombinim Paris'te olduğumu oldukça belli ediyordu.

Tek eksiğim ressam beremdi.

Tolga elinde bir poşet ile odaya girdiğinde bana baktı ve "Sana bayılıyorum." dedi.

Gülüp "Bu da nereden çıktı?" diye sordum.

"Bu gömleğinin altına kumaş pantolon giymeni önerecektim ama sen benim düşündüğümden bile güzel bir kombin yapmışsın."

Gülümsedim.

"Teşekkürler."

"Ama sanki bir şey eksik."

"Ne?" diye sorduğumda poşetinden hayat ettiğimden güzel kırmızı bir ressam beresi çıkardı.

Bereyi başıma geçirdikten sonra "Mükemmel oldun." dedi.

Dudaklarına bir buse kondurdum ve "Hayal ettiklerimi nasıl gerçekleştirebiliyorsun?" diye sordum.

"Özel güçlerim var." dedi, gülerek.

"Özel mi bilmem ama kesinlikle güçlüsün."

"Sana özelim, zarif kızım."

"Eğer gelecekte bu romantikliğin azalırsa seni batırırım." dediğimde güldü.

"Çıkalım mı?"

"Çıkalım."

Çantamı alıp ayakkabılarımı giydikten sonra Tolga'nın uzattığı elini tuttum.

"Sokaklarda el ele tutuşmak sorun olmaz mı?"

"Çevremizi koruyan birçok adam olacak. Görmesini istemeyeceğimiz kimse bizi izleyemez."

Sözünün üzerine hiçbir şey demedim.

Onun yanında güvenli hissediyordum.

En önemlisi ona güveniyordum.

Güçlü ve ZarifWhere stories live. Discover now