Nişanlı

406 50 120
                                    

Şirketten dışarı Tolga Bey'den önce adımımı atınca neden zemin kata indiğimizi anlamış oldum. 

Bana doğru seri adım atan Kağan'ı gördüğümde ne diyeceğimi bilemeyerek yana çekildim ve onu hiç tanımıyormuş gibi arkamdan gelen Tolga Bey'e döndüm. 

Kağan'ın burada olduğunu biliyordu.

Yüzündeki tebessüm şaşırmadığını gösteriyordu.

"Kağan seni buralarda görür müydüm?" diye soran Tolga Bey ile Kağan tökezlemeden "Seni özledim diyelim." dedi.

"Gecenin bir yarısı mı?"

"Kesinlikle."

"Beni özlediğini söylemek için mi ayağıma kadar geldin?" diye soran Tolga Bey ile Kağan'a döndüm. 

Ne diyeceğini düşünüyordu.

"Öyle olmasını mı isterdin?"

"Kesinlikle."

Kağan ne diyeceğini düşünürken Tolga Bey, "Eğer iş isteyeceksen senin yerine yeni birini bulduk. Seni Filiz Hanım ile tanıştırayım." deyip beni gösterdi.

Ne yapacağımı bilemeyerek tebessüm ettiğimde Kağan birkaç saniyeliğine bana bakıp Tolga Bey'e döndü.

"Yerimi doldurmanın bu kadar vakit alacağını bilmezdim. Depresyondan çıkman mı uzun sürdü, yeteneğime sahip birini bulmak mı?"

"Gereksiz yer doldurduğunu fark edince aramamıştım lakin Filiz Hanım odamı paylaşmama değecek kadar değerli bir çalışan oldu."

Kağan'ın yüzü anında solarken "Sakın Tolga." dedi.

"Ne sakın?" diye soran Tolga Bey'in keyfi yerindeydi.

Anlamayarak ikisine de baktım.

"Bana yaptıklarının aynısını bir başka masuma yapamazsın."

"Masum olduğu ne malum? Garanti verebilir misin?"

Kağan sinirle Tolga Bey'in yakasına yapıştığında Tolga Bey çok rahattı. 

Kağan'a dokunmasına gerek kalmadan korumaları yanımıza gelirken Kağan, "Seni gebertirim." dedi.

Korumalar, Kağan'ı tutup Tolga Bey'in üzerinden çekerken neler olduğunu kavramaya çalışıyordum. 

Tolga Bey'in bana tamamıyla güvenmediğinin farkındaydım lakin aynı odayı paylaşmanın anlamı neydi?

"Söyleyecek misiniz?" diye soran Tolga Bey'e belki işe yarar diye "Neyi?" diye sordum. 

"Filizcim salak değilim. Aranızdaki ilişkinin farkındayım. Şimdi seni köstebek olarak değerlendirmeden önce açıklama yapmak ister misin?"

Ben ne diyeceğimi bilemeden Kağan, "Filiz köstebek falan değil." dedi.

"Ne öyleyse?"

"Benim nişanlım." diyen Kağan ile gözlerimi pörtleterek ona baktım.

Tolga Bey de şaşırırken "Ne?" diye sordu. 

"Filiz onu kayırdığımı düşündüğü için şirketimde çalışmak istemedi ve birçok şirkete başvuru yaptı. İstersen araştır."

Tolga Bey bana döndüğünde çekinerek "Rakip olduğunuz için Kağan ile ilişkimin bilinmesi benim kabul edilmemi engeller diye sakladım." dedim.

"Nişanlının benim şirketimde senin çıkarına hareket etmeyeceğinin güvencesini verebilir misin?" diye soran Tolga Bey ile Kağan, "Yakalarsan fişini benden kesersin." dedi.

Kaşlarımı çatarak ona baktım. 

Yakalanma ihtimalim vardı ve üstlenmek istemesi enayilikten başka bir şey değildi.

"Peki öyleyse. Bundan sonra gözüm köstebeklik yapmaya çalışan biri olursa onda olur."

"Peki." dedi Kağan ve bana dönüp elimi tuttu.

"Hadi gidiyoruz."

Kağan'ın çekiştirmeleri ile yürürken Tolga Bey'e döndüm.

Arkamızdan bakıyordu. 

Göz göze geldiğimizde gülüp "Yüzük takmaktan da çekinmeyin." diye seslendi.

Kağan ona cevap vermezken Kağan'a sinirle "Ne yaptığını sanıyorsun?" diye sordum.

"Sakın bana onun arabasına bineceğini söyleme." diye karşılık verdiğinde anlamayarak "Ne olmuş bineceksem?" diye sordum. 

Köşeden döndükten sonra beni durdurup karşıma geçti.

"Tolga'nın odasını ilk paylaştığı kişi benim. Bunu güvenmediklerine yapıyor ve güvensizliği artarsa onları başka yerde kendi yöntemleri ile sorguluyor."

"Beni sadece eve bırakacaktı. Her şeyi bence sen açık ettin."

"Seni niye evine durduk yere bıraksın?" 

"Çünkü mesai saatim biteli çok oldu, otobüs bulmak zor ve ona evimin yolu tenha diye yalan söyledim."

"Niye yalan söyledin ki?"

"Tepkisini merak etmiştim."

Derin bir nefes verdi ve "Arabam yakında. Seni ben bırakacağım." dedi.

"İyi."

"Bana tavır takınma Filiz."

"Tavır takınmıyorum. Olması gerekeni yapıyorum."

"Olması gereken bu mu?"

"Benden bir şeyler gizleyen, işimi bozan, ikimizi de riske atan sensin."

"Özür dilerim, tamam mı?"

"İyi."

"Filiz."

Bir şey demeden ona baktım. 

Elimi tuttuktan sonra "Aramızı düzeltmek için geldim buraya, seni mutsuz etmek asla istemem. Şimdi hava soğuk, arabama bindikten sonra güzelce konuşalım." dedi.

"Peki." dediğimde tebessüm etti ve "Hem nişanlın olarak başka bir adamın arabasına binmeni kıskanırım." dedi.

"O nişanı bozarım, uslu dur."

Uslu bir çocuk gibi "Peki." dediğinde güldüm.

Güçlü ve ZarifWhere stories live. Discover now