Karar

353 47 100
                                    

"Filiz."

"Uyan güzelim." 

Gerinerek gözlerimi açtığımda Tolga'nın bana gülümseyerek baktığını gördüm. 

"Günaydın."

"Günaydın." dedikten sonra çevreye baktım.

Havada değildik.

Heyecanla Tolga'ya döndüm ve "Geldik mi?" diye sordum. 

"Geldik."

Elini bana uzattı ve "Ayağa kalk uykucu." dedi.

Elini tutup ayağa kalkarken "Uyuduğumu dahi hatırlamıyorum." dedim. 

"Kalkış yapalı bir saat olmamıştı." dediğinde "Keşke uyandırsaydın. Tüm yol boyu seni tek bıraktım." dedim. 

"Uykusuzdun, uyandıramazdım. Hem o fırsatta çizim yaptım."

"Çizimleri görmek için sabırsızlanıyorum." dediğimde gülümsedi ve "Otelde gösteririm." dedi.

Onu başımla onayladım ve arkasından uçaktan indim. 

Pistte üç aracın önünde bekleyen bir düzine insan vardı. 

Tolga önden gidip bir adamla el sıkıştı.

"Hoş geldiniz Tolga Bey." 

Sonrasında bana döndü ve "Hoş geldiniz Filiz Hanım." dedi.

Tebessüm ederek teşekkür ettiğimde adam geri Tolga'ya döndü.

"İstediğiniz her şey tamam Tolga Bey, şimdi direkt otele gidip yerleşmek mi istersiniz?" diye sorduğunda Tolga bana döndü ve "Aç mısın?" diye sordu. 

"Hayır."

"O zaman ilk otele gidip yerleşelim."

"Tabii Tolga Bey." dedikten sonra bekleyen diğer adamlara gözüyle işaret verdi. 

Arkadaki iki araca bir kısmı binerken bir adam bizim için öndeki arabanın kapısını açtı.

Utana utana Tolga ile arabanın arka koltuğuna oturduğumda Tolga'nın bana bakıp gülümsediğini fark ettim.

Şoför ve Tolga'nın konuştuğu adam arabanın ön koltuklarına otururken Tolga'ya "Bana öyle bakma." diye fısıldadım. 

"Nasıl?" diye sorarken bana aynı gözler ile bakmaya devam ediyordu.

"Böyle işte."

"Neden?"

Öndeki adamlara baktım ve "Konuşturma beni." dedim. 

Tolga utandığımı fark ederek gülerken camdan dışarı bakmaya başladım.

"İstediğiniz restaurant dediğiniz gün full dolu görünüyor, önceki veya sonraki gün olmasında mahsur var mı?" diye soran adam ile Tolga, "Nasıl olduğu önemli değil, sadece o gün olsun." dedi.

"Peki Tolga Bey."

Tolga'ya döndüm ve "Dolu ise zorlamaya gerek var mı? İlla ki başka yerlerde de yemek yenilebilir." dedim. 

Öndekiler dediğimden ötürü gülümserken Tolga, "Planlamayı bana bırakır mısın?" diye sordu. 

"Peki. Karışmıyorum." 

Tolga tribime gülerken onu umursamadan öne doğru eğildim ve Tolga'nın geldiğimizden beri konuştuğu adama "Siz beni tanıyorsunuz ama ben sizi tanımıyorum." dedim. 

"Ümit Refik. Buradaki şubenin müdürüyüm."

"Tanıştığımıza memnun oldum."

"Ben de öyle Filiz Hanım. Sizin adınızı burada çok duyduk."

Göz ucuyla Tolga'ya bakarken "Öyle mi?" diye sordum. 

"Öyle. Sizin yeteneğinizi ve geleceğiniz yerler hakkında Tolga Bey ile konuşmuştuk."

"Bu sohbeti öğrenmek isterim." dediğimde "Yaşım artık geçiyor, benim yerime gelmesi gereken yetenekli birisi lazım." dedi.

Şok içinde Tolga'ya baktım.

Beni Paris'teki şubenin başına geçirmeyi mi düşünmüştü?

"O fikirden vazgeçtim?" diyen Tolga'ya "Neden? Beceremeyeceğimi mi düşünüyorsun?" diye sordum.

"Tabii ki hayır. Yeni başlayan biri olmana rağmen becerebileceğini görebiliyorum."

"Öyleyse?" diye sordum.

"Seni yanımda, kendime saklamayı karar verdim."

Dediği ile gözlerim büyürken bacağına hafifçe vurdum. 

"Toplum içinde ağzından çıkanların farkında mısın?"

"Kesinlikle farkındayım."

"O zaman niye devam ediyorsun?"

"Merak edip soran sendin."

Utanarak arkama yaslandım ve "Konuşmuyorum daha fazla." dedim. 

"İyi, konuşma." 

"Peki." 

Gülümseyerek elimi tuttu ve "Benimle birlikte yaşamak yerine burada çalışmak istersen seni desteklerim." dedi.

"İstediğimde beni desteklemezsen rakip firmalara başvururum." dedim.

"Kağan'a mı?" diye sorduğunda yüzümü buruşturdum. 

"Kesinlikle hayır."

"Diğerleri benim istediğim elemanı işe almaya cesaret edemez." 

"İddialısın." 

"Her zaman."

Ondan yana baktım ve gülümseyerek "Egoist." dedim. 

Beni duymazdan gelerek önüne bakarken kendimi tutamadı ve gülümsedi.

Bu hali bana sevimli gelirken önüme geldim ve derin bir nefes aldım.

Güçlü ve ZarifWhere stories live. Discover now