kırk üç - plan.

5.1K 544 206
                                    

Selamlar aşklarım, sonunda geldim! Bir süredir bölüm gelmiyordu çünkü açıkcası pek iyi bir dönemden geçmiyordum. Kafam çok doluydu ve hiçbir şeye tam anlamıyla odaklanamıyordum. Bu yüzden bölüm yazamadım hiç. Fakat artık bir yerden başlamam gerek diyerek yeni bölümü yazdım. Kısa oldu biraz ama yine de yazabildim. Bunun için mutluyum açıkcası hahıaıwkwkddo

Unutanlar olduysa en son Alparslan cezaevindeydi ballarım. Keyifli okumalar. Lütfen oy vermeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayın. Sizleri seviyorum. 💚💚

kırk üçüncü bölüm
[PLAN]

🗝️


2 hafta sonra...

"Günaydın aşko!" diyerek indim asansörden ve bana gülümseyen Çiçek'e elimdeki iki kahveden birini verdim.

"Ay günaydın," dedi neşeyle. "Canım patronum!"

Güldüm onun bu söylediğine. İki hafta önce, Alparslan'ın isteğini kırmayıp şirketinin başına geçici süreliğine geçmiştim. İlk başta zordu birçok şey. Şirket yönetmek, Alparslan'sızlık, bilmediğim onca dosya, yine Alparslan'sızlık, anlamadığım toplantılar ve yeniden Alparslan'sızlık...

Neyse ki biraz daha toparlamıştım ve her geçen gün çalışmak, özlemimi bastırmama da yardımcı oluyor, iyi geliyordu. Ayrıca Çiçek ve Bertuğ sayesinde artık işi de kavramış sayılırdım. Şirketi hala batırmadığım için çok mutluydum :)

Gerçi bu süreçte babam ve abilerim de çok yardımcı olmuşlardı. Gördüğüm her belgeyi çekip onlara atıyordum bu ne diye. Bir ara artık Çağhan dayanamayıp beni engellese de... iyiydim ya. Çok iyiydim ben.

Sadece Alparslan'ı özlemiştim çokca. Çok görüşememiştik fakat cezaevi kuralları şaşırtıcı derece esnemiş, bunu anladım bu süreçte. Çünkü telefonla görüntülü görüşebiliyorduk baya baya. Bu sadece Alpo'ya özel bir durum değildi elbette, diğer mahkumlarda sevdikleriyle bu sayede irtibatta kalıyordu. Yani yan yana gelemesek de her gün birbirimizi görebiliyorduk şükür ki.

"Saçlarınız çok güzel olmuş," dedi Çiçek gülümseyerek. "Yakışmış size."

"Gerçekten mi?" derken boştaki elim saçlarıma gitti. "Abilerim biraz kısa buldular," dedim dudak bükerek.

Burun kıvırdı, "Yanlış bulmuşlar. Ateş ediyorsunuz."

Güldüm, "Umarım Alparslan da beğenir," dedim ve usul adımlarla sevgilimin odasına girdim.

Dün akşam saç kestirme perileri geldiği için belimi bile geçmeye başlayan saçlarımı, son zamanlarda trend olan şekilde, kat kat kestirmiştim. Artık omzumu biraz geçiyorlardı ve perçemlerim de vardı. Ayrıca aralara hafifçe ışıltı da attırmış olabilirdim.

Birden kestirdiğim için göze kısa gelse de bence bana çok yakışmıştı. Fıstık gibi olmuştum. Sadece Alpo'mun haberi yoktu ve görünce ki tepkisini merak etmiyor değildim.

Manitan saçını kestirdiğini bile anlamayınca nasıl da yaprak gibi kalıyor insan?

"Bertuğ nerede?" diye sordum arkamdan gelen Çiçek'e.

Kolundaki saate baktı, "Birkaç saate gelir. Dün gece geç çıktı şirketten."

"Söyle bugün gelmesin," dedim koltuğa otururken. "Çok yoruldu bu süreçte. Bugün dinlensin. İkimiz idare ederiz."

sinende geçen akşamlarWhere stories live. Discover now