kırk - kovalamaca.

6.3K 573 138
                                    

Selamlar canlarım, aşklarım, ballarımmm. Bölümün sonundaki notumu okumayı unutmayın. Keyifli okumalar. Lütfen oy vermeyi ve bol bol yorum yapmayı da unutmayın. Sizleri seviyorummmm. 💚💚💚

kırkıncı bölüm
[KOVALAMACA]

🗝️

"Bilgi doğru," dedi Baha kendini sandalyesine atarken.

"İnanamıyorum," diye fısıldadım zorlukla.

Bir haftadır Gümüş'ün haberi olmadan istihbarat ile birlikte bana gelen belgeleri araştırıyorduk. Ne yazık ki doğruydu. Gümüş, Kılıç'ın kızıydı. Yani Ayça'nın bir ablası vardı.

"Evlilik dışı çocukmuş," dedi Gamsız önündeki kağıtlara bakarken. "Kılıç'ın Safir'den haberi var mı belli değil fakat olsaydı tıpkı arkadaşın Ayça gibi onu da ağına alırdı diye düşünüyorum."

Şiir, koyu kahve saçlarını eliyle taradı. "Bunu Safir'e söyleyeceğiz değil mi? İş bir yana evet ama o benim en yakın arkadaşım, yıllar boyu ailesini merak etti. Bunu ondan saklayamam."

Bildiğime göre Şiir ile Safir yetimhanede tanışmışlar, orada büyümüşlerdi. Bu yüzden aralarındaki sevgi bağı diğerlerinden daha farklıydı. Şiir'in gerçeği saklamak istememesi fazlasıyla normaldi bence.

Deli, "Saklamayacağız zaten." dedi net bir sesle. "Yarın konuşur söyleriz. Fakat önce bu durumu üstlerimize bildirmemiz gerek. Haberleri olmalı."

Çitlembik ağzındaki sakızı patlattı. "Kılıç piçi yüzünden başı belaya girmez, değil mi?"

"Sanmıyorum," dedi Baha usulca.

Makina önündeki bilgisayarı kapattı. "Kılıç'ı bir güzel dövmeden bana rahat yok galiba."

Burada işimin bittiğini anlayınca çantamı toparladım ve ayağı kalktım. "Ben gidiyorum. Yarın akşam Safir'e anlatırız her şeyi. Görüşürüz."

Hepsi bana el sallarken Baha da kalktı ve bana çıkışa kadar eşlik etti. "İksir konusunda dikkatlisin değil mi?" diye sordu ben arabaya binmeden önce.

"Nasıl yani?" diye sordum.

Kollarını göğsünde kavuşturdu, "Alparslan'a çaktırmıyorsun değil mi? Seni bu konuda uyarmaya vaktim olmadı fakat biliyorsun ne olursa olsun ona kendini gösteremezsin. Bu her şeyden önce suç."

"Farkındayım bunun zaten," dedim kaşlarımı çatarak. "Neden durduk yere söyledin onu anlamadım."

Bir nefes verdi, "Aşkın aklını bulandırmasından korkuyorum Belinay." dedi açık açık. "Alparslan'a olan sevgini çok belli ediyorsun. Hatta bak şuan bile gözlerin parladı. İksir iken uzun vadede bunu kontrol edip edemeyeceğinden pek emin değilim. İstihbarat bu konuda çok katı biliyorsun. Seni asla affetmezler."

"Merak etme, asla belli etmiyorum. Hatta o kadar belli etmiyorum ki Alparslan üç gündür İksir yüzünden benden kaçıyor."

Bu sefer onun kaşları çatıldı, "Niye?"

Temkinle ona baktım, "Gülmeyeceksin ama."

sinende geçen akşamlarWhere stories live. Discover now