yirmi iki - kimsesiz.

13.6K 911 451
                                    

Selamlar! Öncelikle geçmiş olsun dilekleriniz için çok teşekkür ederim, çok tatlısınız. Hepinizi yiyesim geliyor. Bu hafta daha iyiyim sadece öksürüğüm kaldı. Birkaç güne iyileşirim inşallah.

Pabucumun Kanı'na da bir - iki gün içerisinde bölüm gelir.

Keyifli okumalar canlarım. Bir önceki bölümün yorum sayısı diğer bölümlere oranla düşüktü. Yorumlarınızı okumayı çok seviyorum. Bol bol yorum yapıp, oy verirseniz çok sevinirim. Sizleri seviyorum. 💚

yirmi ikinci bölüm
[KİMSESİZ]

yirmi ikinci bölüm[KİMSESİZ]

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


🗝️

İrkilerek uyandım. Hızla gözlerimi ovuşturduğumda yine holde, soğuk fayansın üstünde olduğumu farkettim. Bakışlarımı sağıma çevirdim, Alparslan oradaydı. Hala. Beni izliyordu.

Bir nefes verdim, "Rüya değildi hiçbiri değil mi?" diye sordum düz bir sesle.

"Maalesef," dedi.

Önüme gelen saçlarımı kulağımın arkasına iteledim. "Ne zamandır uyuyorum?"

Kahve gözleri hissettiğim soğuğu sıcağa çevirdi usul usul. Gözleri bana ne hissettiriyordu biliyor musunuz? Hani... Böyle kış günü sabah uyanırsınız, alarm çalmıştır ve kalkıp hazırlanmanız gerekiyordur ama bir türlü o yorganın sıcaklığını bırakmak istemezsiniz ya, hep orada kalmak istersiniz hani... İşte kahve gözleri o sıcaklıktı benim için. Çıkmak istemiyordum gözlerinden.

"Üç saattir," diye yanıtladı beni.

Gözlerim doldu istemeden, "O kadar saattir burada, başımda mı bekliyorsun?"

Başını iki yana salladı, "Seni bırakıp gidemezdim."

Dudaklarım aşağı doğru bükülürken yumruğunu sıktığını hissettim, "Sana sarılmak istiyorum," dedim sesim titrerken. "Alparslan sana ihtiyacım var."

"Seni özledim," dedi sert sesi.

Gözlerimi kapattım. O bana asla zarar vermezdi. Bana asla istemediğim sürece dokunmazdı. Beni öpmeye bile kıyamayan adam, asla canımı yakmazdı. Biliyorum Belinay zor ama ondan korkamazsın.

"Kendini zorlama," dedi yatıştırıcı bir sesle. "Henüz her şey senin çok yeni."

Gözlerimi açtım ve istekle ona bakarak sarılmak ister gibi kollarımı kaldırdım. "Gel."

Bana kararsızca baktı.

"Lütfen," dedim titreyen bir sesle.

Sanki bunu dememi bekliyormuş gibi ayağı kalktı ve tam önüme gelerek dizlerinin üstüne çöktü. Kendime düşünmeyi bile yasaklayarak zangır zangır titreyen ellerimle ona sarıldım. Fakat o bana sarılmadı.

sinende geçen akşamlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin