yirmi - masa.

14.1K 914 600
                                    

Ay, ne oluyor ne oluyor demeyin. Kitap beni aşırı sardığı için yeni bölümü hemen yazdım.

Keyifli okumalar ballarım. Lütfen oy vermeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayın. Sizleri seviyorum. 💚

yirminci bölüm
[MASA]

🗝️

Sıçrayarak uykumdan uyandım. Saate baktığımda daha yarım saattir uyuyor olduğumu anladım. Koltuktaydım. Ayça ve Umay ise benim odamda uyuyorlardı.

Yarım saatlik uykumda ardı ardına kabus görmüştüm. Düşündükçe içim titriyordu.

Umarım Bahadır, umarım iyisindir.

Sırtımı dikleştirdiğimde evin kapısı tıklatıldı. Heyecanla yerimden kalkıp kapıya koştum. Gürültüyle kapıyı açtığımda karşımdaki kişi sandığımın aksine Baha değil, Alparslan'dı.

"Alparslan," dedim nefes nefese.

Kaşları çatıktı ve gergin görünüyordu. "Neredesin sen? Kaç saattir sana ulaşmaya çalışıyorum," dediğinde bendeki değişikliği farketmiş olacak ki çatık kaşları çatıldı. "Ağlamışsın," dedi göz altlarıma dokunarak. "Ne oldu?"

Tekrar gözlerim doldu. Dudaklarım aşağı bükülürken, "Alparslan," diye mırıldandım. Göz yaşlarım yeniden akmaya başladı.

"Şşşş," diyen Alparslan hızla yüzümü avuçları arasına aldı. "Ne oldu güzelim? Anlat..."

Hıçkırdım, "Bahadır," dedim ağlaya ağlaya. "Görevdeydi. Timi pusuya düşürülmüş. İki gündür ulaşmaya çalışıyorlarmış ama ulaşamıyorlarmış," deyip hızla ona sarıldım.

Kollarımı beline sararken o da bana sıkıca sarılmış saçlarıma bir öpücük bırakmıştı. "Gencer," diyen sert sesini duydum. "Araştır."

"Emrin olur abi," diyen Gencer'in adım sesleri kulaklarıma doldu.

Alparslan dizlerimin altından bir kolunu geçirip bedenimi kavradıktan sonra beni kucakladı ve kapıyı ardımızdan kapatıp salona götürdü.

Hemen cam kenarındaki koltuğa çökerken hala kucağındaydım ve kollarım bu sefer boynuna sıkı sıkı sarılıydı. Usulca sırtımı sıvazlamaya başladı. "Bu kadar önemli birisi mi gerçekten senin için?" diye sordu.

Burnumu çektim ve başımı boynundan kaldırdım, "Çok," dedim iç çekerek. "O benim abim, Alparslan. Onsuz yapamam."

"Onsuz değilsin," dedi Alparslan dikkatle gözlerime bakarak. "Daha hiçbir şey belli değil. Bu kadar olumsuz düşünme."

"Nasıl düşünmeyeyim?" derken başımı göğsüne yasladım. "İki gün olmuş, hala bulamamışlar," deyip duraksadım. "Anadan ayrı orospu çocukları! Puşt teröristler!" diye yükseldim birden.

Alparslan kendini tutamayarak güldü. "şu birden yükselmelerine bayılıyorum."

"Piçler! Dua etsinler de Bahadır iyi olsun. Yoksa yemin ederim o dağı götlerine sokarım onların."

Alparslan yüzünü saçlarıma gömüp gülmeye devam etti. "Yapacağına o kadar eminim ki," dedi cidden inançlı bir tavırla.

Parmağımla göğsünde saçma sapan şekiller çizmeye başladım. "Alparslan... Bir şey olmamıştır değil mi?"

"Sanmıyorum," dedi az önceye nazaran ciddi bir sesle. "Sen kahvaltı yaptın mı?"

"İştahım yok," dedim omuz silkerek. "Kızlarla sabaha kadar uyuyamadık. Onlar da odamdalar."

sinende geçen akşamlarWhere stories live. Discover now