otuz yedi - koruyucu.

7.9K 644 423
                                    

AYY GELDİM SONUNDA! Çok özledim sizleriiii. Nasılsınız? Umarım çok çok çok iyisinizdir.

Uzatmadan bölüme geçiyorum. Keyifli okumalar ballarım. Lütfen oy vermeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayın. O güzel satır arası yorumlarınızı özledim. Sizleri seviyorummm 💚💚💚

otuz yedinci bölüm
[KORUYUCU]

🗝️

Umay Pektaş'tan...

"Umay Hanım, Gencer Bey geldiler," diyen asistanım ile istemsizce gerildim.

Yutkundum ve, "gelsin," deyip farkında olmadan ayaklandım. Masamın önündeki sehpada duran dosyalara ilerledim. Asistanım çıktı ve bir süre sonra içeri Gencer girdi.

Ona bakmayı reddederken, "Hoş geldin," deyip dosyaları toparlamaya giriştim.

Gencer'in keskin, bir buzdan hallice olan bakışlarını üzerimde hissetmek beni heyecanlandırsa da bunu yansıtmamaya çalışıyordum.

"Hoş buldum," dedi soğuk bir sesle. Hep soğuktu. Buz gibiydi. İçimi titretiyordu sesi, bakışı... Ama ona çekilmekten de geri alamıyordum kendimi.

Hislerim karmaşıktı. Ona çekiliyordum. Onu istiyordum. Ondan etkileniyordum. Buzlara özenen gözlerinin bedenimde dolaşmasını seviyordum.

Ama çekiniyordum işte. Onun ne tepki vereceğinden, ne düşüneceğinden deli gibi çekiniyordum.

Ben cesaretli bir insandım hep. Atılgandım. Lise'de moda tasarım bölümü okumuştum. Mezun olduğumda ise üniversite işlerine hiç girmemiştim. O zamanlar bu durum garip karşılanmıştı çevrem tarafımdan. Üniversite diplomam olmadan en fazla ne yapabilirdim ki? Anca bir mağaza açar, sinek avlardım insanlara göre.

Umrumda olmadı söyledikleri. Kulaklarımı tıkadım herkese. Bir tek canım dostum Belinay'ım yanımda durmuş, destek olmuştu bana zaten. Onun manevi desteğiyle daha da hırslandım, daha da gayret ettim. Zor oldu, bazen pes etme aşamasına geldim belki ama sonunda başardım.

Ülkenin en genç girişimcilerinden birisi oldum. Markam dillerden dillere yayıldı. Türkiye'de 68, yurt dışında ise 10 mağazam var. Kendi markamın üretimini sağlayacağım fabrikam ise açılmak üzere ama asıl gurur verici olan şey bu değil.

Zamanında bana inanmayan, sponsor olmayıp kapılarından kovan insanlar, şuan katıldıkları ödül törenlerinde üstlerinde benim markama ait giysileri taşıyorlar. Zamanında bir reklam için kırk kez menajerlerine ulaştığım mankenler, şuan kendi istekleriyle benim defilelerimde yer almak istiyorlar. İşte en gurur verici şey bu gerçekler. Bu başarı.

Gerçi hala hedeflediğim noktada olmasamda gelmiş olduğum yer, bana en büyük motivasyondu.

O olmasaydı bir adım dahi atamayacağım cesaretim, Gencer'in karşısında sus pus oluyordu işte. Bunu anlamıyordum.

"Bir sorun mu var?" diye mırıldandım. "Belinay iyi, değil mi?"

Ona bakmasam da, göz ucuyla kollarını göğsünde kavuşturarak arkasındaki duvara rahatça yaslandığını gördüm. Yapma şunu işte yapma! Harika karın kaslarını gözlerime sokma be adam!

Konuştu, "Hiçbir şey olmamış gibi mi yapacaksın?"

Durdum. Kaşlarımı çattım ve elimdeki dosyaları bırakarak ona döndüm. "Anlamadım?"

sinende geçen akşamlarΌπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα