otuz sekiz - dost.

6.9K 636 240
                                    

Selamlar canlarım! Keyifli okumalar. Lütfen oy vermeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayın. Sizleri seviyoruumm 💚

otuz sekizinci bölüm
[DOST]

🗝️

Bazı anlar olur, ne yapacağını bilemezsin. Neye yanacağını bilemezsin. Tutuşmuşsundur çoktan fakat nedeni nedir bilmezsin.

Tam o andayım.

Dizlerimin üstünde çakıldığım toprak, en yakın dostumun kanına boyanmıştı. Ne olmuştu, ne yaşanmıştı? Yer kayıyordu, başım dönüyordu. Gerçek miydi şuan, rüyada mıydım?

"Allah'ım uyandır beni," diye ağladım nefesim kesilene kadar. "Yalvarırım uyandır beni, dayanamıyorum... Umay," deyip önümdeki bedene dokundum. Gözleri kapalıydı. Niye kapalıydı? Ölmüş müydü, vurulmuş muydu?

Elim kanına sürüldü, bir çığlık attım. Vurulmuştu. Ölecek miydi?

Başımı iki yana salladım, "Hayır... Hayır... Ölme... Lütfen, lütfen ölme Umay." deyip etrafıma baktım. Telefonum biraz ilerime düşmüştü. Hemen uzandım ve telefonu aldım.

Ambulansın numarası neydi? Hatırla, hatırla... Neydi? 122 miydi, 155 miydi, Allah'ım kaçtı? Kafayı yiyeceğim kaçtı?

Düşünemiyordum. Düşünemiyordum.

Daha çok ağlamaya başladım. O esnada telefonumun ışığı yanıp sönmeye başladı. Hemen açtım.

"Sevgilim ne yaptınız, yaklaştım bulunduğunuz yere..."

"Al- Alparslan," diye feryat ettim.

"Tomris," dedi anında sert sesiyle. "Ne oldu, niye ağlıyorsun?"

"Alparslan gel," diye bağırdım. "Lütfen gel. Ben ne yapacağımı bilmiyorum, lütfen..."

"Güzelim sakin ol, nefes al! Ne oldu, hadi söyle!"

Ağlayışım şiddetlendi, "Çok kan var, Alparslan çok kan var. Ne yapacağım?" derken Umay'ı sarstım. "Umay uyanmıyor ne yapacağım?"

"Hassiktir!" diye bağırdı Alparslan. "Hasiktir! Gencer sakin ol," dediğini duydum. "Tomris'im geliyorum, az kaldı tamam mı? Bekle geliyorum."

Bir şey demedim, telefon elimden kayıp düştü hemen. Umay'ın güzel yüzünden ayırmadım bakışlarımı. Uzandım ve altın sarısı saçlarını sevdim. "Bahadır bana çok kızacak," dedim. "Ayça da kızar belki. Sana bir şey olursa çok kızarlar bana. Ben de kızarım. Lütfen uyan." dediğim anda gözlerim karardı. Kaydım ve Umay'ın tam yanına yattım. "Seni kaydemem," deyip sıkıca sarıldım kanlı bedenine. "Bir kez daha kimsesiz kalamam."

Gözlerimi yumdum. Ne kadar geçtiğini bilmediğim o süre içerisinde gözlerimin önünden Umay ile olan her anım geçti. O, ben, Ayça... Bahadır'ın deyimiyle üç ay grubu... Her güzel günümüz aktı göz pınarlarımdan.

Başımda konuşan kişileri duydum, beni tutup çekmeye çalışanları hissettim, tanıdık kokular soludum ama gözlerimi hiç açmadım. Sadece Umay'a sarılı olan kollarımı sıkılaştırdım. Sırtıma yaslanan elin sahibi kulağıma eğildi, "Tomris, Umay'ı bırakmalısın ki onu hastaneye götürebilsinler."

Kalbimin tüm odacıklarını titreten o ses ile gözlerimi açtım ve arkadaşıma sarılı olan kollarımı çözdüm. Alparslan beni direkt kucağına alırken sağlık çalışanları da Umay'ın başına toplandı.

sinende geçen akşamlarWhere stories live. Discover now