altı - soykamer.

15.7K 931 298
                                    

Keyifli okumalar ballarım. Lütfen oy vermeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayın. Sizleri seviyorumm.💚

altıncı bölüm
[SOYKAMER]

🗝️

Annem, gözlerimin görüp görebileceği en büyük günahtı.

Yedi yaşındaki kızını bir iğrençliğin ortasına koymuş, o iğrençlikte kalbini yakmasına göz yummuştu. Beni bu hale, beni bu psikolojiye annem getirmişti.

Annemin o adamla tam olarak ne yaptığını öğrendiğimde on üç yaşındaydım. Eve gelir gelmez zor bela tuttuğum ağlamamı serbest bırakmış, kendimi odama kapatmıştım. Öyle çok ağlamıştım ve babama karşı öyle suçlu hissetmiştim ki... Bir pislik olduğuma inandırmıştım kendimi.  Kötü bir şey yapan annesini babasına söyleyemeyen, annesinden bir farkı kalmayan iğrenç, kötü bir çocuk...

O gece yine bir kalp krizinin eşiğine gelmiştim ama neyseki geçmemiştim o eşikten ve bir söz vermiştim. Büyüyünce asla annem gibi olmayacağım. Çocuklarımın gözünden akan hiçbir yaşta benim imzam olmayacak ve gün gelince babama her şeyi anlatıp beni affetmesini dileyeceğim.

Yeni yeni anlıyorum aslında babamın da annemden hiçbir farkı olmadığını. Kızının yaşadığı suçluluk duygusuna an ve an tanık olup, "ben her şeyi biliyorum kızım," bile diyemeyen bir adam...

Çok üzülüyorum baba. Ya sana da haketmediğin kadar fazla değer verdiysem? Düşüncesi bile yok ediyor beni.

Bundan yedi yıl önce, Lisedeyken okulun popüler çocuğundan hoşlanıyordum. Hala anlayamam o hislerim hoşlantı mıydı, hayranlık mıydı... Hep aklımda bir soru işaret olarak kaldı bu ancak o yıllarda, bir gün hiç ihtimal vermediğim şey gerçekleşti.

Hoşlandığım kişinin de benden hoşlandığını öğrendim. O dönem çıkma teklifi muhabbeti vardı, bana çıkma teklifi etti ve kabul ettim. Bir haftasonu sinemaya gittik, çok eğlendik, iyi anlaştık ve günün sonunda beni öptü.

On yedi yaşındaki bir genç kızın öpüldüğünde midesinin kasılması, heyecanlanması, içinde kelebeklerin uçuşması gerekirdi ancak öpüldüğüm ilk andan itibaren büyük bir tiksinti hissettim.

Bunun sebebi karşımdaki kişi değildi. Dudaklarıma değen dudakları hissetmemle gözlerimin önüne gelen o görüntüydü.

Ne yazık ki Alparslan'da olduğu kadar sakin kalamadım o akşam. Büyük bir kriz geçirdim. Sanki sırf bir erkekle öpüştüğüm için annem gibi olacaktım ve annem gibi olmak bu hayattaki en büyük korkumdu.

Tepkime hoşlandığım çocuk öylesine şaşırtmıştı ki ve haklı olarak da baya korkmuştu... O günden sonra yanımdan bile geçmedi sağolsun. Ona kızamamıştım, sinirlenememiştim bile zira onun beni öpmesiyle şaha kalkan iğrenç psikolojim, bir süre erkeklerden köşe bucak kaçmamı sağlamıştı.

O deneyimimden baya bir süre sonra hissettiklerimi yenmek için ufak girişimlerim olmuştu. Kulağa kötü gelebilir ama sırf bunun için ne yazık ki birkaç erkekle öpüştüm. Hepsinde aynı şeyleri hissettim, hepsinde aynı tiksintiye bulaştım ancak inatla bir hasta olduğumu reddettim.

Fakat hastaydım.

Dün gelen farkındalık neden gelmişti bilmiyordum ancak iyi ki gelmişti. Tabii bu farkındalığın ifşaladığım bir mafya babasının dudakları sayesinde gelmesi de ayrı bir ironiydi ama neyse.

Dün otele nasıl döndüğümü pek hatırlamıyordum. Kendimde de değildim açıkcası. Odama girmiş ve kendimi direkt yatağıma atmıştım.
Gece boyu kabus görüp durmuştum. Doğru düzgün uyuyamamıştım da zaten. Sabah, kirlendiğini düşündüğüm bedenimi yine duşa atmıştım. Gece çıplak ayak koşmamdan ötürü ayaklarım hafif yara almıştı ancak önemli bir durumu yoktu.

sinende geçen akşamlarWhere stories live. Discover now