on yedi - şart.

13.9K 894 421
                                    

Yeni bölümle geldimmmm! Nasılsınız aşklarım, okullar da açıldı. Kaça geçtiniz, okul hayatınız nasıl geçiyor bölüme geçmeden önce bir anlatın bakalım. 

Keyifli okumalar ballarım. Lütfen oy vermeyi ve özellikle bol bol satır arası yorum yapmayı unutmayın. Sizleri seviyorum! 💚

on yedinci bölüm
[şart] 

🗝️

Ölü bir bedenin soğuk rüzgarında saklıydı anne yüreği.

Caneda, o soğuk rüzgarın sıcak kollarına bırakmıştı kendisini. İşte... İşte dünyanın en güvenli yerindeydi. Annesinin göğsünde. "Bana senin yanındayken zarar veremezler değil mi anne?" diye sordu küçük bir çocuk gibi. "Vermesinler artık," deyip güçsüzce fısıldadı. "Takatim kalmadı," dedikten sonra gözlerini kapattı.

Tüm Bozoğlu erkekleri bu sahneyi şaşkınlıkla izledi. Bu gerçek miydi?

Caneda, duvara yaslı olan Aleda'nın tablosuna sanki kaçıp gidecekmişcesine sımsıkı sarılmıştı. Öyle ki Çağhan beyazlayan parmak boğumlarını görebiliyordu.

"Neler oluyor burada?" diye titrek bir ses sordu.

Cesur, Çağhan ve Canberk'in gözleri hızla varlığını unuttukları Çakır'a saplandı. "Abiciğim," dedi Cesur ne yapacağını bilemeyerek.

Fakat açıklamasına bile gerek yoktu zira Çakır akıllı birisiydi. Anlamıştı her şeyi ama yine de emin olmak için, "O... Caneda mı?" diye sordu.

Onu, bakışlarını bir saniye olsun kızından ayırmayan Tuğrul, "Evet," diye cevapladı. "O senin ikizin."

Belinay tabloya sarılı bir şekilde sızmıştı. Bünyesi zaten alkole karşı dirençli değildi. İyi bile dayanmıştı.

Çakır, hemen yanındaki koltuğa çöktü. "Bunca yıl neden bize gelmemiş?" diye sordu çaresizce.

"Bizi hatırlamıyor normalde," dedi Canberk. "Ama şuan nasıl hatırlıyor... İşte bunu biz de bilmiyoruz."

"balımı istiyorum dediğinde kıllanmıştım zaten... Gerçekmiş," deyip hayretle güldü Çakır. "Biliyor musunuz, bugün onunla karşılıklı şarkı söyledik. Birbirimize baka baka tamamlandım diğer yarım dedik." derken gözleri dolmuştu.

Ayağı kalktı ve usulca tabloya sarılıp uyumuş olan ikizine ilerledi. Tam yanına gelince diz çöktü ve elini kızın beline koyarak alnını omzuna yasladı. Derin derin soludu güzel kokusunu. Gülümsedi burukça.

Öksüzlüğünün diğer yarısıyla, yine öksüzlüğüne sarılıyordu.

Alnını yasladığı omuza bu sefer yanağını yaslayıp annesine baktı. Boştaki elini uzatıp Aleda'nın yüzündeki güzel gülümsemeye dokundu. Mavi gözlerinden bir yaş, ikizinin omzuna düştü. Caneda irkildi fakat uyanmadı. Sadece tabloyu tutan ellerini daha da sıkılaştırdı.

Çağhan kızarmış gözlerinden akmaya hazırlanan bir yaşı hızla geri gönderirken, "Çakır'ım," deyip ikizlere doğru bir adım attı. "Orada rahatsızdır. Yatağına yatırmalıyız."

Çakır son kez annesinin gülüşünü okşadı ve ikizinin omzuna bir öpücük koyarak ayaklandı. Kendinde, onu taşıyacak gücü bulamıyordu.

"Ben taşırım," dedi Canberk hevesle.

Çağhan ona ters bir bakış attı, "Sana ne oluyor? Ben taşırım."

sinende geçen akşamlarWhere stories live. Discover now