on sekiz - tehdit.

14.1K 964 509
                                    

Selamlar ballarımmm! Nasılsınız, umarım iyisinizdir. Beni soracak olursanız idare eder ahshsjsj havalar birden soğudu donuyorum resmen. İstemeden soğuk aldım sanırım hasta olacak gibiyim. Siz kendinize dikkat edin, sıkı giyinin.

Keyifli okumalar. Lütfen oy vermeyi ve bol bol satır arası yorum yapmayı unutmayın. En çok sevdiğim şey, sizin güzel yorumlarınızı okumak. Sizleri seviyorum! ❤️

on sekizinci bölüm 
[TEHDİT] 

🗝️

Yeraltına, yani Zehriyad'a girmek hiç kolay değildi. Onlarca güvenlikten geçiyordun, çıkana kadar kimliğine, telefonuna ve yanında getirdiğin tüm eşyalarına el konuluyordu. Ki zaten içeri her insanı da almıyorlardı.

Ya mafya olmanız, ya mafyanın çalışanı olmanız, ya da mafyanın ailesinden biri olmanız gerekirdi.

İçeri girdikten sonra süren başlardı. Yarım saatte çıktın çıktın, çıkmazsan Zehriyad'ın özel güvenlikleri gelir seni yaka paça atarlardı. Atmadan önce de dövmeyi eksik etmezlerdi.

Buraya bir kabadayılar, iki polisle ve askerle ilişiği olanlar alınmazdı. İstersen ruhunu sat, yine de giremezdin. Bu yüzden İksir olmak istemiştim zaten. Gazeteci kimliğimle buraya girmem imkansızdı. Ben de en güzel yaptığım işie başvurdum. Kılık değiştirdim...

İksir olmak başlı başına zordu. Çünkü o, diğer kılığına girdiğim insanların aksine varolmamış bir kişiydi. Gerçek hayatta İksir yoktu. Bir yerde İksir karakterini ben oluşturmuştum.

Huylarımız tamamen farklıydı. Şaka yapmazdı, eğlenmezdi. Sertti ve en önemlisi de netti. Soğuktu genel olarak, anlaşılması güç birisiydi. Her insanla güzel konuşmazdı, genellikle hep ters cevaplar verir, karşısındakini deli ederdi.

Gireceğim iş çocuk oyuncağı olmadığı için dövüş kurslarına, silah kullanım eğitimlerine gitmiştim. Kalbime zarar vermeden kısa kısa da olsa çalıştıkça iki sene de kendimi geliştirmiştim.

Sırf geçmişimde gözüksün diye üç aylığına yurt dışına bile gitmiştim. Yeraltına girmem ise tereyağından kıl geçer gibi olmuştu. Baha ile de o dönem tanışmış, anlaşma yapmıştık.

İksir aslında mafya değildi çünkü devlet zaten her şeyden haberdardı. Attığım her adımdan haberleri vardı. Bu en başından beri içimi rahatlatan bir şeydi. Yasa dışı işlerin içindeydim, bazılarını bizzat ben yapıyordum fakat bu suç değildi.

Mafyaları ifşalamaya girişmeden önce bir toplantı yaptık. Aileme er ya da geç bulaşacaklarını zaten biliyorduk. Ne yapabiliriz diye düşündük. Ne yaparız da aileme karışma hususunda önlerine ket vurabiliriz?

Cevabı basitti.

İksir bir mafya değildi fakat yeri geldiğinde onları da aratmaya bilirdi.

Bugün ilk kez, Belinay halimle İksir olacaktım. Akçın için dünyayı ateşe verebilirdim fakat bugün sadece şuan kapısının önüne gelmiş olduğum toplantı odasını ateşe vermem yeterliydi.

Çakır sayesinde kolaylıkla girdiğim Zehriyad'da, üstümdeki bakışları hissedebiliyordum. "Belinay Hanım," diyerek hafif bir şaşkınlık belirtisiyle bana bakan Gencer'i ve diğerlerini umursamadım.

Çakır geride durarak içeri girmek istemediğini belirtirken derin bir nefes aldım. Sakin olmalıydım. Öfkeyle hareket edip zararla dönnek istemiyordum. Sakin kalmalıydım. Bu hem Akçın için, hem de kalbim için en olması gerekendi.

sinende geçen akşamlarWhere stories live. Discover now