on altı - çemen.

13.8K 924 304
                                    

Merhabalarr! Sizleri çok özledim ve yeni bölümle geldim. En çok sinende geçen akşamlar'a merak olduğu için ilk olarak buraya yeni bölüm yazdım. Pabucumun Kanı'na da Cuma günü yeni bölüm gelecek! 

Keyifli okumalar ballarım. Lütfen oy vermeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayın. Sizleri seviyorum. 💚

on altıncı bölüm
[ÇEMEN]

🗝️

"Cecu!" diye şakıyarak karşımdaki bedenin kucağına atladım. Yüzünü görmüyordum ancak erkek olduğunu ve benden biraz büyük olduğunu anlamıştım.

Kimdi bu?

"Cabe beni döğdü," dedim nazlı bir sesle.

Karşımdaki kişi güldü, "Yalan söyleme," diyerek burnuma dokundu. "O kendini döver, seni dövmez."

"Timamm," dedim kabullenmişlikle. "Beni sadece tovaladı."

"Yine ne yaptın cadı?"

Ellerimi önümde kavuşturarak halıya diktim gözlerimi. "Çağa'nın bardağını tırmış olabiliyim. Suçu da Cabe'ye atmış olabiyim. Ama neyseti canım Çatı bardağı tendinin tırdığını söyledi. Cabe de ona tızdı ama sonra ben de ona tızdım. Timse benim Çatı'ma tızamaz!"

"Sen küçük bir baş belasısın," dedi tanımadığım kişi. "Ben ne yapacağım seninle?"

Kıkırdadım ve hızla karşımdaki kişinin göğsüne sığındım. Başımı, tam kalbinin üstüne koyarken, "Ben hep burada talayım yeter Cecu'm," deyip yaslandığım göğüsten kalktım ve yüzünü bile göremediğim kişinin kafasını minik ellerimle sarıp yüzünü boynuma gömdüm. "Aştımmm," dedim dolu dolu. "Balımmm, seni çot seviyom Cecu."

Hissettiğim güven duygusu beni dumura uğratırken yutkundum.

Karşımdaki kişi de kollarını sıkıca bedenime sardı. O an haklı olduğumu anladım. Hep bu kolların arasında kalmak bile bana yeterdi.

"Ben de seni çok seviyorum balım." dedi kalbinden kalbime adeta sevgi akarken.

"Beni hep sev Cecu. Çüntü ben seni hep sevicem!"

🗝️

Nefes nefese uyandım. Ellerimle çarşafı sıkarken nefesimi düzene sokmaya çalışıyordum. "Sakin ol," diye fısıldadım kendi kendime. "Rüyaydı."

Tuhaf bir rüyaydı. Sarıldığım kişinin yüzünü görememiştim. Cecu da neydi?

Balımm, seni çot seviyom.

Başımı iki yana sallayarak ayaklarımı yataktan sarkıttım. Birkaç gün önce Ankara'da öğrendiklerim bilinçaltımın da ağzına sıçmış olmalıydı.

Esnerken bakışlarım makyaj masamdaki gizli kameraya takıldı. Umay ile İstanbul'a dönünce yaptığımız ilk şey odama ve evin belirli bölgelerine kamera yerleştirmek olmuştu.

Deli gibi korkuyordum tek kalmaktan. Umay da korkuyordu ancak onun uzun süreli bende kalması dikkat çekerdi. Bana ne yapıldığını acilen öğrenmem gerekiyordu.

Gözlerimin dolduğunu hissettim. Elim dudaklarıma gitti. O gece parçalanan dudaklarım... Öyle iğrenç ihtimaller dolanıyordu ki aklımda, ruhum çekiliyordu sanki.

Ne yapıyorlardı bana?

Dövüyor olsunlardı ya da başka bir şey. Yeter ki aklımdaki ihtimal olmasındı. Buna dayanamazdım. Ben güçlüydüm fakat o kadar değildim işte.

sinende geçen akşamlarWhere stories live. Discover now