yirmi dokuz - eski.

12K 834 408
                                    

Selamlar! Nasılsınız, umarım iyisinizdir canlarım. Keyifli okumalar hepinize. Lütfen oy vermeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayın. Sizleri seviyorum 💚

yirmi dokuzuncu bölüm
[ESKİ]

🗝️

Bir ay sonra...

Yatağa atlayan bedenle yerimde sıçradım.

"Uyan artık!" diyerek beni sarsan kişi Çakır'dı.

"Git başımdan ya," diyerek popomu ona döndüm. "Uykum var!"

"Canım sıkılıyor Caneda, uyan," deyip beni yine dürttü fakat hiç oralı olmadım. Gece uyumamış, kardeşler olarak basketbol maçı yapmıştık. Uykum vardı.

Ben Çakır'ı yine takmayınca belimde keskin dişlerini ve acıyı hissettim. "Hayvan!" diye bağırarak bir çığlık atıp ikizimin yüzüne elimin tersiyle güzel bir tokat attım.

O da bunun karşılığında saçımı eline dolayarak çekti ve bu hareketi aramızdaki kavga fitilini ateşledi.

Sevgisinden ağladığım, özleminden prangaları eskite eskite letgoda sattığım, her aklıma gelişinde kalbimi ağrıtan kardeşimle kavuşmamızın ikinci gününde ettiğimiz kavganın odamın camından tüm İstanbul'a gişesi bol film gibi sunulmasının verdiği ün ve şöhretle bu sefer de yurt dışındaki mafyaları ifşalamaya gidişiminin kaçak ön gösterimi.

"Cesur!" diye çığlık çığlığa bağırdım. Balım ve Çakır ile aynı kattaydı odam. "Çakır beni dövüyor!"

Yüzündeki beş parmağımın iziyle şuan kafasını ısırıyor olduğum ikizim bana şokla baktı ve hemen ardından saçımı daha da çok çekmeye başladı. "Hain pislik!"

O sırada açık kapımın önünde dikilen Cesur'u gördüm. "İkizler!" diyerek kızdı direkt. "Ayrılın. Çocuk musunuz siz?"

"İlk o başlattı," dedim sitemle.

"E sürekli uyuyor," dedi Çakır da.

"Çakır haklı," diyen Cesur yatağımın dibine geldi ve tek bir hareketiyle beni kucağına aldı. "Kahvaltı yapacağız."

Abimin arkasından bana dil çıkaran Çakır'a ben de dil çıkardım ve, "Uykum var ama," diye sızlanarak kollarımı abimin boynuna dolayıp yanağına kocaman bir öpücük bıraktım.

Yüzüne güzel bir gülümseme kondu ve boynumu, kokumu içine çeke çeke öptü. "Güzel bebeğim benim," dedi içten bir sesle. "Caneda'm."

Huzurla gülümsedim. Geçen bir ayda dört yaşındaki Caneda olmuştum sanki. O yaşlarımın mutluluğu vardı ruhumda, heyecanı vardı.

Kalabalık bir kahvaltı sofrasıydı benim ailem. Neşeli bir akşam yemeğiydi. Sürekli sinir ettiğim Canberk, bir iyi anlaşıp bir kavga ettiğim Çakır, her bir saç örgümde emeği olan Çağhan, en bal hislerim Cesur, her şeyim babam, annemin sıcaklığını taşıyan dedem, biricik dayılarım Feza ile Korhan...

Benim ailem. Benim biricik ailem. Tam yanıbaşlarında ölsem gam yemeyeceğim ailem. Çektiğim tüm acılara değen ailem.

Düşüncelerimden sıyrıldım. Ayaklarımı salladım, "Yüzümü falan yıkamam lazım. İndir beni, siz geçin ben gelirim hemen."

"Uyumayacaksın ama," dedi Çakır uyarıyla.

Ona bir öpücük attım, "Uyumuyacağım."

sinende geçen akşamlarWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu